"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 1957, 1958 ve 1959 parsel sayılı taşınmazlara müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın 1958 ve 1959 parseller yönünden kısmen kabulüne, 1958 parsel ve 1957 parsellerin acele el koyma dosyasındaki el koyulan kısımlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-......
koyma nedeniyle bloke ettirilen bedel mahsup edildikten sonra; fark bedele dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin dolduğu tarihi takip eden günden karar tarihine kadar yasal faiz yürütülmesi gerekirken, acele el koyma bedeline bu bedelin bloke edildiği tarihe kadar faiz işletilmesi,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan karar düzeltme harcı ile peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öncelikle kamulaştırmasız el koyma davasının kesinleşip ./.. 2015/6272-19186 -2- kesinleşmediği (derdest durumda ise aynı taşınmaz hakkında ilgili idare tarafından bedel tespit tescil davası açıldığında daha önce açılan kamulaştırmasız el koyma davasında bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiğinden) araştırılarak kesinleşmiş ise 3.000 m²’lik kısım yönünden daha önce tescil-terkin kararı verilmiş olduğu gözetilerek 13.000 m² üzerinden tescil kararı verilmesi, kamulaştırmasız el koyma davası derdest ise taşınmazın tümü için kamulaştırma kararı alındığı dikkate alınarak tapu kaydı olan 16.000 m² üzerinden bedelinin hesaplanması ve buna göre tescil kararı verilmesi gerekirken eksik inceleme ile 13.000 m² üzerinden bedel tespit edilerek taşınmazın tümü üzerinden (16.000 m²) tescil kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; yüzde altmış olarak belirlenen objektif artış oranının yüzde onbeşlik kısmını destekleme ve primlerin oluşturduğu anlaşılmaktadır.Dava konusu taşınmazın değerlendirilmesinde objektif artış nedeni olarak yerleşim yerine yakınlığı ve diğer özellikler nedeniyle yüzde 45 objektif artış oranıyla yetinilmesi gerekirken ürün destekleme ve primleri verilmesi nedeniyle yerinde olmayan gerekçeyle yüzde 15 objektif artış oranı ilave edilmesi, 2-Acele el koyma dosyasında fazla yatan bedelin davalı tarafından bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faiziyle birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmemesi, ./.. 2015/5018-17674 -2- 3-Dava konusu taşınmazla ilgili acele el koyma dosyasında, tespit edilen kamulaştırma bedelinden daha fazla miktarın bloke edildiği ve acele el koyma kararının dava tarihinden itibaren dört aylık süre içerisinde verildiği anlaşıldığından tespit edilen kamulaştırma...
Acele el koyma kararının verildiği tarihten itibaren yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca kamulaştırma bedel tespit davası açılması için makul süre olarak kabul edilen 6 aylık süre içerisinde idarece bedel tespit tescil davası açılmaması halinde, malikin kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası açma hakkı doğar. Somut uyuşmazlıkta makul süre içerisinde davalı idare tarafından bedel tespit tescil davası açılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalı idare tarafından Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca acele el koyma kararı alındığı ve kamulaştırma yapılmasına ilişkin kararın geri alınmaması ile davalı idarenin acele el koyma kararı doğrultusunda dava konusu taşınmaza her an el atma hukuki hak ve yetkisine sahip olması karşısında kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşılmıştır....
Belediye Başkanlığı'nca yapılan ve 02/10/1998 tarihinde tapuya tescil edilen imar uygulaması sonucunda davacının payına karşılık şuyuulandırma ya da bedele dönüştürme işlemi yapılmadığı, belediyece hazırlanan dağıtım cetvelinde davacının adının geçmediği, davacının kadastral parseldeki tapusunun kaybedildiği anlaşıldığından, bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır. Bu itibarla; kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup, bu davaya bakmak Adli Yargının görevi dahilinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı ......
Sayılı dosyasında CMK'nın 248/1 ve 247/1 maddeleri gereğince el koyma kararının devam edip etmediğinin sorulduğu, anılan mahkemece el koyma kararının devam ettiğinin bildirildiği, bunun üzerine icra müdürlüğünce şikayete konu reddiyatın yapılmayacağı yönünde 17/07/2020 tarihinde karar verildiği, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/10/2019 tarihli kararında "Türkiye'de bulunan mallarına, hak ve alacaklarına amaçla orantılı olarak el koyulmasına" karar verildiği, el koyma kararının devam ettiği, müdürlükçe el koyma kararı devam ettiğinden alacaklının tahsilat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, kaldı ki İstanbul 23....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalı ... İşletme Genel Müdürlüğü yönünden asıl ve birleşen davanın husumet nedeniyle reddine, davalı ... yönünden asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 28/04/2021 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl ve birleşen dava yönünden davacı vekili, asıl dava yönünden davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
Diğer taraftan aracın el koyma tarihindeki bedeli belirlendikten sonra el koyma tarihinden satış bedelinin ödendiği tarihe kadar faiz işletilmediği halde satış bedeli için ödenenin faizi ile birlikte mahsubu hatalı olduğu gibi el koyma tarihindeki bedeli üzerinden satış tarihine kadar olan amortisman giderlerinin düşülmemesi de hatalı olup aracın mahkemece belirlenen el koyma tarihindeki değerinden satış tarihine kadar olan amortisman değeri düşüldükten sonra kalan miktardan idare tarafından ödenen toplam asıl miktar (idare mahkemesince verilen karar öncesi ve varsa sonrası ödenen toplam miktarın faizsiz kısmı) düşülmek suretiyle bakiye alacağın hüküm altına alınması gerekir....
maddi tazminat tutarına esas haksız el konulan eşya değeri olan 1.850.306,10 TL'den emanet hesabında bulunan tasfiye bedeli düşüldüğünde davacının maddi zararının 1.690.702,14 TL olduğundan bu bedelin talep gereği el koyma tarihinden faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir....