Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, boşanma protokolüne aykırılıktan doğan tazminat talebine ilişkin olup, davacı, kesinleşen boşanma kararına esas boşanma protokolünün 2. maddesinde yer alan edimin davalı tarafça yerine getirilmediğinden bahisle doğan zararın tazminini istemiş, davalı ise bu taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı müteahhitten satın aldığını, tapunun kendisinde değil dava dışı arsa sahibinde olduğunu, tapuyu devretmesinin imkansız olduğunu, protokol gereği sözleşmeden doğan tüm hak ve alacaklarını boşanma sonrası davacıya devrettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşme gereği davalının ediminin tapu devri değil sözleşmenin devri olduğu ve bu ediminde yerine getirilmiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir....

    Dava, boşanma davasında taraflarca düzenlendiği iddia edilen protokolde yazılı olan, ancak kesinleşen anlaşmalı boşanma hükmünde yer almayan bir talebin yerine getirilmesine ilişkin olarak açılmıştır....

      Dava neticesinde ilk derece mahkemesi tarafların bizzat katıldıkları duruşmada özgür iradeleri neticesinde ve protokol hükümlerine göre TMK.nun 166/3. maddesi kapsamında boşanmalarına karar vermiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde müvekkilinin davacı ve ailesinin baskıları ve tehditleri sonucu 08.03.2023 tarihli protokol yapmak zorunda kaldığını, aslında boşanmayı istemediğini belirterek boşanma kararının bozulmasını talep etmiştir. Anlaşmalı boşanmaya ilişkin karar kesinleşinceye kadar eşlerin boşanmanın mali sonuçları ve gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK. M.166/1- 2) olarak görülmesi gerekir. Davalı istinaf başvuru dilekçesinde boşanmak istemediğini beyan etmektedir....

      nin temyiz harçlarını yatırması için çıkarılan muhtırada eksik harcın dosyaya yatırılmasının talep edilmiş olduğu ve usulüne uygun bir muhtıra düzenlenmediğinin görüldüğü belirtilerek Dairemizin 29.11.2018 tarihli yazısı gereğinin yerine getirilmesi yönünden usulüne uygun muhtıra tebliğinin istenildiği Dairemizin 12.02.2019 ve 25.04.2019 tarihli yazılarının gereğinin yerine getirilmediği ve Dairemize herhangi bir cevap verilmediği bu nedenle aynı eksiklik sebebiyle yapılan yazışmalar ve aradan geçen süre dikkate alındığında, sorumluların bu aşamada uyarılarak yeni bir gecikmeye sebebiyet verilmeksizin gereğinin ivedilikle yerine getirilmesi istenilmiştir. Ancak dosya içeriğinden ve UYAP sisteminden, 26.06.2019 tarihli geri çevirme kararının gereğinin yerine getirilmediği ve herhangi bir işlem yapılmadan dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır....

        Eldeki davada, davacı ile davalılardan T5 kesinleşen mahkeme kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, kararın eki netiliğindeki anlaşmalı boşanma protokolünün de kesinleştiği, söz konusu protokol gereği 34 XX 201 plakalı belediye otobüsü üzerindeki T5 ait %50 hissenin tüm hakları ile birlikte davacıya bırakıldığı, ancak davalı T5 tarafından söz konusu otobüs üzerindeki protokol gereği davacıya devredilmesi gereken %50 hissenin davacıyı zarara uğratmak amacıyla muvazaalı olarak davalı T5 ağabeyi olan diğer davalı T3 devredildiği, davalı T3 da söz konusu hissenin protokol gereği davacıya bırakıldığını bildiği ve bu nedenle muvazaalı işlemin tarafı olduğu iddiasıyla hisse devir işleminin muvazaa nedeniyle iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır....

