HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/414 KARAR NO : 2022/279 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KALECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2020 NUMARASI : 2019/236 ESAS, 2020/140 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El Atmadan Kaynaklanan Tazminat KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve ecrimisil istemine ilişkindir....
Köyü 602 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak müdahalenin men'i ile ecrimisilin, aksi kanaat oluşursa el atma tazminatı ve ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne (ecrimisil yönünden kabul, müdahalenin men'i yönünden ret), kamulaştırmasız el atma tazminatı yönünden ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mahkemece yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; 1-Dava konusu taşınmaza yüksek gerilim hattını taşıyan direğin dikilmesi suretiyle fiilen el konulmuş ise de el koyma tarihi mahkemece kesin olarak belirlenmemiştir....
aleyhine 12/01/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen 10/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 7230 litre mazotuna kaçakçılık şüphesiyle el konularak yediemine teslim edildiğini, ceza mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ve el konulan mazotun iadesine karar verildiği halde, iadenin yapılmadığını iddia ederek, bu nedenle uğradığı zararın tazmini isteminde bulunmuştur....
Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır.Bu itibarla dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olması nedeniyle, fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup, taşınmazın aynına ilişkin bu davaya bakmak Adli Yargının görevidir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/385 Esas – 2012/5 Karar sayılı ceza dosyası incelediğinde, 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan yürütülen soruşturma kapsamında davacıya ait 20.000 kg şekere 04.05.2007-29.11.2013 tarihleri arasında el konulduğu, yapılan yargılama sonucunda davacının beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 25.12.2012 tarihinde kesinleştiği, el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 142'nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;Davacının 112.200,00 TL maddi (ıslah ile), 5.000,00 TL manevi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece manevi tazminat talebinin reddi ile 1.000,00 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede; davacının dava...
Ancak; 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6. maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el koyulan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 19.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
teslim aldığı, 29.09.2004 - 10.02.2005 tarihleri arasındaki el koyma tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanuna tabi olduğu anlaşılmakla; Davacının 82.145,93 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, davacının yürütülen soruşturmanın tarafı olmadığı ve kendisine karşı yapılmış bir işlem bulunmadığından tazminat isteme koşullarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olup, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 18. maddesi ile 07.05.1964 gün ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan ve Tutuklanan Kimselere Tazminat verilmesi hakkındaki Kanunun yürürlükten kaldırıldığı, 5271 sayılı CMK'nın yedinci bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ila 144. maddelerinde, tazminat isteme koşulları ve sonuçlarının yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlendiği ve 5320...
için, kişilik haklarının ihlal edilmesi özellikle sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin ihlali ve hukuka aykırı bir fiilin bulunması gerekir, yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile gerek iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için tutukevinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir....
e hasarsız, tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğine dair tutanak tanzim edildiği, haksız el koyma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu, olay nedeniyle davacının tutuklu kalmadığı veya gözaltına alınmadığı anlaşılmıştır. 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunda, olay nedeniyle davacının maddi zararının, dava tarihi itibarı ile dolar kuru üzerinden (5,3177 TL ) TL bazlı meydana gelen zararın 4.162.281,05 TL olduğu ancak, dava dilekçesiyle istenilen 2.237.003,01 TL maddi tazminatın 25.11.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği görüşünün bildirildiği görülmüştür....
haricen öğrendiğini ileri sürerek 150.000.00 YTL kamulaştırmasız el koyma karşılığının kamu alacakları için uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....