Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocuğun durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/07/2022 NUMARASI : 2022/548 ESAS 2022/586 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; boşanma hususunda tarafların anlaştıklarını beyan ederek protokol hükümleri doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....

Somut olayda; takibe dayanak yapılan ilam; bağımsız bölüm 5'de kain daire vasfındaki taşınmazın alımı ücreti yönüyle anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması niteliğinde olup, kurulan hüküm eda niteliğinde değildir. Her ne kadar dayanak ilamda onaylanmasına karar verilen protokolde bu giderlerin borçlu davacı tarafından ödeneceği yazılı ise de protokole ilişkin bu kısım mahkemece verilmiş ve ödemeye ilişkin bir karar değildir. Mahkemece bir işin yapılmasına ilişkin olmak üzere verilen eda hükmü içeren kararlar ilamlı icraya konu edilebilir. Takibe dayanak ilam, anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması mahiyetinde olup, taşınmaz alım ücreti yönüyle ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....

İlk derece Mahkemesi; takibe dayanak yapılan ilamın, anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması niteliğinde olduğu, kurulan hüküm eda niteliğinde olmadığı, her ne kadar dayanak ilama esas alınan protokolde Beykoz İlçesinde bulunan taşınmazın satılacağı tarihe kadar taşınmazın kiralanması halinde kira bedelinin tamamının Emina Sandal'a ödeneceği yazılı ise de, protokolün bu kısmında mahkemece verilmiş ve ödemeye ilişkin bir karar olmadığı, mahkemece bir işin yapılmasına ilişkin olmak üzere verilen eda hükmü içeren kararların ilamlı icraya konu edilebileceği, takibe dayanak ilamın, anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması mahiyetinde olup, ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği, takibe konu kısmının eda hükmü içermediği gerekçesiyle takibin iptaline karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretinin düşük olduğunu beyanla kararın bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir....

Aile mahkemesi 2019 /524 esas sayılı dosya ile anlaşmalı olarak boşandıkları ve ilgili kararın kesinleştiği, tarafların birbirlerinden nafaka istemediği hususunun açıkça anlaşıldığı ve bu hususun onaylandığı, iş bu davada davacı vekili anlaşmalı boşanma protokolünün 7 nci maddesinin nafaka olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürdüğünü, tarafların serbest iradesiyle yaptıkları anlaşmaya bakıldığında bunun kabulü mümkün olmadığını, davacı taraf kadının başkasıyla ilişkisini kadının gizlediğini iddia ettiğini, dinlenilen davacı tanığı tarafların evliliğinin bitme aşamasında da davalının başkasıyla ilişki yaşadığını bildiklerini söylediğini, şu an davalının başka birisiyle evlenmesinin de söz konusu olmadığı, davacı taraf müşterek çocukla birlikte dava konusu evde yaşadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma davasından önce davalı ile boşanma protokolü düzenlediklerini, bu protokolde ortak çocuk ...’nın tüm giderlerini karşılamak üzere kendisinin 300.000,00 TL’yi yatıracağının kararlaştırıldığını, boşanma protokolüne istinaden 300.000,00 TL’yi boşanma davasından önce 28.10.2014 tarihinde davalının hesabına yatırdığını, boşanma davasında da çocuk için aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası ödeneceğinin hüküm altına alındığını ve bu şekilde anlaşmalı olarak boşandıklarını, kendisinin aylık yerine toplu bir şekilde ödeme yapmak niyetiyle bu parayı verdiğini, ancak ödediği...

      Dava, TMK.nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

      ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2022 NUMARASI : 2022/300 ESAS, 2022/349 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davcı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesi; davanın kabulüne, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına, boşanma protokolünün tasdikine hükmetmiştir. Davacı kadın, istinaf dilekçesinde özetle; davadan feragat ettiğini belirtmek suretiyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

      Davalı kadın istinafında, davacı ile birlikte olmalarının mümkün olmadığını, davacının işi sürümcemede bırakmak istediğini belirterek kararın kaldırılmasını, anlaşmalı boşanma protokolüne göre, boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir. Davacı erkek tarafından açılan anlaşmalı boşanma davasında, tarafların 10/12/2021 tarihli dilekçe ile anlaşmalı boşanma talebinde bulundukları, boşanma protokolünü dosyaya ibraz ettikleri, 30/12/2021 tarihli celsede davacı tarafın boşanma davasından feragat ettiği, mahkemece boşanma davasının feragat nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. Feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup, (HMK 307 md) feragat hüküm kesinleşinceye kadar mahkemenin ya da karşı tarafın muvafakatine bağlı olmaksızın her zaman yapılabilir (HMK 310 md). Feragat kesin hüküm sonuçlarını doğurur....

      Dava çekişmeli boşanma davası olarak açılmış, tarafların anlaşması üzerine son celsede anlaşmalı boşanma davası olarak karar verilmiştir....

      UYAP Entegrasyonu