Öte yandan aynı Yasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrasına göre de kat maliklerinden biri, kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım, tesis ve değişiklik yaptıramaz. Yasa'nın bu hükümleri dikkate alınarak davalı tarafın anataşınmazda gerçekleştirdiği tesis ve değişikliklerin kapalı alan kazanmaya yönelik bulunması, diğer bir anlatımla imar mevzuatına aykırılık teşkil etmesi halinde bütün kat maliklerinin onayının yanında ve ayrıca ilgili Belediyenin yapılacak işe izin ve ruhsat vermesi şartına bağlı olduğu, açıklanan bu hususun dışında kalan tesis ve değişikliklerin kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası ile mümkün bulunduğu mahkemece dikkate alınarak, yerinde uzman bilirkişi ile birlikte yeniden keşif yaptırılarak davalının gerçekleştirdiği tesis ve değişikliklerin muvafakatnamelerin kapsamında bulunup bulunmadığı incelenip irdelenerek saptanacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden hüküm bozulmuştur....
Öte yandan aynı Yasa'nın 19. maddesinin 2. fıkrasına göre de, kat maliklerinden biri, kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım, tesis ve değişiklik yaptıramaz....
un beyanlarında sanığın eve gelip kızı olan mağdureyi alarak evinden çıktığını ifade ettiği ve annesinin mağdurenin nerede ve kiminle olduğunu suç tarihinde bildiği, 5327 sayılı Kanunun 234/3. maddesinin genel gerekçesinin "....Çocuğun evi terk etmesinin ana ve babada büyük bir tedirginlik oluşturduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir....
Kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler, değişik renkte dış badana veya boya yaptıramaz. Ancak, ortak yer ve tesislerdeki bir bozukluğun anayapıya veya bağımsız bir bölüme veya bölümlere zarar verdiğinin ve acilen onarılması gerektiğinin veya anayapının güçlendirilmesinin zorunlu olduğunun mahkemece tespit edilmiş olması hâlinde, bu onarım ve güçlendirmenin projesine ve tekniğine uygun biçimde yapılması konusunda kat maliklerinin rızası aranmaz. Kat maliki kendi bağımsız bölümünde anayapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamaz. Tavan, taban veya duvar ile birbirine bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantılı yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rızası ile anayapıya zarar vermeyecek onarım, tesis ve değişiklik yapılabilir....
KARŞI OY 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesinde; "Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur." Aynı Yasanın 295. maddesinde; "Tanıma babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmi senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir. Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz." hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda; dava, davalı ...'ün davacı ... ile evlilik dışı ilişkisinden olduğu ileri sürülen küçük Kıvanç'ın davacı tarafından tanınması istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davaya konu tanınmak istenen küçük ...'ın 14.01.2006 doğumlu olduğu, annesi ...ün nüfus hanesine 04.04.2006 tarihinde tescil edildiği, ... ve ...çifti tarafından ......
Bu durumda mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığının doğduğu, sorunun merci tayini yoluyla çözülebileceği tespit edilmiştir Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, üzerinde kat irtifakı kurulu ana taşınmazın ortak yerlerine yapılan masrafların davalı kat malikinden tahsili istemine ilişkindir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 19. maddesinin birinci fıkrasına göre, kat malikleri ana taşınmazın bakımı ve mimari durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar....
Dava, küçüğün gelecekte evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağı ileri sürülerek TMK’nin 311. maddesindeki sebepler ile anne ve babanın evlat edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir. Üzerinde durulması gereken husus; TMK'nin 312. maddesinde çocuğun evlat edindirilmesinde eksik olan ana ve/veya babanın rızasının aranmaması için davanın ne zaman açılabileceği ve bu kapsamda madde metninde ifade edilen "kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce" ibaresinden ne anlaşılması gerektiğidir....
DAVA KONUSU : Ana Baba Rızası Arama KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı kurum vekili dava dilekçesinde özetle; ekli sosyal inceleme durum değerlendirme raporu da dikkate alınarak, kurum bakımında bulunan davalılar T3 ve baba T4 oğlu Gökhan Aksan'ın üzerindeki velayet hakkının TMK 348. maddesi uyarınca kaldırılmasına, evlat edindirilme işlemleri sırasında ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar duruşmada alınan imzalı beyanlarında ekonomik durumları uygun olmadığından müşterek çocuk üzerindeki velayetin kaldırılmasına ve evlat edinmede rızalarının aranmamasına karar verilmesini istemiştir....
Evlât edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir (TMK m.309/1). Aşağıdaki hâllerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz: l. Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa, 2. Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa (TMK m.311)....
Manevi tazminat istemi, şahıs varlığı haklarına ilişkin olup, davanın bu niteliğine göre davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan, mahkemece, tek parsel üzerinde kurulu ana taşınmazdaki tazminat istemleri yönünden dosyanın tefrik edilmesi gerekirken esası hakkında hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Davacının maddi tazminat talebine ilişkin olarak ise; Kat Mülkiyeti Kanunun 19. maddesi: “Kat malikleri, anagayrimenkulün bakımına ve mimarı durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar.(Değişik fıkra: 13/04/1983 - 2814/8 md.; değişik fıkra: 14/11/2007-5711 S.K./8.mad.) Kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler, değişik renkte dış badana veya boya yaptıramaz....