Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Kat Mülkiyeti Yasasının 19 uncu maddesi hükmüne göre kat maliklerinden herbiri ana taşınmazın mimari durumunu titizlikle korumaya mecburdur ve tüm kat maliklerinin beşte dördünün rızası olmadıkça ana taşınmazın ortak yerlerinde onarım, tesis ve değişiklikler yaptırılamaz. Anılan Yasanın 16 ncı maddesi hükmüne göre de kat malikleri anagayrimenkulün bütün ortak yerlerine ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olup bu yerleri, aksine sözleşme olmadıkça her kat maliki arsa payı oranında kullanma hakkına sahiptir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Toplanan delil ve sunulan belgelerden, talebe konu edilen çocuk hakkında koruma kararı verilip (TMK.md.312/) kuruma yerleştirildiği ve bu nedenle evlat edinmede ana-baba rızası aranmaması” kararının ilerde açılabilecek evlat edinme davası içinde istenebileceği anlaşılmaktadır. Bu durumda; rıza aranmama kararının evlat edinme kararından bağımsız olarak talep edilebilmesi söz konusu değildir. Dinlenebilme koşulları bulunmadığından talebin reddine karar verilmesi gerekirken; mahkemece çocuğun biyolojik anne ve babasının sonradan tespit edildiği gerekçesine dayalı olarak ret kararı verilmesi doğru olmamıştır....
Ancak; Kat Mülkiyeti Yasasının 19. maddesine göre, kat maliklerinden biri bütün kat maliklerinin rızası olmadıkça anataşınmazın ortak yerlerinde onarım, tesis ve değişiklik yaptıramaz. Somut olayda davalının diğer eylemleri yanında ana binanın duvarını delmek suretiyle demir çubuklar monte ederek ... tesis meydana getirdiği halde mahkemece bilirkişinin yanlış değerlendirmesi sonucu verdiği rapora itibar edilerek ... tesis olmadığı gerekçesiyle davacının bu konudaki isteminin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 23.1.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı HÜKÜM : Nitelikli cinsel saldırı suçundan mahkûmiyet Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mağdurenin psikotik yıkım nedeniyle fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olamayacağı, ifadelerine ancak ana hatları ile ve kuvvetli delillerle desteklendiği takdirde itibar edilebileceği, kendisinde mevcut akıl hastalığının hekim olmayanlarca anlaşılamayabileceğinin belirtildiği Adli Tıp Kurumu ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM : Mahkûmiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkındaki çocuğun basit cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasının halen derdest olup olmadığının araştırılıp, derdest ise bu davayla birleştirilmesi, kesin hükümle dava sonuçlanmış ise, söz konusu dava dosyasının iş bu dosyanın içinde bulunmayan kısımları ile kesinleşmiş hükme ilişkin gerekçeli kararının dosya arasına getirtilip konulmasından sonra, olay tarihinde 15-18 yaş arasındaki mağdurenin sanıkla özgür iradesiyle gidip gitmediğinin belirlenerek, mağdurenin rızası ile gitmesi halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarının oluşmayacağı, ancak, eylemin TCK.nın 234/3. maddesinde tanımalanan ana-babanın haberi olmaksızın çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu oluşturacağı gözetilerek, sanığın hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik...
ye karşı oluşa uygun işledikleri kabul edilen reşit olmayan kimseyi rızası ile kaçırıp alıkoyma suçlarının 765 sayılı TCK.nın 191/1 ve 430/2. maddelerinde öngörülen cezalarının üst sınırları itibariyle aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen 5 yıllık asli ve 7 yıl 6 aylık ilave zamanaşımına tâbi oldukları, sanık ...'a atılı tehdit suçları yönünden savunmasının alındığı 27.02.2003 tarihinden inceleme gününe kadar, sanıklar ..., ... ve ...'in oluşa uygun işlendiği kabul edilen reşit olmayan kimseyi rızası ile kaçırıp alıkoyma suçlarının sanıklar ..., ..., ...'ın savunmalarının alındığı 29.08.2002-26.09.2002 tarihinden inceleme gününe kadar 5 yıllık asli zamanaşımı süresinin geçtiği, sanık ......
Maddesinin ikinci fıkrasına göre, kat maliklerinden biri bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım, tesis ve değişiklik yaptıramaz. Aynı yasanın 16. Maddesinde de kat malikleri ana taşınmazın bütün ortak yerlerine arsa payları oranında ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olurlar ve ortak yerlerde kullanma hakkına sahiptirler. Ayrıca aynı yasanın 18. Maddesinin birinci fıkrasında da kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kurallarına uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememekle karşılıklı olarak yükümlü oldukları öngörülmüştür. Yasanın 33....
Noterliği'nden gönderilen 15 Ekim 2020 Tarih ve 09227 No'lu ihtarname ile ana taşınmazın ve ana yapının ortak yerlerinde yaptırmakta olduğu plan ve projeye aykırı yapıların ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde yıkarak kaldırması, ortak yerlerdeki haksız müdahalesine son vermesi ve ana taşınmazı ve ana yapıyı eski hale getirmesinin talep edildiği, söz konusu ihtarnamenin davalıya 03.11.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davalının haksız müdahalesine son vermediğini ve ana taşınmazı ve ana yapıyı eski hale getirmediğini, açıklanan nedenlerden dolayı davalının ana taşınmazın ve yapının ortak yerlerinde plan ve projesine aykırı olarak yaptırdığı tecavüzlü yapıların (bahçe kısmındaki duvar ile çatı kısmındaki oda ve balkonun) yıktırılarak ana taşınmazın ve ana yapının eski haline getirilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; Davaya konu ana yapının Yönetim Planının 36 .maddesinde tüm kat maliklerinin rızası alınmadıkça ortak alana inşaat yapılamayacağı kuralının bulunduğu görülmektedir. Öncelikle bilinmesi gerektiği üzere ana yapının mimari projesine aykırı tesisat ve inşaatlar ancak ve ancak bütün kat maliklerinin alacağı bir karar ile tadilat projesi hazırlanması ve ilgili kurumlardan onay alınması ile mümkündür. Tadilat projesi hazırlanıp ilgili mercilerden onaylanmadığı müddetçe kat maliklerinin tamamının rızası dahi olsa mimari projeye aykırı tadilat, onarım, inşaat ve tesisat yapılamaz....
Dava, küçüğün gelecekte evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağı ileri sürülerek TMK’nin 311. maddesindeki sebepler ile annesinin evlat edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir....