WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak .... 12 parsel sayılı taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

    te bulunan kilise çanı üzerinde gerçekleştirilen el koymanın, 5271 sayılı CMK'nın 127/3 maddesi uyarınca yirmi dört saat içinde görevli hakimin onayına sunulmaması nedeniyle kendiliğinden kalktığı, aynı Kanunun 127/4 maddesine göre de, zilyetliğinde bulunan eşya veya malvarlığı değerlerine el konulan kimsenin, hakimden her zaman bu konuda bir karar verilmesini isteyebileceği, sözü edilen kararın soruşturma aşamasında Sulh Ceza Mahkemesince, kovuşturma aşamasında ise yargılamayı sürdüren mahkemece verilebileceği, şüpheli müdafiinin Cumhuriyet Savcılığı'na ibraz ettiği 29/05/2012 havale tarihli dilekçe içeriğinden, şüpheli hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara değil, şüphelide bulunan kilise çanına el konulması işlemine itiraz ettiğinin anlaşıldığı, itiraz konusunda karar verilmek üzere dosyanın gönderildiği Muş Ağır Ceza Mahkemesince, gerek şüpheli müdafiinin dilekçesinin kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz niteliğinde bulunmaması, gerekse el koyma işlemi ile...

      Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; acele el koyma kararı olduğunu, el atma davasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taşınmazın sulanıp sulanmadığının yeteri kadar araştırılmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, objektif değer artışı uygulanmaması gerektiğini, kapitilasyon faiz oranının hatalı uygulandığını ve münavebeye alınan ürün gelirlerinin yüksek alındığını ileri sürmüştür....

      Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği ve bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğundan, kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucunun, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibinin, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini isteyebilmesi olduğu açıktır....

      Yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile gerek iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için tutukevinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilemeyeceği gözetilerek bu konudaki talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemekle, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin...

        Anılan yasada haksız el koyma nedeniyle dava açılabileceğine dair bir hüküm bulunmadığından ve dava dilekçesinin konusu olan talep ağır ceza mahkemesinin görevine girmediğinden davanın reddi gerekir. Çünkü HUMK'da tazminat davası açmanın usul ve esasları belirlenmiştir. Hukuk mahkemesinde dava açılması harca tabidir. Mahkemenin gerekli görmesi halinde dosyayı isteyip inceleme yetkisinin de bulunduğu gözetildiğinde ağır ceza mahkemesinin görevli olmaması nedeniyle davanın reddine karar vermesi gerektiği bu nedenle de izah ettiğimiz gerekçe uyarınca sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanması düşüncesiyle çoğunluğun "görevsizlik ve talep halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi" gerektiği yönündeki bozma düşüncesine katılmıyoruz. Muhalif Üye Muhalif Üye ......

          nin davacıya ait aracı kullanmaları nedeniyle, davacı yönünden sadece tayin ve tespit edilen maddi zararının tazminine karar verilmesi gerekirken, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilmeden, davacı yararına ayrıca manevi tazminata hükmedilmesi, 2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun dairemizce de benimsenen 20.09.2005 gün, 2005/1-88 esas ve 2005/98 sayılı kararında belirtildiği üzere; davayı vekil ile takip eden davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 13/4. maddesi ve tarifenin üçüncü kısmı gereğince, ikinci kısmın ikinci bölümünün onuncu sırasındaki ücretten az olmamak üzere vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi, 3-Dava dilekçesinde el koyma tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmasına karşın, davacı lehine hükmolunan maddi ve manevi tazminatlar için, tutuklamanın son bulduğu tarihten itibaren faize hükmedildiğinin belirtilmesi suretiyle karışıklığa neden olunması, İsabetsiz...

            Ancak; Kamulaştırmasız el koyma nedeniyle bedelinin tahsiline karar verilen taşınmazın davalı idare adına tesciline ilişkin hüküm kurulmaması doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Dava konusu ... İliköyü 168 ada 57 parsel sayılı taşınmazın 15.04.2014 tarihli bilirkişi raporu ekindeki krokide (B) harfiyle gösterilen yol olarak el konulan 4.140,91 m² lik kısmının davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı idare lehine yol olarak terkinine" cümlesi eklenmek suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 27.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Ancak; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el koyulan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçlarının nisbi olarak uygulanması gerektiğinden mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince salt mahkeme harcı yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı tarafa iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ancak; 1-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el koyulan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, nispi vekalet ücretinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Davalı ...'nün harçtan muaf olduğu gözetilmeksizin aleyhine harç tahsiline karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu