Apt.daki daire karşılığı verilmiştir" ibaresini içerdiği, bu haliyle kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermediği ayrıca bonoda bulunması gereken zorunlu unsurlardan düzenleme tarihini içermemesi nedeniyle kambiyo senedi vasfınının bulunmadığı, davacının bu senede dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yoluyla takip yapma imkanı da olmadığı, bu itibarla davacının alacak davası açmakta hukuki yararı olduğu, davalı tarafından imzası inkar edilmemiş 15.07.2018 tarihli senedin, borç ikrarını içeren adi yazılı belge niteliğinde senetteki imzanın davalı tarafından inkar edilmediğini, senedin aksini ispatın davalıya ait olduğu, davalı bu adi senedin 10.09.2018 tarihli anlaşmalı boşanma davası protokolü ile geçersiz hale geldiğini ve davacının bu adi senede dayalı alacağından feragat ettiğini beyan etmiş ise de taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünde davaya konu senede açık atıf olmadığı, davalının bu adi senet nedeniyle borçlu olmadığını ispata...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tarafların anlaşmalı olarak boşanmaları, boşanma hükmünün 06/04/2018 tarihinde kesinleşmiş olması, eldeki açılan davanın ise 06/12/2018 tarihinde açılmış olması, davacının davalı ile boşanmasının kendisinin kandırılarak gerçekleştiği iddialarının kanıtlanamamış olması nedeniyle davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine; müşterek çocuk Şerzan lehine tarafların anlaşmalı boşanma protokolüne uygun olarak hükmedilen 200,00 TL iştirak nafakasının ise çocuğun 2016 doğumlu olması, annesinin çalışmıyor ve ailesi ile birlikte yaşıyor oluşu, yaşı itibariyle müşterek çocuğun masraflarının mahiyeti, davalının maddi durumu, boşanma hükmünün 2018 yılında kesinleşmiş olması da dikkate alınarak 100,00 TL artırılarak 300,00 TL nafakaya karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin anlaşmalı boşanma protokolünün kendisi ve çocukları aleyhine hüküm içerdiğini idrak edemeden mahkemenin sonuçlandığını, çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakası talep ettiklerini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....
Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocuğun durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Yukarıda belirtildiği üzere anlaşmalı boşanma davalarında ise "kabulün" doğurduğu tek sonuç evlilik birliğinin sarsıldığı olgusunun ispatlandığıdır, diğer bir anlatımla mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmasına gerek yoktur ancak "yalın kabul" boşanma kararı vermeye yetmemektedir. Bu nedenle, TMK'nın 166/3. maddelerinin uygulandığı bir davada davanın kabulü şekli ve maddi hukuk anlamında hükmün kesinleşmesi sonucunu doğurmadığından hükmün kesinleşmesine kadar davalının kabul beyanından dönmesi mümkündür. Çünkü bu durumda anlaşmalı boşanma koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez (Özdemir, N: Türk Hukukunda Anlaşmalı Boşanma, Doktora Tezi, s.176-177; Gençcan, s.780). Taraflardan birinin anlaşmadan dönme iradesi davanın samimi bir iradenin mahsülü olmadığına, hâkimin anlaşmalı boşanma şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda gerekli her türlü araştırmayı yapmadığına işaret eder....
Dava, TMK.nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre davalı kadının herhangi bir yerde çalışmadığı, oturduğu evin kira olduğu, anlaşmalı boşanma protokolüne göre kira bedelinin davacı tarafından ödenmesi gerektiği, Rize'de çay ekimi yapılan arazileri ve 1 adet aracının bulunduğu, anlaşmalı boşanma protokolü ile intifa hakkı kendisine ait olan Bornova'da bulunan 2 taşınmazdan yaklaşık 35.000,00 TL kira geliri elde ettiği, davacı erkeğin Yeşil Vadi Bitkisel Kozmetik Ürünler... Ltd. Şti.'nin tek yetkilisi ve Bornova'da Şifam Baharat isimli parakende satış yapan iş yerinin olduğu, adına kayıtlı Audi marka araç, Buca'da, İzmir Sarnıç Köyünde, Kemalpaşa'da ve Bornova'da adına kayıtlı mesken, arsa, bağ ve fabrika olarak kullanılan taşınmazlar bulunduğu, iş yerlerinden elde ettiği aylık gelir dışında kira gelirinin olduğu anlaşılmaktadır....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.nun 166/1- 2. mad.) olarak görülmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı kadın tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı kadın tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....