Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: idarenin işleminden kaynaklandığından bahisle görevsizliğine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

    İş sayılı dosyasında yapılan keşif sırasında dinlenen bilirkişinin tanık olarak beyanı alınarak belirlenen eşya niteliklerine göre, tüm araştırmalara rağmen giyim eşyalarının niteliklerinin belirlenememesi durumunda ise davacı vekilinin 12/02/2019 tarihli dilekçesinde belirttiği giyim eşyası çeşitleri esas alınarak, giyim eşyalarının el koyma tarihindeki değeri Van Ticaret ve Sanayi Odasından sorulup gerekirse piyasa araştırması da yapılıp belirlenerek, giyim eşyalarının zayi olduğunun tespit edilmesi halinde el koyma tarihindeki toplam değerinin maddi tazminat olarak el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya ödenmesine, giyim eşyalarının mevcut olduğunun tespit edilmesi halinde ise giyim eşyalarının el koyma tarihindeki toplam değerinin el koyma tarihi ile dava tarihi arasındaki süreye ilişkin olarak hesaplanacak yasal faiz miktarının ayrıca faiz işletilmeden maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi ve bu olasılıklara göre davacı tarafın talep...

      Ancak; Acele el koyma dosyasında yapılar bedelinin 309.587,48-TL olarak belirlendiği, işbu dosyamızda ise yapılar bedelinin 319.355,00-TL olarak kabul edildiği gözetilerek, yapılara yönelik olarak belirlenen kamulaştırma bedelinden acele el koyma dosyasında yapı bedeli olarak bloke edilen bedel çıkarıldıktan sonra bankaya yatırılmış olan 9.767,52 TL lik yapı bedeli ile acele el koyma dava dosyasında belirlenmiş olan yapı bedelinin davalılara ödenmemiş olması halinde ihtilaf nedeniyle üçer aylık vadeli hesaba yatırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. ve 4. bentlerinin tamamen çıkartılmasına, yerine (Tespit edilen 2.066.548,75.-TL.den ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/293 esas sayılı dosyasında acele el koyma bedeli olarak belirlenip ödenen 1.427.791,48....

        Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1078 - 2013/760 sayılı ceza dava dosyası kapsamında 5015 sayılı Yasaya muhalefet suçundan davacılara ait 2 adet tanka, pompalarına ve içerisindeki 15.480 litre (13.160 kg) akaryakıta marker sonucunun geçersiz çıkması nedeniyle kaçak olduğundan bahisle 03.08.2012 tarihinde el konulduğu ve davacıların aynı gün gözaltına alınarak serbest bırakıldıkları, yapılan yargılama sonunda söz konusu akaryakıtın menşeinin belli olduğu ve faturalı olduğu tespitle CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatlerine, el konulan eşyaların ise iadesine karar verildiği,hükmün 15.09.2014 tarihinde kesinleştiği, 21.08.2014 tarihinde akaryakıtın 5607 sayılı Kanunun 16/A-3. maddesi gereğince en yakın rafinericiye satışı sağlanarak tasfiye edilmesi nedeniyle firesi ve su tahliyesi sonucu kalan 13.076 kg’si için 21.024,50 TL tasfiye bedelinin aynı maddenin 4. fıkrası gereğince 13.05.2015 tarihinde davacılara ödendiği, davanın el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı...

          Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/573 Esas – 2011/397 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacıya ait 14.500 kg sarımsağa transit rejimi kurallarına aykırılık suçundan 26.08.2005 tarihinde el konulduğu, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 09.07.2013 tarihinde kesinleştiği, el koyma tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununa tabi olduğu anlaşılmakla; Davacının 33.520 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, el konulan sarımsakların 08.09.2005 tarihinde davacı şirket yetkilisine yediemin olarak tam ve eksiksiz olarak iade edilmesine rağmen gerekli özen ve tedbirin gösterilmemesi sonucu el konulan sarımsakların çürümesi nedeniyle 07.02.2006 tarihinde imha edildiği gerekçesi ile davacının el konulan sarımsakların çürümesinde kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gözönüne alınarak somut olay değerlendirildiğinde; takibe konu el koyma nedeniyle tazminat ilamının karar tarihi 20.04.2011 olup, 30.06.2010 tarihinden sonraki bir tarih ise de idarenin taşınmaza fiilen el koyma tarihinin 1987 olduğu idarenin kabulünde olup, 5999 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Geçici 6. maddenin haciz yasağı ile ilgili 10. fıkrasının el koyma tarihinin 1983 sonrasına ait olması nedeniyle somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır. 13.02.2011 tarihli 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinin birinci fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş yıl süreyle geçerli olmak üzere; 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6 ncı maddesi hükmü, 4/11/1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanır.” hükmü düzenlenmiş ve somut olayda idarenin fiilen el koyma tarihi 1987 olup anılan maddenin kapsamına...

              kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. 3.Davacıya ait olan altın ve para niteliğindeki malvarlığı değerlerine tefecilik yapmak suçundan 03.04.2007 tarihinde el konulup, 20.06.2007 tarihinde iadesine karar verildiği, ancak zabıt katibinin zimmetine geçirmesi nedeniyle iadesinin yapılamadığı, iade edilemeyen malvarlığı değerlerinin el koyma anındaki piyasa koşullarına uygun fiyatı esas alınarak, tespit edilen miktarın talep uyarınca el koyma anından itibaren yasal faizi ile birlikte hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, ve aynı hususa ilişkin olarak mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin 11.04.2022 tarihli bozma ilamının gereği de yerine getirilmeden, davacını talep ettiği tazminat miktarının el koyma tarihinden faizi ile hesap edilen 22.11.2022 tarihli bilirkişi raporu uyarınca yazılı şekilde hüküm tesisi, hukuka aykırı bulunmuş ve bu nedenle tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir....

                Somut olayda davacı vekili karayolu yapımı sırasında yola dökülen hafriyat nedeniyle meydana gelen toprak sonucunda taşınmada bulunan ağaçların pek çoğunun toprak altında kaldığı, davacıya ait taşınmazda çatlaklar oluşması nedeniyle ağaçların köklerinin açığa çıktığı ve sonrasında kuruduğu gibi taşınmazı kullanılmadığını ileri sürerek kamulaştırılmasız el atma bedelinin ve oluşan zararın ve ecrimilin tahsili talep ettiğinden, davanın haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılacağı kuşkusuzdur. Belirtilen duruma ve davanın niteliğine göre, idarenin ayni bir hakka müdahalesinin hukuka uygunluğunun yargısal denetimi işin esasını teşkil etmekte olup, açılan dava ile bir idari tasarrufun iptalinin ya da böyle bir tasarruf nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenilmemiş bulunması karşısında, haksız fiilden doğan zararların tazmini davasının, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır....

                KARŞI OY YAZISI Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Davacılar vekili, müvekkillerine ait araca ceza soruşturması kapsamında 22/04/2005 tarihinde haksız olarak el konulduğunu, yapılan ceza yargılaması neticesinde müvekkillerinin beraatine ve el konulan aracın iadesine karar verildiğini belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

                  İcra Hukuk Mahkemesinin kararı ile takibin iptaline karar verildiğini, bu nedenle eldeki dava açılarak davalı idare tarafından müvekkiline ait av derilerine haksız olarak el konulması ve imha edilmesi ile oluşan maddi zararının tazmini ile bu süreç nedeniyle müvekkilinin yaşadığı üzüntüden dolayı manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Bu halde dava ve uyuşmazlık, davacının suç sayılan eylemi nedeniyle ele geçirilen ve el konulan suç eşyasının imhası nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 141 vd. maddelerine dayanılarak haksız el koyma kararı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğundan uyuşmazlığın çözümünde 5271 sayılı CMK'nın 141 vd. maddeleri ile TBK'daki haksız fiil hükümleri uygulanacaktır....

                  UYAP Entegrasyonu