HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/2234 KARAR NO : 2022/322 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KELKİT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/04/2019 NUMARASI : 2018/193 ESAS 2019/161 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle, annesi kimlik Nazime Tunç'un nüfus kaydında ana ve baba adı İbrahim ve Mavuş ise de annesinin bekarlık kaydına göre kimlik numaralı T3 olduğunu, gerçek ana ve baba adının Mürsel ve Kezban olduğunu ileri sürerek annesi Nazime Tunç'un ana ve baba adının Mürsel ve Kezban olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı nüfus idaresi temsilcisi, nüfus kayıtları, doğum ve evlenme tutanakları çelişkili olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Soy bağının reddi davası TMK’nın 286. maddesine göre, ancak baba ve çocuk tarafından açılabilir. Baba ve çocuğun dava hakları birbirinden bağımsız haklardır. Söz konusu maddeye göre babanın açtığı soy bağının reddi davasında davalı ana ve çocuk iken, çocuğun açtığı soy bağının reddi davasında, davalı ana ve baba olmak zorunda ve davalılar zorunlu dava arkadaşıdırlar. Soy bağının reddi davalarında görevli mahkeme 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi uyarınca aile mahkemesidir. Baba ile soy bağının kurulmasını sağlayan ana ile evliliğin çocuğun doğumundan sonra yapılması halinde, TMK’nın 293. maddesi uyarınca evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirerek baba ile soy bağını kurmaları mümkündür....
Mahkemece kadının sürekli gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı, gelir elde ediyorsa bu gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işten ayrılmış ise hangi tarihte işten ayrıldığı ve kendi rızası ile işten ayrılıp ayrılmadığı araştırılıp gerçekleşecek sonucu uyarınca yoksulluk nafakası (TMK m. 175) hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Mahkemece, müşterek çocukların velayetinin alınan sosyal inceleme raporu göz önünde bulundurularak davacı anneye bırakılmasına karar verilmiştir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Dava dilekçesinde, evlat edinmede ana ve baba rızası aranmaması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, evlat edinmede anne baba rızasının aranmamasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece duruşma açılmadan dosya üzerinden davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 317. maddesinde; davalıya tebligat yapılması gerektiği, 320/1. maddesinde ise; "Mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir" hükmü öngörülmüştür. Mahkemece, bu madde hükmü gözetilerek, dosya üzerinden karar verilmiş ise de, varılan sonucun maddenin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı anlaşılmıştır....
Değerlendirme 1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu anlaşılmakla, davalı-davacı baba vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2. Asıl dava, davacı-davalı anne vekili tarafından açılan çocukla baba arasında boşanma kararı ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması, mümkün olmazsa yeniden düzenlenmesi davasıdır. 4721 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesine göre, ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi, çocuk ve velâyet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır....
in 17.02.1990 tarihinde miras bırakandan önce öldükleri, miras bırakanın ana baba bir kardeşinin bulunmadığı, baba kolundan baba bir ana ayrı kardeşleri ... mirasçı olarak kaldıkları anlaşılmaktadır. Miras bırakanın annesi ...'in başka altsoyu bulunmadığından tüm mirasın baba koluna ve dolayısıyla babasının başka bir evlilikten olan çocukları... kalacağı kuşkusuzdur. Mirasbırakanın teyzesi olan ... az yukarıda açıklanan yasal düzenleme dikkate alındığında hiçbir şekilde mirasçı olamaz. Hal böyle olunca, mirasçı olamayacağı halde mirasbırakanın teyzesi olan ...'e de mirastan pay verilmesi isabetsizdir. Mahkemece yukarıdaki hukuki olgular gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HUMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Çocuk mallarının yönetimi kavramının kapsamını, ana ve babanın çocuk malları üzerinde onlarla ilgili ve amaca uygun her türlü taahhüt ve tasarruf işlemleri dahildir. Ana ve baba bütün bu işlemleri gerçekleştirirken hep çocuğun menfaatini gözetmek zorundadırlar. Bu durum TMK'nın 352.maddesinin 2.fıkrasından da anlaşılmaktadır. TMK'nın 345.maddesinde çocuk ile anne ve baba arasındaki hukuki işlemlerin düzenlendiği, bu maddeye göre çocuk ile ana baba arasında yada ana ve babanın menfaatine olarak çocuk ile üçüncü kişi arasında yapılacak bir hukuki işlemle çocuğun borç altına girebilmesi, bir kayyımın katılmasına ve hakimin onayına bağlıdır....
Madde gereğince; "Evlât edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilir. Verilen rıza, evlât edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlât edinenler henüz belirlenmemiş olsa dahi geçerlidir. " TMK 311/2. Madde gereğince; "Aşağıdaki hâllerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz: ...2. Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa."...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil K A R A R Dosya kapsamı incelendiğinde dava dilekçesinde TC nosu belirtilen (98 ile biten) baba adı ... ve ana adı ... olan 1947 doğumlu davalı ... yerine dava dilekçesinde yer almayan baba adı ... ana adı ... 1960 doğumlu dava dışı ...'a gerekçeli kararın tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Gerekçeli karar davanın yöneltildiği kimlik bilgileri yazılı davalı ...'a 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun bir biçimde tebliğ edilerek bu noksanlığın yerine getirilmesi, temyiz süresinin beklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinilen Erginin Ana Baba Adının Evlat Edinenler :Olarak Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm evlat edinilen erginin ana baba adının evlat edinenler olarak değiştirilmesine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2020 tarih 2020/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi....