Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk ve Tarsus 2.Aile Mahkemelerincede ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, anne ve baba adının düzeltilmesi istemine ilişkin olarak açılmış, yargılama sırasında baba adının düzeltilmesi davası bu davadan tefrik edilerek, iş bu davaya anne adının düzeltilmesi istemine ilişkin olarak devam edilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddeleri gereğince soybağına ilişkin olduğu ve yargılama görevinin Aile Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, baba adının düzeltilmesi davası bu davadan tefrik edilerek, iş bu davaya anne adının düzeltilmesi istemine ilişkin olarak, davanın nüfus kaydının tashihine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm Kurmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacı tarafından evlat edinilen küçüğün, nüfusta ... olan baba adının davacının kendi babasının adı olan Abdullah olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/111 E-2012/280 sayılı kararı ile küçük ...'i tek başına evlat edindiğini, evlat edinilen küçüğün nüfus kaydında anne adı olarak kendi adının, baba adı olarak ise biyolojik babası ...'nin adının yazılı olduğunu, evlat edinilen küçüğün nüfus kaydındaki ... olan baba adının davacının kendi babasının adı olan Abdullah olarak değiştirilmesi suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....

      Davalı şirket vekili, müvekkilinin davaya konu alan adının tek meşru hak sahibi olduğunu, alan adının müvekkili şirket adına tahsisinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, davacının huzurdaki davayı açmakta kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

        whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 01-11-1994 tarihinin kayıt olunduğunu, alan adı sahibinin “...” isimli firma adına kayıtlı olduğuna dair bilgilerin gözüktüğünü, sadece alan adının sahipliğinden yola çıkılarak internet sitelerinin gerek alan adı gerçek sahiplerine gerek internet sitesi gerçek içerik ve hizmet sağlayıcılarına erişmenin bazen mümkün olamadığını, davaya konu bahsi geçen “...” alan adının ......

          "Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, 19.05.2014 doğumlu çocuğun "İlhan" adı ile nüfusa tescil edildiği, çocuğun anne-babasının 08.11.2015 tarihinde boşandıkları, çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, 26.04.2016 tarihinde incelemeye konu davanın açıldığı, bozma ilamı sonrası davaya dahil edilen babanın çocuğun adının değiştirilmesine muvafakat etmediği, davacı tanıklarının davacı iddiaları doğrultusunda, davalı baba tanıklarının ise davalının savunmalarını doğrular şekilde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır..........Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirildiğinde, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının babası İlhan'ın etkisi olmasının çocuğun adının değiştirilmesi için haklı neden oluşturmayacağı, dinlenen taraf tanık beyanlarına göre ise davacı ve çevresinde çocuğun adının "Onur" olarak; davalı ve çevresi tarafından ise "İlhan" olarak kullanıldığı, özel bir neden olmadığı müddetçe takdiri delil niteliğinde olan tanık beyanlarına...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2007 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltimesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı vekili 08.02.2007 günlü dava dilekçesi ile 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, davacının yanlışlıkla ... ... yazılan baba adının ..., Hatice yazılan anne adının Kezban olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı, idare vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tapu kaydında davacının baba adının düzeltilmesine, anne adının eklenmesine karar verilmiştir. Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir....

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının çocuğuna doğduğunda "Ekrem" adı verildiğini, daha sonra nüfus müdürlüğünde kimlik çıkartılırken yanlışlıkla "Onur" olarak kaydedildiğini, çocuğun çevresinde "Ekrem" ismiyle anıldığını ileri sürerek bu nedenle "Onur" olan adının "Ekrem" olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece küçüğün adının "Ekrem" olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre haklı nedenlerin varlığı halinde kişi adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir. Adının değiştirilmesi istenen "..." 27.04.2005 tarihinde dünyaya gelmiş ve 04.05.2005 günü tescil edilmiştir. Bu dava ise 21.12.2010 tarihinde yani aradan 5 yıl gibi uzun bir zaman geçtikten sonra açılmıştır....

              -K A R A R- Dava, tapu kayıtlarında düzeltim istemine ilişkin olup,dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle dava konusu taşınmazların tapu kayıt maliki ...’nın baba adının“... Efendi” olduğu belirlenerek, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, davacıların mirasbırakanının baba adının ... Efendi olmasına rağmen ... Efendi olarak yazılması doğru değil ise de, anılan bu hususlar yargılamanın yeniden yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1.,2.,3. ve 4. bendinde yer alan " ... Efendi" adının " ... Efendi” olarak, düzeltilmesine davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2020 NUMARASI : 2020/146 ESAS, 2020/391 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Taşınmazın Tescili İstemli) KARAR : Milas 3....

                Dava; nüfus (ana-baba adının düzeltilmesi/değiştirilmesi istemli) talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Nüfus kayıt düzeltim davaları şahsa bağlı bir hakkın kullanılması niteliğinde olduğundan bu hususta vekile özel yetki verilmiş olması zorunludur. (HMK m. 74) Vekil, açıkça yetki verilmemişse nüfus kayıt düzeltim davası açamaz, açılmış olan davayı takip edemez. Dosyanın incelenmesinde davacı vekilince ibraz edilen vekaletnamenin okunaklı olmadığı ve HMK'nın 74. maddesinde belirtilen şekilde özel yetkinin tespit edilemediği anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu