Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma” (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma da¬valarında bir bakıma iki davacı ve iki davalı olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844) Anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti ve kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren temyiz davasının davacısı eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum....
Mahkemece; taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolü ve davacının boşanma davasındaki mahkeme içi ikrarı boşanmanın ferileri yanında mal rejiminin tasfiyesini de içerdiğinden davanın reddine ve davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Ücret Tarifesi'ne göre 1.320,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir....
(Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, § 2. II, B, 2, b, aa.) Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma da¬valarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma , s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; -Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, -Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren “temyiz davasının davacısı” eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f....
Aile Mahkemesinin 2021/775 Esas sayılı dosyasına göre, dosyaya ibraz edilen boşanma protokolüne göre, protokolün 5 inci maddesinde davacı ... adına kayıtlı ''Mersin ili, ... İlçesi, ... 212 Ada, 20 Parseldeki, "Mersin ili, ... ilçesi, ... 212 ada 13 parseldeki" ve "Mersin ili ... ilçesi ... Mah. 276 ada 16 parselde kayıtlı 2 katta bulunan mesken niteliğindeki taşınmazların taraflar arasındaki boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren en geç 15 gün içerisinde tapuda ...'a devredileceğinin ve tapu devir masraflarının da davacı ... tarafından karşılanacağının kararlaştırılmış olduğu, Mersin 2....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 20/08/1990 tarihinde evlendiklerini, şiddetli geçimsizlik nedeniyle 15/06/2016 tarihinde Amsterdam Mahkemesi'nin C/13/604770/FA RK 16- 1811 sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, bu kararın 19 ekim 2016 tarihde kesinleştiğini, Amsterdam Mahkemesi kararı ve anlaşmalı boşanma protokolüne göre tarafların birbirlerinden maddi manevi tazminat, eşya, ziynet ve yoksulluk nafakası talep etmediklerini, velayet ve iştirak nafakası konusunda anlaşmaya varıldığını, velayet sahibi davalıya reşit olmayan müşterek çocuklar lehine nafakaya hükmedildiğini belirterek Amsterdam Mahkemesinin 15/06/2016 tarih ve C/13/604770/FA RK 16- 1811 sayılı boşanma kararının Türkiye'de tanınması ve tenfizini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı kadın vekili hükmün; zina nedenine dayalı olarak kabulü gerektiği, müşterek çocuk ve davacı lehine hükmedilen nafakalar ile tazminatların miktarları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı kadın vekili; 11/04/2022 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuştur. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir....
Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Anlaşmalı boşanmaya ilişkin mahkeme kararında tapu iptali ve tescile ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, tahsisin tapuya şerhine ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu nedenle taşınmaz mülkiyetinin boşanma kararıyla davacıya geçtiği ve tahsisin tapuya şerh verildiği kabul edilemez. Davacının, malik olan davalıdan mülkiyetin kendi adına tescilini ve tahsis şerhi konulmasını isteme hususunda kişisel hakkı bulunmaktadır....