Somut olayda; davacı taraf, yapılan sözleşme hükmünde bahsi geçen binanın bittiğini, davalının kiraya vermeyerek kötü niyetli olduğunu, yine anlaşmalı boşanma davasından sonra ortaklığı bulunan emlak şirketinin kapatıldığını ve ekonomik durumunun kötüye gittiğini iddia ederek yoksulluk nafakası/indirilmesi bu davayı açmış olup, ne var ki davacı taraf ortaklıktan ayrıldıktan sonra kendi adına dava tarihi itibariyle Saray Emlak isimli işyerini açmış, anlaşmalı boşanma davasından sonra, ekonomik koşulların olağanüstü bir şekilde aleyhine değiştiği hususunu ispat edememiştir....
Aile Mahkemesi'nin kesinleşen 03/10/2018 tarih ve 2018/773 Esas, 2018/49 Karar sayılı ilamı ve boşanma protokolünün incelenmesinden, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, protokolün 7. maddesine göre maddi ve manevi tazminat taleplerinin bulunmadığı, dolayısıyla birbirlerini ibra ettikleri anlaşılmıştır. Bu nedenle eşe karşı yaralamaya dayalı dava sebebinin evlilik birliği içindeki haksız eylemlere dayalı olması ve evlilik birliğinin tarafların karşılıklı boşanma, maddi ve manevi tazminat ve diğer tüm ferileri konusunda vardıkları anlaşma uyarınca bitirilmiş ve tarafların birbirlerini ibra etmiş olmaları karşısında, manevi tazminatın ayrı bir davada talep edilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi isabetlidir....
HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından tarafların anlaşmalı boşanmaları sırasında davacı taraf velayetleri kendisine verilen çocuklar yararına iştirak nafakası talebinde bulunmamış ise de iştirak nafakasının çocuklara yönelik bir hak olması dikkate alınarak davacının anlaşmalı boşanma sırasında bu hakkından feragat etmiş olmasının sonrasında iştirak nafakası talebinden bulunmasına engel olmayacağı, anlaşmalı boşanma davasından sonra da iştirak nafakası istenebileceği dikkate alınarak ve TMK 182/II maddesi gereğince müşterek çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de dosya kapsamından ve Uyap üzerinden alınan davalıya ait ekonomik ve sosyal durumunu bildirir belgelerden davalının herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kendi yoksul olan kişi nafaka ile yükümlü tutulamaz(Yargıtay 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; verilen anlaşmalı boşanma kararını kabul etmediğini, anlaşmalı olarak boşanmaktan vazgeçtiğini, davacıdan nafaka, maddi ve manevi tazminat, ziynet eşyası taleplerinin olduğunu, davanın çekişmeli boşanma olarak devamını istediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; verilen anlaşmalı boşanma kararını kabul etmediğini, anlaşmalı olarak boşanmaktan vazgeçtiğini, davacıdan nafaka, maddi ve manevi tazminat, ziynet eşyası taleplerinin olduğunu, davanın çekişmeli boşanma olarak devamını istediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....
Davanın, anlaşmalı boşanma sebebine dayalı olarak açılmış olması nedeniyle, taraflarca iddia ve savunmaya ilişkin vakıalar bildirilmemiş ve netice olarak da Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi kapsamında henüz esasa dair hiçbir delil toplanmamıştır....
Davanın, anlaşmalı boşanma sebebine dayalı olarak açılmış olması nedeniyle, taraflarca iddia ve savunmaya ilişkin vakıalar bildirilmemiş ve netice olarak da Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi kapsamında henüz esasa dair hiçbir delil toplanmamıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların anlaşmalı boşandıklarını, anlaşma protokolüne sadık kalacaklarını da imzaları ile tasdik ettiklerini, nafaka konusunda 200,00 TL üzerinden anlaştıklarını, davacının çalıştığını ayrıca müşterek olan gayrimenkullerin kiralarından gelir elde ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; anlaşmalı boşanmanın tarafların her konuda anlaşmasıyla mümkün olduğunu, davacı ile davalının boşanma davasında her türlü konuda anlaştıkları ve herhangi bir taleplerinin olmayacağını beyanla protokol düzenledikleri, 4 yıl sonra bu protokole aykırı olarak yeni taleplerle dava açılmasının anlaşmalı boşanma kurumunun ruhuna aykırı olduğu ve protokole rıza gösterildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar TMK. nun 166/3 maddesi çerçevesinde “anlaşmalı olarak” boşanmışlardır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı koca tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine dayalı olarak anlaşmalı boşanma talebiyle dava açmıştır. Davalı kadın anlaşmalı boşanmayı kabul etmediğini beyan etmesi nedeniyle dava anlaşmalı boşanma olmaktan çıkmış, çekişmeli boşanmaya dönüşmüştür (TMK m.166/1-2)....