"İçtihat Metni"DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Ve Ana Baba Rızasının Aranmaması MAHKEMESİ : ... 13. Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 13. Aile Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 25.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi, "Küçüklerin babalarının velayeti altında olduklarını, davacının vasi olarak atanabilmesi için öncelikle velayetin kaldırılması gerektiğini, bunun da aile mahkemesinin görevinde olduğunu" bildirerek görevsizlik kararı vermiştir. Aile Mahkemesi ise, velayetin kaldırılması talebi bulunmadığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK. m. 348) Velayet altında bulunmayan her küçük, vesayet altına alınır (TMK. m. 404). Dosya kapsamından, küçüklerin babası A.. H..'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 2003 doğumlu küçük ... ile 2007 doğumlu...'in anne ve babası 16.06.2010 tarihinde kesinleşen ilam ile boşanmışlar ve küçüklerin velayetleri anneye verilmiştir. Davacı baba küçüklerin annenin yanında şiddete maruz kaldıklarını iddia ederek annelerinde olan velayetlerin kaldırılarak kendisine verilmesini talep etmiştir. Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınmaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, velayetin kaldırılmasına karar verilir. Velayet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar (TMK m. 348)....
"İçtihat Metni"DAVA TÜRÜ : Ana Baba Rızası Arama MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 6. Aile Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 04/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesince, velayetin anneden ya da babadan kaldırılıp kaldırılmayacağının öncelikle değerlendirilmesi gereken bir husus olduğu, velayet hususunun değerlendirilmesinin de aile mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 11. Aile Mahkemesi tarafından ise, velayetin kaldırılması, değiştirilmesi talepli açılmış bir davanın bulunmadığı, açılan davada dava tarihi itibarıyla velayetin yaş küçüklüğü nedeniyle doğuran anne tarafından kullanılamaması sonucu olarak vesayet ihbarında bulunulduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 337. maddesine göre, “Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir."...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı dede tarafından açılmış velayetin kaldırılması davasıdır. Bilindiği üzere TMK'nun 336. maddesi gereğince "Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir." sözü edilen yasal düzenlemeye göre velayet hakkı münhasıran anne veya babaya tanınan bir hak olup evlat edinme hariç ana-baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz. Velayet kamu düzenine ilişkindir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun menfaatidir ve bu düzenlemede ana ve baba ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir (TMK m.349)....
Çocuk, anasının evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı 21.11.2014 tarihinde tanıma (TMK m. 295) ile kurulmuştur. Annenin yaşı küçük olup, çocuğun velisi yoktur. Kanun, ana, küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakimin, çocuğun menfaatine göre vasi atayacağını veya velayeti babaya vereceğini hükme bağlamıştır. (TMK md. 337/2). Baba ile soybağı tanıma ile kurulduğuna göre, babanın velayeti alma hakkı mevcuttur. Aslolan velayet olduğuna göre, sulh hukuk mahkemesi tarafından davanın, babaya ihbar edilmesi, beyanın alınması, onun tarafından velayetin kendisine verilmesi yönünde dava açılması halinde sonucunun beklenmesi, velayeti baba talep etmediği taktirde davanın sonuca bağlanması gerekir (Y. 2. HD. 2010/4292 E. – 16873 K. sayılı ilamı). Bu durumda uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir....
Dosyanın incelenmesinde; tarafların anlaşmalı boşandıkları, velayetin anneye verildiği, davalı annenin çocukları bırakıp il dışına gittiği, tanık beyanlarına göre annenin çocuklarla ilgilenmediği, başkasıyla görüştüğü için çocukları bırakıp gittikten sonra çocukların baba yanında yanında kalmaya başladığı ve ihtiyaçlarının baba tarafından karşılandığı, alınan sosyal inceleme raporlarında da velayetin davacı babaya verilmesi gerektiğinin mütalaa edildiği, yargılama sırasında dosya içerisine alınan Antalya İl Emniyet Amirliği'nce düzenlenen 01/11/2020 tarihli tutanak ile davalı annenin, fuhuş müşterisi konumunda randevu verdiğinin tespit edildiği, bu durumda velayet sorumluluklarını yerine getirmediği ve velayetin babaya verilmesi halinde ortak çocukların bedensel ve ruhsal olarak olumsuz etkileneceğine dair bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla velayetin anneden alınarak davacı babaya verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik istinaf talebinin...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2017/844 KARAR NO : 2017/685 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AFYONKARAHİSAR AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2017 NUMARASI : 2016/882 2017/41 DAVA KONUSU : Ana Baba Rızası Arama KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı kanun yoluna başvurulmakla, evrak okundu. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik dışı doğan 05/12/2015 doğumlu Umut Ali DAŞÇI' nın evlat edinilmesinde anne ve baba rızasının aranmamasına veya rızasının olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesi, dosya üzerinden yaptığı inceleme neticesinde; davanın reddine karar vermiştir. Davacı Bakanlık vekili; davanın kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle istinaf talebinde bulunmuştur. Dava, evlat edinme sırasında ana ve baba rızasının aranmaması talebine ilişkindir....
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....