Ancak, ana veya babanın velayet görevini yapamayacak olması veya çocuğun velayet altında bulunmasının, çocuğun fikri, bedeni, sağlık ve eğitsel gelişimi yönünden üstün yararına aykırı düşeceğinin anlaşılması halinde, çocuk velayet altına alınmayıp, kendisine bir vasi de atanması mümkündür (TMK.md.335). Davacı baba küçüklerin velayetini talep ettiğine göre bu talep küçük ... yönünden vesayetin kaldırılması talebinide kapsar. Mahkemece küçük ... yönünden davacının vesayetin kaldırılması talebinin tefrik edilerek görevli ve yetkili Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi ve bu dosyanın bekletici sorun yapılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Diğer küçük ... yönünden ise çocuğun babanın velayeti altında bırakılmasını engelleyecek bir durum olmadığı anlaşıldığından, talebin kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Esas davanın velayetin değiştirilmesi talebine yönelik olduğu, birleşen davanın ise kişisel ilişkinin kaldırılması veya sınırlandırılması talebine yönelik olduğu anlaşılmıştır. Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir. Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur....
Bilindiği üzere TMK'nun 336. maddesi gereğince "Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir." sözü edilen yasal düzenlemeye göre velayet hakkı münhasıran anne veya babaya tanınan bir hak olup evlat edinme hariç ana-baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz. Velayet kamu düzenine ilişkindir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun menfaatidir ve bu düzenlemede ana ve baba ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir (TMK m.349)....
Ana ve baba, boşandığına ve boşanma kararıyla velayet kendisine verilen anne daha sonra öldüğüne göre, bu halde velayet kendiliğinden babaya geçmez. Dolayısıyla, velayet davalıda değildir. Olmayan bir velayetin doğal olarak kaldırılması da istenemez. Ne var ki, velayet kamu düzenindendir. Dava dilekçesindeki açıklamalara ve yukarıda açıklanan hukuki duruma göre, dava, velayetin kaldırılması niteliğinde değil, çocuk üzerinde velayet hakkına tek başına sahip olan ebeveynin ölümü sebebiyle, çocuğun boşlukta kalan velayetinin yeniden düzenlenmesine ilişkindir. Davada kaldırma talep edilmiş olması, tespit edilen bu hukuki durum karşısında önemli olmayıp, dava, ortaya çıkan bu durumu hakime ihbar niteliğindedir. Bu durumda, ihbar edenin hukuki yararı olup olmadığına bakılmaz. Böyle bir durumda, aile hakiminin velayeti yeniden düzenlemesi zorunludur....
Sayılı 09/12/2013 tarihinde kesinleşen boşanma kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları bu kararla birlikte müşterek çocuk Tevrat Baran'ın velayeti baba Mehmet Aşçı'ya verilmiş; baba 27/06/2018 tarihinde ölmüştür. Çocuğun velayeti boşanma kararı ile eşlerden birine verilip, bu eşinde ölümüyle, velayet kendiliğinden sağ kalan diğer eşe geçmez. Böyle bir durumda; hakim kararıyla velayetin diğer eşe verilmesi veya velayetin sağ kalan eşe verilmesi uygun bulunmadığı taktirde; çocuğa vasi atanıncaya kadar velayet askıda kalır (TMK. md. 335/2, 337/2). Velayet kendisine bırakılan babanın ölmüş olduğundan; küçük Tevrat Baran'ın velayeti askıdadır. Bu durumda davaya konu edilen küçüğün velayetinin değiştirilmesi ya da çocuğun bedeni ve fikri gelişimi açısından velayetin kaldırılması ve vasi atanması şartlarının bulunup, bulunmadığı konusunda mahkememizin değerlendirmesinde; TMK'nın Velayetin Kaldırılması başlıklı 348....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlat Edinme İçin Ana Baba Rızası Arama Kararının Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.06.2008 (Çrş.)...
Velayetin kaldırılması kararı çocuk için ana veya baba için ağır sonuçlar doğuran bir karardır. Asıl olan, ana veya babası sağ olan ve velayete tabi çocuğun ,velayet altında bırakılmasıdır. Bu nedenle velayetin kaldırılması kararı verilmeden önce çocuğun ana veya babadan birinin velayetine bırakılmasıyla yetinilip yetinilmeyeceği konusunda gerekli tüm araştırmaların yapılması, başka bir çözüm kalmadığı takdirde ,velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/04/2019 NUMARASI : 2019/127 ESAS, 2019/274 KARAR DAVA KONUSU : Ana Baba Rızası Arama KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı kurum tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde: Dosya incelendi....
GEREKÇE: Dava, velayetin kaldırılmasına/değiştirilmesine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Davacının talebi öncelikle velayetin kaldırılması, koşulların bulunmaması halinde ise velayetin değiştirilmesine ilişkindir. Anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi: ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m. 348). Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler....
Bunun sonucu olarak velâyetin kapsadığı hak ve ödevler ana ve baba arasında bölünemeyecektir. Birlikte velâyette, velâyetin kullanımı hususunda ana ve baba eşit söz hakkına sahiptir. 743 sayılı Medeni Kanunun 263. maddesinde yer alan babanın oyunu üstün tutan düzenleme kaldırılmıstır. Birlikte velâyette, velâyetin kullanılmasında ana baba anlaşamadıkları takdirde Türk Medeni Kanununun 195. maddesindeki düzenleme uygulanarak anlaşmazlık çözümlenmektedir. Buna göre; ana-baba, anlaşamadıkları durumlarda velâyetin ne şekilde kullanılacağı hususunda mahkemeye başvurarak, hâkimden bu konuda kendilerine yardımcı olmasını isteyeceklerdir. Hakim de onları uzlastırmaya çalısacaktır. Buna rağmen ana baba uzlaşmazlarsa, hakim bu takdirde uzman kisilerin yardımını isteyerek, anlaşmazlığı çözecektir.(TMK m.195/2 ). Burada hakim, ana babanın yerine geçerek, çocuk hakkında karar veremez....