Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesine rağmen davalı, boşanmanın fer'isi olan nafakaları istinaf etmek suretiyle anlaşmalı boşanma şartları oluşmamış (anlaşma bozulmuş) ve anlaşmalı boşanma hükmü yukarıda da belirtildiği üzere bütünüyle geçersiz hale gelmiş ve bu suretle davanın hukuki niteliği değişmiştir. Davanın, anlaşmalı boşanma sebebine dayalı olarak açılmış olması nedeniyle, taraflarca iddia ve savunmaya ilişkin vakıalar bildirilmemiş ve netice olarak da Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi kapsamında henüz esasa dair hiçbir delil toplanmamıştır. Bu sebeple, yukarıda izah edilen çerçevede yeniden değerlendirme yapılmak üzere HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine dayalı olarak, içeriğinde anlaştıkları hususları belirttiği ve altında davalı kadının imzası da bulunan dilekçesiyle anlaşmalı boşanma talebiyle dava açmıştır. Ön inceleme duruşma günü davalı kadına bizzat tebliğ edilmiş, kadın duruşmalara katılmamış ve davacı tanıkları dinlenerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu haliyle anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) davasına dönüştüğü anlaşılmaktadır....

    Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse boşanmanın ferileri hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir. İlk derece mahkemesindeki yargılama sırasında dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanmamıştır. Dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanmadan ön inceleme aşamasına geçilemez....

    Aile Mahkemesinin 2017/494 Esas, 2017/1064 Karar sayılı anlaşmalı boşanma dosyasında sunulan ve hakim tarafından onaylanan anlaşmalı boşanma protokolünün ... plakalı aracın davalı ...' bırakılacağına ilişkin maddenin iptaline yönelik açılan davanın usulden reddine karar verilmiştir. B....

      yitireceğini, anlaşmalı boşanma davasından vazgeçme hususunun iki ayrı şekilde ortaya çıktığını, henüz anlaşmalı boşanma duruşması yapılmadan anlaşmalı boşanmaktan vazgeçme ve anlaşmalı boşanma duruşmasından sonra anlaşmalı boşanmadan vazgeçme olmak üzere ikiye ayrılabileceğini, her iki halde de tarafların anlaşmalı boşanmadan vazgeçmelerinin mümkün olduğunu, Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere, taraflar arasında imza altına alınan protokolün boşanma kesinleşinceye kadar sonuç ve hüküm ifade etmemekte olduğunu, kaldı ki tarafların İstanbul Anadolu 16....

      Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, evlenme protokolüne dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacılardan ...'ın davalının eski eşi olduğu, diğer iki davacının ise bunların çocukları olduğu, davacı ... ile davalının boşanma davası sırasında 28.09.2007 günlü "Boşanmak için anlaşma protokolü" başlıklı protokolü imzaladıkları, daha sonra boşanmanın gerçekleştiği, protokole dayalı olarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; protokolün tartaşılması gerektiği gözlenmekle, uyuşmazlığın çözümünde Aile Mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/11/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda uyuşmazlık, boşanma protokolüne dayalı olarak tapu iptal ve tescili istemine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından kaynaklanmaktadır. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunda değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılır. Buna göre uyuşmazlığın Aile Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesinde düzenlenen terk hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış, mahkemece davacının davasını ıslah ederek anlaşmalı boşanmaya çevirdiği, tarafların duruşmada anlaştıkları, taraflar arasında kadının yoksulluk nafakası talebi ile ilgili uyuşmazlık olduğu, davalı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle, tarafların anlaşmalı olarak (TMK.md.166/3) boşanmalarına ve hakkaniyet gereği davalı lehine aylık 275,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi ancak Medeni Kanunun 166. maddesine dayalı davalarda gerçekleşebilir (Y.2.HD.1992/5157-5357)....

            Eldeki davanın, boşanma davası öncesinde açılan ya da derdest bir boşanma davası bulunmaksızın açılmış olan TMK'nın 336/2.maddesine dayalı bir velayet düzenlemesi talebine ilişkin olmadığı dikkate alındığında, boşanma dava dosyasının neticesinin beklenmesinde ya da o dava dosyası ile bu davanın birleştirilmesinde de hukuki yarar bulunmamaktadır....

            Sayılı ilamı ile 09/12/2016 tarihinde kesinleşen karar ile, anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı kadının boşanma davasında duruşmadaki beyanında davacı taraftan eşya, ziynet alacağı ve mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinin olmadığını belirttiği, dosyaya sunulan 07/12/2016 tarihli protokolde tarafların birbirlerinden ziynet eşyalarına yönelik herhangi bir talepleri bulunmadığı şeklinde kaydın olduğu ve bu protokolün mahkemece onaylanmasına karar verildiği, iş bu davanın 12/09/2018 tarihinde açıldığı, incelenen anlaşmalı boşanma davasına göre davacı kadının açıkça ziynet alacağı talebinin olmadığı yönündeki beyanı göz önüne alındığında daha sonradan ziynet alacağı talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla mahkemenin davanın reddine karar vermesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, davacı kadının istinaf talebinin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            UYAP Entegrasyonu