Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların 27.03.2016 tarihinde kesinleşen kararla anlaşmalı olarak boşandıkları, ortak çocuk 06.05.1990 doğumlu ...'nin velayetinin anneye bırakıldığı, mahkemece tasdik edilen boşanma protokolüne göre çocuğun özel üniversitede öğrenim görmesi halinde tüm özel eğitim giderlerinin yarısının davalı baba tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığı ve ortak çocuğun icra dosyasına konu alacak talebinin ait olduğu dönemde halen bir özel üniversitede öğrenci olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların anlaşmalı boşanmalarına ilişkin hükmün, diğer bir deyişle sözleşmenin, taraflarından biri davacı anne olup, velayeti anneye bırakılan ve boşanma protokolünde lehine eğitim giderleri konusunda düzenleme yapılan ortak çocuk boşanma hükmünün tarafı değildir. Ortak çocuğun sonraki bir tarihte ergin olması da, çocuk lehine boşanma protokolüne dayalı bir hakkın ifasında ona taraf sıfatı kazandırmaz....

    Somut olayda, davacı vekilinin, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma davasında tarafar arasında düzenlenen protokol gereğince çekişmeli taşınmazın 1/2 hissesinin davacıya devredileceğinin kararlaştırıldığı, ancak, halen tapunun devredilmediğini ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, boşanma protokolüne dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, Türk Medenî Kanununun ikinci kitabından kaynaklanmaktadır. Buna göre davanın aile mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Ankara 7. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 19/04/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, davacı ile davalı arasında derdest bulunan boşanma davası sırasında imzalanan boşanma protokolünün iptali isteğine ilişkin olup, evlilik birliği içinde edinilen malların tasfiyesine ilişkin düzenlenen boşanma protokolüne dayalı bulunduğundan , uyuşmazlığın niteliğine göre, kararın temyizen incelenmesi Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’ne aittir. Ne var ki, aynı dairece de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay 1. Başkanlığa gönderilmesi gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlere, dosyanın görev uyuşmazlığının giderilmesi için Yargıtay Yüksek 1.Başkanlığa GÖNDERİLMESİNE, 14.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        ... yararı olduğu, davacının nafakanın (maddî yardımın) kaldırılmasına yönelik talebinin ise protokol hükmünde belirlendiği ve anlaşmalı boşanma protokolünün tarafların kendi aralarında serbestçe seçenekli olarak belirlendiği ve aynen hüküm altına alındığı, anlaşmalı boşanmanın gerçekleşmesinden çok kısa süre sonra nafakanın kaldırılmasının talep edildiği, nafaka ödemesine dair kurulan hükmün tarafların hür iradesi ile kararlaştırıldığı davacının hükmün kaldırılması talebinde maddî ve ekonomik durumun sebep gösterilmediği, nafakanın kaldırılması talebinin mahkeme kararına güvenin korunması ve talebin kabulünü gerektirir sebebin olmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          Aile Mahkemesi'nin 16.11.2020 tarih ve 2020/514 E., 2020/478 K. sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, ancak 11.07.2021 tarihine kadar birlikte yaşamaya devam ettiklerini, boşanma protokolünün 5. maddesinde İzmir İli, Buca İlçesi, Tınaztepe Mahallesi, 7334 ada, 1 parsel, 20 nolu bağımsız bölüm üzerine davacı lehine intifa hakkı tesis edileceğinin hüküm altına alınmış olmasına rağmen, davalı tarafça bu güne kadar tapuda hiç bir işlem yapılmadığını belirterek İzmir İli, Buca İlçesi, Tınaztepe Mahallesi, 7334 ada, 1 parsel, 20 nolu bağımsız bölüm üzerine davacı lehine intifa hakkı tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın temelinin boşanma protokolü olduğu ve uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklandığı, mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesi ile davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın yetkili ve görevli İzmir Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

          Davacı bu ödemelerin kendisi tarafından yapıldığını, anlaşmalı boşanma ve protokol uyarınca davalıdan tahsil edilmesi için icra takibi yaptığını, davalının takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bu halde dava, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan alacağa ilişkin yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. İtirazın iptali davasına bakmakla aile mahkemesi görevlidir (4787 s. K. m.4/1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, taraflarca ileri sürülmese bile hakim tarafından davanın her aşamasında re'sen gözetilir. Bu açıklamaya göre görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.12.2017 (Per.)...

            Öte yandan, usul hukuku anlamında kabul, kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve ancak irade bozukluğu hâllerinde kabulün iptali istenebilir (HMK m.311). Diğer bir anlatımla davalı irade fesadı hâlleri dışında kabulden dönemez. Yukarıda belirtildiği üzere anlaşmalı boşanma davalarında ise "kabulün" doğurduğu tek sonuç evlilik birliğinin sarsıldığı olgusunun ispatlandığıdır, diğer bir anlatımla mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmasına gerek yoktur ancak "yalın kabul" boşanma kararı vermeye yetmemektedir. Bu nedenle, TMK'nın 166/3. maddelerinin uygulandığı bir davada davanın kabulü şekli ve maddi hukuk anlamında hükmün kesinleşmesi sonucunu doğurmadığından hükmün kesinleşmesine kadar davalının kabul beyanından dönmesi mümkündür. Çünkü bu durumda anlaşmalı boşanma koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez (Özdemir, N: Türk Hukukunda Anlaşmalı Boşanma, Doktora Tezi, s.176-177; Gençcan, s.780)....

              boşanma kararının kesinleştiği, davalı tarafça dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacıya devredilmemiş olduğu anlaşılmış olup davalı tarafça imzası ikrar edilmiş 10/07/2015 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca davacının davasının kabulüne," karar verildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile; dava konusu Ankara ili, Kahramankazan ilçesi, Atatürk mahallesi, Esenlik sokak, Özkuş Apt....

              Hukuk Dairesinin 2014/17704 Esas, 2015/14882 Karar sayılı ilamında, “...dosyaya ibraz ettikleri anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca boşanma, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat konusunda karşılıklı anlaşmış olmaları nedeniyle anlaşmalı olarak boşanmalarına, birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talepleri bulunmadığından bu konularda aralarında yaptıkları sulhun onanmasına karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır. Şu durumda davacının aldeki davada davalı eski eşi R...K...’den talep ettiği manevi tazminat isteğinden anlaşmalı boşanma sırasında feragat ettiği ve kararın kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından bu davalıya yönelik isteğin reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir...” denilmiştir. Ankara 1....

              Davacı vekili, müvekkili ile davalının anlaşmalı olarak boşandıklarını, davalı için aylık 600 TL, müşterek çocuk Simay ve Kutay için de ayrı ayrı aylık 300'er TL nafakaya hükmedildiğini, müvekkilinin boşanma tarihi olan 2012 yılında çalışıyor iken davalıya nafaka ödeme konusunda anlaşmayı kabul ettiğini, müvekkilinin yıllarca davalının geliri olduğu halde nafakasını ödediğini ve çocuklarının özel okul dahil tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, müvekkilinin emekli olduğunu ve aynı zamanda evlendiğini, emekli olmakla gelirinin düştüğünü, giderlerinin arttığını, nafakaların kaldırılmasını talep ettiği; davacıdan anlaşmalı boşanma protokolü gereği emekli ikramiyesinin yarısının icra yoluyla talep ettiğinden baisle bu davanın açıldığını, asgari ücretli olarak çalıştığını, gelirinin giderlerini karşılamadığını, bu nedenlerle davanın reddini istediği görülmüştür. 4721 sayılı TMK.nun 175.maddesi gereğince; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak...

              UYAP Entegrasyonu