Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri, el koyma işlemini yapmaya yetkilidir. (CMK. 127/1). Hâkim kararı olmaksızın yapılan el koyma işlemi, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde el koyma kendiliğinden hükümsüz kalacaktır. (CMK. 127/3). Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair kuvvetli suç şüphesi bulunan hallerde şüpheli veya sanığa ait kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına da el konulabilir.(128/1-b). Kara, deniz ve hava ulaşım araçları hakkında verilen el koyma kararı, bu araçların kayıtlı bulunduğu sicile şerh verilmek suretiyle icra olunur. (CMK. 128/4)....
tarihli ve 4321- 32 sayılı kurul kararı ile dava konusu taşınmaz üzerine kamulaştırma kararı aldığını fakat davacının dava konusu taşınmazına el konulmamış ve üzerinde herhangi bir tesis ve su tutma işlemi yapılmamış olduğunu, keşif ve bilirkişi incelemesi ile bu durum daha net ortaya çıkacağını, dolayısıyla, davacının işbu kamulaştırmasız el atma davası açmasında hukuki yararı olmadığını, hukuki el atma iddiası yersiz olduğunu, her ne kadar davacı taşınmazı üzerinde bir el atma olduğunu iddia etse de, dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkil kurumun fiilen bir el atması söz konusu olmadığı gibi, herhangi bir hukuki el atması da söz konusu olmadığını, zira bilindiği üzere, hukuki el atma, en kısa tanımı ile; bir malikin taşınmazı üzerinde fiili bir el atma söz konusu olmasa da mülkiyet hakkının ihlali, yani, taşınmazı üzerine tasarrufta bulunma hakkının engellenmesi olduğunu, dolayısıyla, hukuki el atmanın mevcut olabilmesi için, davacının işbu dava konusu taşınmazı üzerine satma, kiraya...
Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dava konusu taşınmaza fiilen el atılıp atılmadığı, el atılmış ise hangi tarihte (gün, ay, yıl olarak) el atıldığının taraflardan, 2-Fiili el atma mevcut ise, el atma tarihi tespit edildikten sonra dava konusu taşınmazın el atma tarihi itibariyle imar planı içinde olup olmadığı, imar planı içinde ise ilk olarak imara alınış tarihi, ölçeği ve türü (nazım-uygulama), belediye ve diğer altyapı hizmetlerinden (yol, su, elektrik, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma gibi) yararlanma durumu, etrafının meskûn bulunup bulunmadığı, nazım imar planı içinde ise bu plandaki konumu, hangi amaçla plan kapsamına alındığı, yerleşim merkezine uzaklığı, belediye sınırları içinde bulunup bulunmadığı, beldenin gelişme yönünde olup olmadığı ilgili belediye başkanlığından, Sorularak alınacak cevap yazılarının dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taşınmaza fiilen el atmanın olup olmadığı hususunda, mahallinde bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılıp, taşınmaza el atılıp atılmadığı, el atılmış ise ne suretle el atıldığı, mahkeme gözlemi ile birlikte tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın yargı yeri bakımından reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 11/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu taşınmazlara fiilen el atmanın olup olmadığı hususunda, mahallinde bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılıp, taşınmaza el atılıp atılmadığı, el atılmış ise ne suretle el atıldığı, mahkeme gözlemi ile birlikte tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın yargı yeri bakımından reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 10/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu taşınmazlara fiilen el atmanın olup olmadığı hususunda, mahallinde bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılıp, taşınmaza el atılıp atılmadığı, el atılmış ise ne suretle ve ne kadarlık kısmına el atıldığı, mahkeme gözlemi ile birlikte tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın yargı yeri bakımından reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu taşınmazlara ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 2008 tarihinde bedeli karşılığı Mahkemece acele el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceği, bu nedenle de acele el koyma tarihinden itibaren istenilen ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu taşınmazın kaldırım yapılmak suretiyle el atılan bölümlerine 08.11.2012 tarihli bilirkişi raporunda bulunan resim ve ekli krokiye göre; el atmaya son verildiği belirtilmiş ise de, kaldırımın; el atmaya son verilen kısmının önce ve sonrasında devam ettiği ve bu bölüm ile bütünlük gösterdiği, davalı belediyenin sadece taşınmaza rastlayan bölümde el atmaya son vermesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı anlaşıldığından, el atmanın yol boyunca kaldırım olarak devam ettiğinin kabulü gerektiği gözetilerek, bu bölümlerin bedeline hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 30.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. 21.10.2009 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde taşınmazın imar planında park alanında kaldığı, 14.43 m2'lik kısmına yol olarak el atıldığı tespit edilmiş, 18.01.2011 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde ise taşınmaza el atmanın olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza yol ve kaldırım genişletilmesi çalışması yapılmak suretiyle nihai olarak 1983 yılı sonrasında el atıldığını, hava fotoğraflarında 1983 yılı öncesi el atmaya dair netlik bulunmadığını, hava fotoğrafının el atmaya ilişkin tek başına ölçü olmadığını, davalı tarafın dava konusu taşınmaza 1982 yılından önce el atıldığını kanıtlayamadığını, tanıkların el atmanın 1983 yılı sonrası olduğunu teyid ettiğini ileri sürmüştür. DELİLLER: 1- Tapu kayıtları, 2- Kroki, 3- İmar durumuna ilişkin kayıtlar, 4- Resmi kurumlar ile yapılan yazışmalar, 5- Keşif, 6- Bilirkişi raporları....