"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Anlaşmalı Boşanma Protokolünün İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.05.2015(Perş.)...
Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olayda; boşanma davasının dava dilekçesi ekinde mahkemeye ibraz edilen 09.04.2010 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün 3. bendinde "taraflar birbirlerinden; maddi ve manevi tazminat, tadbir ve yoksulluk nafakası, katkı payı ve her ne nam altında olursa olsun başkaca hiçbir talepte bulunmadıklarını, belirtilen hususlarda ileride dava ve talepte bulunmayacaklarını bu haklarından karşılıklı olarak feragat ettiklerini beyan ve kabul etmişlerdir" beyanı ile 5. bendinde "tarafların başkaca gayrimenkul, ziynet eşyası, vasıta ve benzeri paylaşılacak bir malvarlıkları yoktur....
-TL tedbir ve iştirak nafakası taleplerinden vazgeçtiğini, yargılama giderlerini dahi kendisinin karşıladığını, bunun karşılığında davalının müşterek konuttaki katkı payı alacağından açıkça vazgeçtiğini, ayrıca boşanma protokolünün en detaylı ve uzun maddesinin müşterek konuta ilişkin olduğunu, taşınmazın tüm bilgilerinin açık olarak yazılarak, eşlerden Nazlı Zorlu' ya ait olduğunu, boşanma kararı kesinleştikten sonra T1'nun katılma alacağı talebinde bulunmayacağının detaylı olarak düzenlendiğini, protokolün her iki tarafça imzalandığını, anlaşmalı boşanma protokolü ve boşanma davasındaki beyanlardan sonra iş bu mal rejimi tasfiyesi davasının açılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu hususta Yargıtay kararlarının bulunduğunu, Yargıtayca anlaşmalı boşanma protokolünün boşanma kararının ekinden sayılmadığı davada dahi davalının protokole güvenerek boşanmayı kabul etmesi sonrasında boşanma davasındaki-beyan ve dilekçelerini yok sayarak mal rejimi tasfiyesi davası açıp, protokol hükümlerine...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma protokolünün yerine getirilmesi istemli davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 166 ncı maddesinin üçncü fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3....
Söz konusu protokol boşanma davasını gören mahkemece onaylanmış ve boşanma protokolünün tasdikine ilişkin karar 19.04.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanan eşlerin kişisel eşya ve ziynetlere ilişkin talepleri boşanmanın ferisi niteliğinde değildir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma protokolünün söz konusu maddeleri içermesi gerekmez. Protokolde tarafların birbirlerinden tazminat ve sair istekleri olmadığı belirtilmiş ise de, kişisel eşya taleplerinin olmadığı veya bu konuda anlaşmaya vardıklarından söz edilmiş değildir. Kişisel eşya talepleri niteliği itibariyle bir istirdat davasıdır. Protokolde sözü edilen tazminat ve benzeri taleplerin kişisel eşya taleplerini de kapsamına aldığına ilişkin yorum ve düşünce dosya kapsamına ve somut olaya uygun değildir. Davacı, müşterek çocuğun doğumunda kendisine hediye edildiği iddiası ile ziynet eşyalarına yönelik olarak bu davayı açmıştır....
Somut olayda; takibe dayanak yapılan ilam, anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması niteliğinde olup, kurulan hüküm eda niteliğinde değildir. Her ne kadar dayanak ilama esas alınan protokolde müşterek çocuğun ilköğretim çağına geldikten sonra her hangi bir özel veya devlet okulunun eğitim giderinin tamamını babanın ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, zamanında ödenmemesi halinde davacı eşin bu paraları ödeyeceği ve davalı eşe rücu edeceği yazılı ise de protokole ilişkin bu kısım mahkemece verilmiş ve ödemeye ilişkin bir karar değildir. Mahkemece bir işin yapılmasına ilişkin olmak üzere verilen eda hükmü içeren kararlar ilamlı icraya konu edilebilir. Takibe dayanak ilam, anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması mahiyetinde olup, ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği anlaşılmaktadır....
Somut olayda; takibe dayanak yapılan ilam, anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması niteliğinde olup, kurulan hüküm eda niteliğinde değildir. Her ne kadar dayanak ilama esas alınan protokolde müşterek çocuğun ilköğretim çağına geldikten sonra her hangi bir özel veya devlet okulunun eğitim giderinin tamamını babanın ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, zamanında ödenmemesi halinde davacı eşin bu paraları ödeyeceği ve davalı eşe rücu edeceği yazılı ise de protokole ilişkin bu kısım mahkemece verilmiş ve ödemeye ilişkin bir karar değildir. Mahkemece bir işin yapılmasına ilişkin olmak üzere verilen eda hükmü içeren kararlar ilamlı icraya konu edilebilir. Takibe dayanak ilam, anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması mahiyetinde olup, ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği anlaşılmaktadır....
Davacı, davalı ile anlaşmalı boşandıklarını, boşanma sırasında protokol yaptıklarını, protokol gereğince bankada kendisine kalması gereken paranın, davalı tarafından çekildiğini ileri sürerek bu paranın tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı davanın reddini savunmuş, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu işin içeriği ve tarafların iddia ve savunmaları karşısında, açılan davanın anlaşmalı boşanma protokolünün infazı ile ilgili olduğu anlaşıldığından davaya bakmakla görevli olan mahkeme Aile Mahkemesidir. Görevle ilgili hususlar resen gözetileceğinden; mahkemece Aile Mahkemesinin görevli olduğuna dayanılarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası incelenip, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
Maddesinde yer alan çocuğun bakıcısının ortak karar ile belirlenmesine ilişkin hükmünün iptali ile "müşterek çocuk için alınacak bakıcıya velayet sahibi anne tarafından karar verilecektir" düzenlemesini talep ettiğini, davalının son birkaç aydır bakıcının maaşını ödemediğini, eski bakıcının SGK primlerini ödemediğini, müşterek çocuğun eğitim ödemelerini geciktirdiğini belirterek davalarının kabulü ile boşanma protokolünün 2, 3, 4 ve 5. maddelerinde yer alan düzenlemelerin yapılmasına, dosyaya gizlilik kararı verilmesini talep etmiştir....
Bölüm'ün kararı ile boşandıklarını, bu kararın 23/11/2016 tarihinde kesinleştiğini, 18/01/2019 tarihinde T.C Bregenz Başkonsolosluğu'nda boşanma kararının tanıma işlemi yapıldığını, Avusturya İlçe Mahkemesi Bludenz 2. Bölüm'ün kararı ile anlaşmalı olarak boşanan taraflar anlaşma protokolünün 5....