        Mahkemece, kabul edilen kısım yönünden protokol yazılı belge kabul edilerek ispat yükü davalıya yüklenmiş ise de, anlaşmalı boşanmaya esas olmak üzere düzenlenen protokol hükümleri, anlaşmalı boşanma davası gerçekleşerek protokol onaylandığı takdirde geçerli bir hale gelir. Somut olayda, anlaşmalı boşanma davası sonucunda onaylanan protokol olmadığına göre geçerli bir protokolden bahsedilemez. Ayrıca, Boşanma Protokolü’nün 2. maddesinde aynen; "evlilik süresi içinde ... tarafından ödenen ...’un kredi kartı borcu ile Söke’deki ...’a ait evin senetleri ve ara ödemeleri olmak üzere toplam 10.000,00 TL bedeli ...’dan istemeyeceği" düzenlenmiştir. Bu maddede davalının kredi kartı borcunun, ev taksitlerinin davacı tarafından ödendiği belirtilmişse de, söz konusu ödemelerin davalıya borç olarak verildiğine ilişkin herhangi bir ibare yoktur. Aynı zamanda evlilik birliği sırasında kocanın yaptığı harcamalar ahlak vazifesinin ifası olup, geri istenemez....

          Maddelerinin onaylanarak kararın eki sayıldığı, bu sebeple protokol uyarınca davacıya taşınmazın 1/2 payının devrinin yapılması için müzekkere yazıldığı, müzekkere gereğinin yerine getirilmemesi üzerine davacının tavzih talebinde bulunduğu, ancak mahkemece talebin tapu iptali tescil davasına konu olabileceği gerekçesiyle reddine karar verildiği sabittir. Taraflarca düzenlenen 13/08/2021 tarihli protokolde davalı Sedanur adına kayıtlı Konya ili, Meram ilçesi, Sefaköy Aşağı köyü, Kazan mevkii, 109 ada, 29 parsel'de kayıtlı tarla üzerindeki ipoteğin davacı T1 tarafından kaldırılacağı, ipoteğin kaldırılmasından sonra davalı Sedanur tarafından taşınmazın 1/2 payının davacıya devredilerek taşınmazın paylı mülkiyetine dönüştürüleceği, tapu masraflarının davacı Mehmet tarafından karşılanacağının düzenlendiği, Yargıtay 2....

          görünen şirketten kaynaklanan şahsıma--- borçlarını ödeyeceğini, davacının------ yerine getirmemiştir....

            Cevap dilekçesinin süresinde olup olmadığının denetlenmesi gerektiğinden davalı kadına, çekişmeli boşanma dava dilekçesinin tebliğine dair mazbatanın araştırılması, temini halinde dosya içerisine eklenerek gönderilmek üzere dosyanın mahalline iadesine" karar verildiği halde iade kararımızın gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle; yeniden iadeye sebep olmaksızın iade kararının yerine getirilerek, davalı kadına çekişmeli dava dilekçesinin tebliğine dair mazbatanın dosya içerisine alınmak suretiyle gönderilmek üzere dosyanın ikinci kez mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.09.11.2016(Çrş.)...

              Buna göre, zuhulen yazıldığı anlaşılan "Somut olayda; taraflar 1999 yılında evlenmiş, 03.09.2010 tarihinde açılan dava ile aralarında düzenledikleri protokol çerçevesinde anlaşmalı olarak boşanmışlar, boşanma hükmü 06.09.2010 tarihinde kesinleşmiştir." ifadesindeki tarihlerin bozma kararından çıkarılmak suretiyle "Somut olayda; taraflar 2001 yılında evlenmiş, 28.11.2013 tarihinde açılan dava ile aralarında düzenledikleri protokol çerçevesinde anlaşmalı olarak boşanmışlar, boşanma hükmü 14.01.2014 tarihinde kesinleşmiştir" yazılmak suretiyle maddi hatanın bu şekilde düzeltilmesi, HMK'nun 304/1 maddesi hükmü gereğidir....

                UYAP Entegrasyonu