Türk Medeni Kanununun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Çocuk hakkında koruma kararı alınıp kuruma yerleştirildiğine göre ana ve baba rızasının aranmamasının evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi gerektiğinden açılan davanın bu nedenle reddi yerine yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir....
Mahkemece; davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlayamadığı ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarının davalı baba tarafından karşılandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK 182/2.maddesine göre, ana ve baba çocuğun bakım ve eğitim giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar. TMK.328/1.maddesine göre, ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Aynı yasanın 329/1.maddesine göre de, küçüğe fiilen bakan ana veya baba diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Müşterek çocuk yönünden talep edilen tedbir nafakası takdirinde ayrı yaşamakta haklılık olgusundan ziyade kimin yanında kaldığı ve kimin tarafından bakıldığı nazara alınır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK'nun 327/1 maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK.md.328/1). Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK.md.329/1). Somut olayda, davacı annenin ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlayamamış olması, fiilen kendi yanında bulunan müşterek çocuklar için nafaka takdirini engellemez. Çocuklar yönünden ayrı yaşamada haklılık olgusundan ziyade fiilen kimin yanında kaldıkları önemlidir....
Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, evlilik dışı dünyaya gelen ve baba ile soybağı kurulmamış küçüğün annesinin de yaşının küçük olması nedeniyle, Türk Medeni Kanununun 404. maddesi uyarınca küçüğe vasi atanması istemine ilişkindir. Menemen Sulh Hukuk Mahkemesince, kısıtlı adayının Karşıyaka/İzmir'de ikamet ettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Karşıyaka 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, kısıtlı adayının yerleşim yerinin Menemen İlçesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 337. maddesinde “Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir.” hükmü yer almaktadır....
Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.( TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. ( TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nun 331. maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler....
Biyolojik anne baba oldukları idda edilen davalılar T7 ve T5 davacılar doğduktan sonra 11.01.2000 tarihinde evlenmişlerdir. Ana ile evliliğin; çocuk ile babası arasında soybağını kurabilmesi; hem evliliğin çocuğun doğumundan önce gerçekleşmiş olması, hem de ana babanın çocuğun doğumundan sonra evlenmeleri halinde mümkündür. Davacıların iddialarının doğruluğu kabul edildiğinde, davacılar davalılar T7 ve T5 sonradan evlenmesi nedeni ile sahih nesepli hale geleceklerinden davacılar ile biyolojik baba arasındaki soybağı iş bu evlenme ile Türk Medeni Kanunu 282. madde gereği kurulmuş olacaktır. Yine davacıların iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; davacının kayden baba ve annesi görünen T6 ve T4 yönünden nüfus kaydının “gerçek durumu” yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir. Bu yönden davanın soybağı ile ilgisi bulunmamaktadır....
Ana ve baba, çocuk mallarının gelirlerini öncelikle çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için; hakkaniyete uyduğu ölçüde de aile ihtiyaçlarını karşılamak üzere sarfedebilirler (TMK m. 355). Ana ve baba, çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermezlerse hâkim, malların korunması için uygun önlemleri alır....
Olayları ve olguları ileri sürmek taraflara; hukuki nitelendirme ise mahkemeye aittir. TMK 282 maddesine göre soy bağının kurulmasında çocukla ana baba arasında ya kan bağının bulunması, ya da evlat edinme ilişkisinin kurulması gerekir. Ana ile çocuk arasında soy bağı doğumla kurulur. Baba ile çocuk arasındaki soy bağı ise babanın ana ile evlenmesi, çocuğu tanıması veya hakim hükmü ile kurulur. Çocukla ana arasındaki soy bağının kurulabilmesi için çocuğun ana olduğu iddia edilen kadın tarafından doğrulduğunun tespit edilmesi yeterlidir. Kadının evli olup olmaması soy bağının kurulması için önemli değildir. TMK 285.maddesi babalık karinesini düzenlemiş olup, babalık karinesinin çürütülmesi, soy bağının reddi davası ile mümkündür. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının konusudur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinmede Ana-Baba Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan küçüğün evlat edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, evlat edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüğün kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK'nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlat edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinmede Ana - Baba Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan küçüğün evlât edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, evlât edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüğün kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK'nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlât edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....