Dava, taraflar arasında imzalanan ve boşanma davası neticesinde verilen tazminat alacağı ile nafaka alacağı hakkından vazgeçilmesi ile bir kısım taşınmazların karşılıklı olarak devrini öngören ve bazı şartlar altında uzlaşmayı ihtiva eden sözleşme şartlarının ihlal edilerek başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacı ile davalı arasında, Borçlar Kanunu hükümlerine göre düzenlenmiş sözleşme ilişkisi mevcut olup, uyuşmazlıkta TMK'nın aile ve mal rejimine ilişkin hükümlerin tatbikini gerektiren bir husus bulunmadığından, davada görevli mahkeme aile mahkemesi değil, genel mahkemelerdir. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/11/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı 19/06/2020 günlü dava dilekçesinde özetle, davalı ile 27/09/2005 tarihinde evlendiklerini, müşterek üç çocuklarının olduğunu, davalı ile aralarında evlendikten sonra anlaşmazlıklar olduğunu, evliliklerini sürdürmelerinin imkansız hale geldiğini, boşanmaya karar verdiklerini, protokol düzenlediklerini, boşanmalarına karar verilmesi talebi ile dava açılmıştır. Davacı duruşmadaki beyanında ; "Dava dilekçemi aynen tekrar ediyorum. Davalı ile 2005 yılından bu yana evliyiz. Evliliğimiz geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmiştir. Davalı ile konuşup anlaşmalı boşanma hususunda bir karar aldık. Boşanma dilekçesi ekinde sunduğum anlaşmalı boşanma protokolü altındaki imza bana aittir....
Şöyle ki, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmalı boşanma protokolünün 3.3. maddesinde dört adet taşınmaz yönünden ‘boşanma tazminatı’ olarak düzenleme yapıldığı, boşanma dava dosyasındaki duruşmada tarafların ‘... Protokolü kabul ediyoruz, ... protokolde 3 numarada belirtilen davacı adına tapuda kayıtlı taşınmazlar en geç 01.06.2020 tarihinde davalıya davacı tarafından tapuda devir edilecektir,...’ şeklinde beyanda bulundukları, boşanma kararında tasfiyeye konu taşınmaz dışında ‘4 adet taşınmazın malların tasfiyesine ilişkin alacak olarak davalıya devredilmesine’ karar verildiği, davacının mal rejiminden kaynaklı başkaca bir hak talebi olmadığı veyahut feragat ettiğine dair protokolde, duruşmadaki beyanlarda ve hükümde bir düzenleme olmadığı, işbu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Tarafların anlaşmalı olarak boşanmaları nedeniyle, dava dilekçesinde herhangi bir vakıa belirtilmemiştir. Anlaşmalı boşanmaya ilişkin Karar kesinleşmeden davalı 04/02/2020 tarihinde vefat etmiştir. Davalının ölümünden sonra kusur tespiti yönünden davayı takip eden mirasçılarının yeni vakıa ileri sürmesi ve delil bildirmesi olanaklı değildir. Bu sebeple davalı mirasçılarının kusur yönünden yerel mahkemenin kararının kaldırılması istemine yönelik istinaf istemlerinin reddine, Davalının vefat etmesi nedeniyle evlilik birliği ölümle sona erdiğinden boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davalı mirasçılarının kusur tespiti yapılması yönündeki istinaf başvurularının REDDİNE, II-Davalı mirasçılarının kusur tespiti yapılması istemleri dışındaki istinaf başvurularının KABULÜ ile; Alanya 2....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, davacının davalı ...'a, kendisinin borçlu, davalı ...'in lehdar, davalı ...'in ciranta olduğu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacı ile davalı arasında görülmekte olan boşanma davasının halen derdest olduğu,uyuşmazlığın çözümünde eşler arasındaki mal rejimini düzenleyen Medeni Kanun hükümlerinin tartışılması zorunluluğunun bulunduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Antalya 3. Aile Mahkemesi ise, davacının, oğlu tarafından muvazaalı ve kötüniyetle yapıldığını iddia ettiği takipte borçlu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açtığı, bu haliyle davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Dosyanın incelenmesine göre; Davacı ile davalı ......
Davacı erkek, tarafların anlaşmalı boşanma konusunda anlaştıklarını, boşanma protokolü imzaladıklarını, bu protokole göre kendi adına kayıtlı taşınmazın yarısını boşanma ile birlikte davalı kadına devredileceğini taahhüt ettiğini, bunun üzerine boşanma davası kesinleşmeden taşınmazın yarısını davalı kadına devrettiğini, ancak taşınmazın devrinin ardından davalı kadının boşanma davasından feragat ettiğini belirterek dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı 1/2 hissesinin iptali ile tekrar kendi adına devir ve tescilini dava ve talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı kadının boşanma davasından feragat etmesiyle edimini yerine getirmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dosya kapsamından, Çankırı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/586 Esas, 2018/914 Kararı ile tarafların TMK'nın 166/3 maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği, anlaşmalı boşanma kararının 09/08/2018 tarihinde kesinleştiği, davacının duruşmada "...anlaşmalı boşanma protokolüne göre boşanmamıza karar verilsin,.., maddi ve manevi tazminat ile nafaka talebim yoktur...benim başkaca bir talebim yoktur '' şeklinde beyanda bulunduğu; davamızın konusu olan hakaret içerir sözler ile 11- 12/07/2018 tarihli kasten yaralama eylemlerinin evlilik birliği devam ederken meydana geldiği, boşanmaya ilişkin dava dilekçesinde davalının hakaret ve yaralama niteliğindeki haksız eylemlerine dayanılmadığı, boşanma davası kesinleştikten sonra işbu davanın haksız fiil hükümlerine dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Somut davada ileri sürülen hakaret ve yaralama eylemleri, boşanma davasında boşanma sebebi olarak gösterilmemiş ve yargılama konusu yapılmamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı kadın tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Aile Mahkemesi'nin 11/03/2016 tarih ve 2016/125 esas 2016/174 karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma kararında 22/02/2016 tarihli protokolün kararın eki sayılmasına karar verildiği, kararın 09/06/2016 tarihinde kesinleştiği, tarafların barışıp ikinci kez evlendiği, UYAP sisteminden yapılan incelemede; tarafların 2018 yılında TMK’nın 166/1. maddesine dayalı olarak karşılıklı boşanma davası açtıkları ve erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının boşanma davasının kabulüne, erkeğin davasının ise reddine karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek Yargıtay 2. HD’nin 04/11/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2023 NUMARASI : 2023/100 ESAS, 2023/119 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK.nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; davalıyla boşanma ve ferileri konusunda anlaştıklarını, aralarında protokol düzenlediklerini, anlaşmalı boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı yargılama aşamasında "Protokoldeki imza bana aittir. Her hangi bir zorlama olmadan kendi hür irademle imzaladım. Müşterek çocuğumuzun velayetinin tarafıma verilmesini istiyorum....