Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında yapılan arama neticesinde müvekkilinin markasını taşıyan 751 adet taklit el aleti bulunduğunu ve bu aletlere el konulduğunu, bu durumun müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek davalının markaya tecavüz eyleminin durdurulmasına ve el konulan 751 adet ürünün imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve el atılan taşınmaz bedelinin tespiti ile davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Dava konusu taşınmazın kamulaştırmasız el atmadan arta kalan kısmının konumu, yüzölçümü dikkate alındığında, bu kısımda değer artışı uygulanamayacağının gözetilmemesi, 2)Mahkemece, dava konusu taşınmazın el atılan kısmının (7942,80 m2) tapu kaydının iptali ile bu kısımların dere yatağı ve yol olarak terkinine karar verilmemesi, 3)04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harca hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 4)Reddedilen miktar yönünden hükmedilen vekalet ücretinin reddedilen miktardan fazla olması, Doğru görülmemiştir....
Davacı vekilinin temyizine gelince; 1-Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın uygulanan imar planında ilköğretim tesis alanı ve yol alanında kaldığı, taşınmazın 23,23 m²'lik bölümüne davalı Belediye Başkanlığı tarafından fiilen el atılarak yol geçirildiği anlaşılmıştır. fiilen el atılmayan ancak imar planında yol olarak ayrılan bölüm yönünden uygulamaya başlanmış olduğu ve proje bütünlüğü nedeniyle bu kısmın tamamına el atılmış olduğunun kabulü ile bedelinin ...........
- K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketten 92.276 TL'ye araç satın aldıklarını, 5 yılı aşkın süredir aracı kullanmaktayken 12/03/2013 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/137283 soruşturma nolu dosyasına istinaden araca el konulduğunu, müvekkilinin el koyma tarihinden itibaren araç kiralayıp kiralama bedeli ödemek zorunda kaldığını belirterek satış bedelinin el koyma tarihi olan 12/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte şimdilik 10.000 TL' sinin ve araç kiralama bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 22.09.2014 tarihinde davasını 48.000 TL üzerinden ıslah etmiştir....
Haksız el koyma nedenine dayalı davada davacı zararı, olay tarihinde gerçekleşmiş olduğundan meydana gelen zararın idarece hayvanlara el koyma tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, davacının açık talebine rağmen ceza mahkemesi kararının kesinleştiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi yürütülmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalıların diğer temyiz itirazları incelendiğinde; Dosya içeriğinden; karara esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların el koyma tarihi ile ceza mahkemesince verilen beraat kararının kesinleşme tarihi arasındaki dönem esas alınarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Oysa zarar haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan el koyma tarihinde gerçekleşmiş olduğundan davaya konu koyunların el koyma tarihi itibarıyla bedelleri belirlenerek zarar hesabı yapılması gerekir....
Şöyle ki; 1- 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen geçici 6. maddesi uyarınca 09.10.1956 tarih ile 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan kamulaştırmasız el atma davalarında taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir....
Ancak; 1)Fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 17.06.2016 tarihli krokili raporda C harfi ile gösterilen ve yolun bozulduğu alan olarak nitelendirilen kısma ilişkin olarak; davalı idare tarafından sahiplenme kastı ile, kalıcı nitelikte el atılıp atılmadığı; el atma sonrasında kullanılmaz hale gelip gelmediği hususları araştırılarak, davacı idare tarafından bu nitelikte bir el atma olduğunun anlaşılması halinde, bu kısmın da bedeline hükmedilmesi, el atmanın bu nitelikte olmadığının tespiti halinde ise geçici olarak el atmanın süresi tespit edilerek, el atmanın devam ettiği süre boyunca ecrimisile hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2)Taşınmazın bir dekarında alınabilecek brüt gelirinden indirilmesi gereken üretim masraflarının, Türkiye ortalaması dikkate alındığında brüt gelirin 1/3 'ü oranında olması gerektiğinin gözetilmemesi, 3)Tarım arazisi niteliğinde kabul edilen dava konusu taşınmazda münavebeye esas alınan bağın ecrimisil talep...
Dosya içeriğine göre, el koyma işlemi CMK hükümlerine uygun olarak yapılmış ancak el koyma koruma tedbiri nedeniyle tazminat verilmesini öngören CMK’nın 141/1-j maddesi gereğince el konulan çayların “korunması için gerekli tedbirlerin alınmaması” dolayısıyla davacının oluşan maddi zararları nedeniyle tazminata hak kazanacağı, ancak haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gözetilerek davacı lehine manevi tazminata hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacı yararına hükmedilen tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi nedeniyle tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir....
Ancak; 1) Fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 17.06.2016 tarihli krokili raporda C harfi ile gösterilen ve yolun bozulduğu alan olarak nitelendirilen kısma ilişkin olarak; davalı idare tarafından sahiplenme kastı ile, kalıcı nitelikte el atılıp atılmadığı; el atma sonrasında kullanılmaz hale gelip gelmediği hususları araştırılarak, davacı idare tarafından bu nitelikte bir el atma olduğunun anlaşılması halinde, bu kısmın da bedeline hükmedilmesi, el atmanın bu nitelikte olmadığının tespiti halinde ise geçici olarak el atmanın süresi tespit edilerek, el atmanın devam ettiği süre boyunca ecrimisile hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Taşınmazın bir dekarında alınabilecek brüt gelirinden indirilmesi gereken üretim masraflarının, Türkiye ortalaması dikkate alındığında brüt gelirin 1/3 'ü oranında olması gerektiğinin gözetilmemesi, 3) Tarım arazisi niteliğinde kabul edilen dava konusu taşınmazda münavebeye esas alınan bağın ecrimisil talep...
Ancak; 1) Fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 17.06.2016 tarihli krokili raporda C harfi ile gösterilen ve yolun bozulduğu alan olarak nitelendirilen kısma ilişkin olarak; davalı idare tarafından sahiplenme kastı ile, kalıcı nitelikte el atılıp atılmadığı; el atma sonrasında kullanılmaz hale gelip gelmediği hususları araştırılarak, davacı idare tarafından bu nitelikte bir el atma olduğunun anlaşılması halinde, bu kısmın da bedeline hükmedilmesi, el atmanın bu nitelikte olmadığının tespiti halinde ise geçici olarak el atmanın süresi tespit edilerek, el atmanın devam ettiği süre boyunca ecrimisile hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Taşınmazın bir dekarında alınabilecek brüt gelirinden indirilmesi gereken üretim masraflarının, Türkiye ortalaması dikkate alındığında brüt gelirin 1/3 'ü oranında olması gerektiğinin gözetilmemesi, 3) Tarım arazisi niteliğinde kabul edilen dava konusu taşınmazda münavebeye esas alınan bağın ecrimisil talep...