Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya incelendiğinde; davacı kadın tarafından anlaşmalı boşanma protokolünün iptali, velayeti babada olan çocuğun velayetinin değiştirilmesi, maddi ve manevi tazminat, nafaka, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi talepli dava açıldığı, davalının cevap dilekçesi sunduğu ancak karşı ya da birleşen davasının mevcut olmadığı, buradan hareketle davalı babanın cevap dilekçesine konu velayeti annede olan çocukların velayet değişikliği talebinin değerlendirilmemesinin doğru olduğu; bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddi gerektiği anlaşılmıştır....

Somut olayda; takibe dayanak yapılan ilam; yıllık eğitim öğretim ücreti, yıllık bakıcı ücreti ve bakıcı yol ücreti yönüyle anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması niteliğinde olup, kurulan hüküm eda niteliğinde değildir. Her ne kadar dayanak ilamda onaylanmasına karar verilen protokolde bu giderlerin borçlu baba tarafından ödeneceği yazılı ise de protokole ilişkin bu kısım mahkemece verilmiş ve ödemeye ilişkin bir karar değildir. Mahkemece bir işin yapılmasına ilişkin olmak üzere verilen eda hükmü içeren kararlar ilamlı icraya konu edilebilir. Takibe dayanak ilam, anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması mahiyetinde olup, yıllık eğitim öğretim ücreti, yıllık bakıcı ücreti ve bakıcı yol ücreti yönüyle ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği anlaşılmaktadır....

    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkeğin açtığı davada mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, taraflarca düzenlenen ve mahkemece onaylanan 20.04.2015 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün 3. maddesinde davacı erkeğin çocuklar için 1.000,00 TL nafaka ödemesinin kararlaştırıldığı, 03.07.2015 tarihli duruşmada da davacı erkeğin protokolü aynen kabul ettiğini beyan ettiği; mahkemece "müşterek çocuklar için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulmasının maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmış olup, mahkemece tavzih talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

      HUKUK DAİRESİ Dava; anlaşmalı boşanma protokolünün gereğinin yerine getirilmesi talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin görevsizlik ilamı ile Dairemize gönderilmiş olduğundan, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21. maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 07.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        . 2.Davacı kadın vekili ön inceleme duruşmasında; davanın anlaşmalı boşanmadan kaynaklı alacak davası olmadığını, davalının anlaşmalı boşanmanın gereğini yerine getirmediğini, müvekkilinin anlaşmalı boşanma davasında fazlaya ilişkin haklarından vazgeçmediğini, dava konusu taşınmazın tasfiyesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir....

          Somut olayda, davacı ile davalının anlaşmalı olarak boşandıkları, taraflar arasında anlaşma protokolünün düzenlendiği, dava konusu senedin evlilik birliği sürecinde düzenlendiği, davacının, protokol düzenlenirken senedi davalıdan istediği ancak davalının senedin yırtıldığını beyan ettiği, bu husus göz önüne alınarak anlaşma protokolünün düzenlendiği iddiası bulunduğundan, 4721 sayılı TMK'nın İkinci Kitap, Birinci kısım kapsamında olan uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. (6100 sayılı HMK'nın 21. 22. ve 23.)maddeleri gereğince Ankara 8.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            arasında 03.10.2005 tarihinde anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmiş, tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına ve anlaşmalı boşanma protokolünün tasdikine dair karar 13.10.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Tasdik edilen anlaşmalı boşanma protokolünde tarafların karşılıklı hak ve alacaklarının bulunmadığına dair beyanları, anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte tarafların mevcut hak ve alacaklarının tasfiyesine yönelik olup anlaşmalı boşanma kararından sonra doğan alacakları kapsamamaktadır. Banka kayıtları ve tetkike elverişli 18.03.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu nazara alındığında davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacılara anlaşmalı boşanmadan sonra 49.275,00 TL borç verdiği ve bu borcun davacı-karşı davalıya geri ödenmediği anlaşılmaktadır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesinin yapıldığı, boşanma protokolünün kararın eki sayılmasına karar verildiği, boşanma kararının kesinleştiği, protokolde 'tarafların birbirinden başkaca hak ve alacakları bulunmamaktadır' düzenlemesinin bulunduğu, tehdit sebebi ile protokolün imzalandığına yönelik iddianın mal rejiminin tasfiyesi talepli işbu davada incelenemeyeceği, boşanma protokolündeki düzenlemeye göre tarafların birbirinden hak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

                Karar sayılı 31/03/2021 tarihli kararı ile anlaşmalı olarak boşandığını ve boşanma kararının 05/06/2021 tarihinde kesinleştiğini, anlaşmalı boşanma kararının hüküm kısmının 6. maddesinde belirtildiği üzere ...'nın hissedarı olduğu ... San. Tic. Ltd Şti ve ... San. Tic. Ltd. Şti. nezdinde bulunan payların kararın kesinleşmesinden itibaren 2 ay içerisinde müvekkiline devredileceği hususunda anlaşma yapıldığının tespitine karar verildiğini, boşanma davasının gerekçeli kararında açıkça belirtildiği üzere davalının belirtilen 2 şirketteki hisselerinin müvekkiline bedelsiz devredileceği konusunda anlaşma sağlandığını ve mahkemece bu anlaşmanın tespit edilerek iş bu kararın da kesinleştiğini, boşanma ilamında görüleceği üzere 2 şirket hissesinin devrinin herhangi bir koşula bağlanmadığını, ayrıca boşanma dava dosyasına sunulan anlaşmalı boşanma protokolünün 6. Maddesinde de ...'...

                  Somut olayda davacı taraf açtığı davada boşanma protokolüne dayanmakta ise de davaya konu taşınmazın hiçbir dönemde muris eş Şadi adına tapuda kayıtlı olmadığı dolayısıyla açılan davanın boşanma protokolünün uygulanması ile ilgisinin bulunmadığı gibi davalı Lütfi'nin de doğal olarak muris eş Şadi'nin kardeşi olma dışında boşanma davasının ve dahi boşanma protokolünün tarafı da olmadığı sabit olmakla davalı Lütfi'nin eski eş sıfatına sahip olmadığından davacı tarafından da açıkça eldeki davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemli olarak açıldığından somut uyuşmazlıkta asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan mahkemece hatalı değerlendirme sonucunda aile mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi hukuka aykırı olduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1- a.3 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu