A.H.M. nin 2010/62 E. sayılı dosyası ile açılan ve derdest olan kamulaştırmasız el atma davasında; dava konusu taşınmaza asfalt, yol, tretuar ve yeşil alan yapılmak suretiyle 390.53 m2 lik kısmına el atıldığını, söz konusu dosyada ödenecek bedelin, taşınmazın el koyma tarihindeki niteliği esas alınarak dava tarihindeki değeri olacağını, kamulaştırma kararı almadan veya kamulaştırma işlemini tamamlamadan taşınmaza el atan davalı idarenin haksız işgalci konumunda olduğunu ve kamulaştırmasız el atma davasının açıldığı tarihe kadar olan süre için ecrimisil ödemesi gerektiğini, el atılan kısımda müvekkilinin tasarruf imkanı bulunmadığını ileri sürerek 10.000 TL ecrimisil bedelinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; kamulaştırmasız el atma davasının bekletici mesele yapılarak, neticesinin beklenmesini, ecrimisilin kötüniyet tazminatı olup, ancak kötüniyetli zilyetten istenebileceğini, ayrıca işgal kötü niyetli olsa da, mal...
öncesi el atma usul kurallarına göre davanın reddine karar verirken taşınmaza ne zaman el atıldığına dair herhangi bir tespit vs. ortaya koymazken 1983 öncesi el atılmışcasına değerlendirme yaptığını, kamulaştırma kanunun açık olduğunu, yargılamada usul esastan önce gelir ise de iş bu davada yargılama usulünün yerel mahkemece yanlış belirlenmiş olup davanın haksız ve yersiz bir şekilde reddedildiğini, dava konusu taşınmaza 1983 yılı sonrası el atıldığını, yerel mahkemece taşınmaza davalı tarafından ne zaman el atıldığına dair herhangi bir değerlendirme veya tespit yapılmadığını, bununla birlikte davalı tarafından da davaya konu taşınmaza el atma tarihine ilişkin ortaya konulmuş herhangi bir delil vs....
yönelik kamulaştırmasız el atma tazminatının 20.605,64- TLolarak tespitine, ıslah dilekçesi nazara alınarak 20.605,64- TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve 5.151,41- TL ecri misil bedelinin (125,00- TL ecri misil bedeline dava tarihinden 5.026,41- TL ecri misil bedeline ıslah tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacı Merva KABAKÇI'nın davasının KABULÜ ile, Davalı kurum tarafından kamulaştırma yapılmaksızın el atılan Kahramanmaraş ili Onikişubat ilçesi Üngüt Mahallesi 61 parsel sayılı taşınmazda davacının adına olan payın tapu kaydının İPTALİ ile, davalı T28 TESCİLİNE, Dava konusu Kahramanmaraş ili Onikişubat ilçesi Üngüt Mahallesi 61 parsel sayılı taşınmazda davacının hissesine yönelik kamulaştırmasız el atma tazminatının 41.211,28- TLolarak tespitine, ıslah dilekçesi nazara alınarak 41.211,28- TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek...
Mahallesi, 33564 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelinin ve ecrimisilin tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, 219 m² miktarındaki 33564 ada 16 parsel sayılı taşınmaza yol yapılmak suretiyle fiilen ve hukuken el atıldığı ileri sürerek kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin tahsilini istemiş, mahkemece taşınmazın 68,40 m² lik kısmına fiilen el atıldığı kabul edilerek bu kısımla ilgili davanın tefrik edilip hukuki el atma yönünden bakılan eldeki dava dosyasında ise dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir....
Buna göre; -Davanın konusu kamulaştırmasız el atma olgusundan ibaret olup, davaya konu taşınmazların fiilen el atılan kısımları ile kamulaştırma planında bulunmakla birlikte fiilen el atılmayan kısımları arasında ayrıma gidilmesi, fiilen el atılmayan kısımların (kamulaştırma planına dahil bile olsalar) hesaplamada dikkate alınmaması, öte yandan davalı idarece, 1972 yılında yapılan el atma işleminin usulüne uygun bir kamulaştırmaya dayandığı iddia edilmekle ve buna dair bir kısım noterlik ihtarnameleri dosyaya sunulmakla, söz konusu ihtarnamelerin ilgilisine tebliğine ilişkin tebligat parçalarının ilgili noterlik dairesinden getirtilmesi, tebligat parçaları incelenerek, davacıların o dönemdeki kök murisleri her kim ise kendisine usulüne uygun tebligat yapılıp yapılmadığının araştırılması, usulüne uygun tebligat yapıldığı kanaatine varılırsa, 1972 yılında el atılan taşınmazlar kısımlarına fiili el atma olgusu gerçekleşmemiş olacağından bu kısımların hesaplamaya dahil edilmemesi, tebligat...
Buna göre usulüne uygun kamulaştırma işlemi yapılmaksızın taşınmazda mülkiyet hakkına müdahale edilmesi durumunda davacı vaki müdahalenin men'ini talep edebileceği gibi el konulan bölüme ait mülkiyet hakkını el koyan davalı idareye devrederek el konulan bölüm bedelini talep edebilir. Taşınmazın kamulaştırmasız el konulan bölümünün değeri tespit edilirken 2942 sayılı kamulaştırma kanununun değerlendirmeye ilişkin 11. ve 12. maddeleri kıyasen uygulanır. Taşınmazın el atılan bölümünün arsa veya arazi olmasına göre arsa ise emsal karşılaştırması suretiyle, arazi ise ekilebilecek mutad münavebe ürünlerinin net gelirleri esas alınarak, yapılarda Bayındırlık ve İskan Bakanlığının inşaat maliyetleri cetvelleri nazara alınarak bedellerin tespit edilmesi gerekmektedir. Davacı el atma veya kurulan irtifak hakkı nedeniyle taşınmazın tüm değerinde meydana gelen değer düşüklüğünün karşılanmasını da talep edebilir....
Şöyle ki; Asıl davada kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi, eski hale iade bu mümkün olmadığı takdirde el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili talep edildiği, bozma ilamı uyarınca alınan 15.07.2014 havale tarihli bilirkişi raporuna göre dava konusu 229 ve 38 parsel sayılı taşınmazların el atılan bölümlerinin tespit edilen zemin değeri, eski hale getirme bedellerinden yüksek olduğundan, taşınmazların fiilen el atılan kısımlarına vaki el atmanın önlenmesi ile eski hale getirme bedellerine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde fiilen el atılan ve el atmadan arta kalıp kullanılamaz hale gelen kısımların zemin bedelinin tahsiline ilişkin hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı idarece acele el koyma kararından sonra makul bir süre içerisinde 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, acele el koyma kararı ile el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasının kabulüne, acele el koymada bloke edilen bedel ödenmiş ise, tespit edilen bedelden indirilmesine ve taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ecrimisil karşılığının tahsili davasının kabulüne, kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel davasının reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Acele el koyma kararı bir tespit kararı olup uyuşmazlığı çözümleyen nihai bir karar değildir. Davalı idarece acele el koyma kararından sonra makul bir süre içerisinde 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, acele el koyma kararı ile el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasının kabulüne, acele el koymada bloke edilen bedel ödenmiş ise, tespit edilen bedelden indirilmesine ve taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ecrimisil karşılığının tahsili davasının kabulüne, kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel davasının reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Ancak; Acele el koyma kararı bir tespit kararı olup uyuşmazlığı çözümleyen nihai bir karar değildir. Davalı idarece acele el koyma kararından sonra makul bir süre içerisinde 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, acele el koyma kararı ile el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasının kabulüne, acele el koymada bloke edilen bedel ödenmiş ise, tespit edilen bedelden indirilmesine ve taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ecrimisil karşılığının tahsili davasının kabulüne, kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel davasının reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....