Boşandığı eşiyle fiilen beraber yaşadığı belirlenen ve ölüm aylığı iptal edilen davalı hak sahibine yersiz ödenen aylıkların yasal faiziyle birlikte geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur....
Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan ve yargılama aşamasında takip konusu borç ödenmekle konusuz kalan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur....
İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir....
Alacağın bir kısmı dava edilmiş ancak kalan alacak kısmı da çekişmeli ise çekişmeli alacağın tamamına göre görevli mahkeme belirlenir (HUMK 4). Sulh hukuk mahkemesinin görev sınırını belirleyen HUMK 8. maddedeki miktar üzerinden ek 4. madde ile her yıl yeniden değerlendirme oranına göre yapılan artırımlar ile 2010 yılı için sulh hukuk mahkemesi değeri 7.230,00 TL'yi aşmayan davalara bakmaya görevlidir. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde, davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, iş bedeli olarak verilen 30.000,00 TL ve 25.000,00 TL bedelli çeklerin bankaya ibraz edildiği halde ödemeden men talimatı verildiği için tahsil edilemediğini belirterek şimdilik 5.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini istemiş olup görevli mahkemenin belirlenmesinde esas alınması gereken değer davada talep edilen 5.000,00 TL olmayıp, bu alacağın tamamı olan 55.000,00 TL’dir....
Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir....
Ayrıca alacağın likit (bilinebilir, belirlenebilir, hesap edilebilir) olması nedeni ile bu miktar üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Hal böyle olunca davanın kısmen kabulü ile Ankara ...İcra Dairesinin ...sayılı dosyası üzerinden başlatılan takipte belirtilen 22.420,00 TL asıl alacağın icra takibinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, % 20 oranında icra tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Kanunun göndermede bulunduğu 6183 sayılı Kanunun 54.maddesinde ise, ödeme müddeti içinde ödenmeyen kamu alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı hükme bağlandığından, alacaklı vergi dairesince geri alınması gereken vergi iadesi ile üçkatı cezanın cebren tahsiline girişilmeden önce alacağın tahakkuk etmiş, yani ödenmesi gereken bir aşamaya gelmiş bulunması; bunun içinde, daha önceki bir tarihte alacağa vucut veren bir işlemin tesis edilerek ilgilisine duyurulmuş olması gerekmektedir. 2978 sayılı Kanunun 8.maddesiyle 213 sayılı Kanuna yapılan gönderme, terimlerin anlamlarının tayini ve inceleme yapmaya yetkili olanların belirlenmesi konuları ile sınırlı bulunduğundan, alacağın ilgilisine, anılan kanunda tarh ve tahakkuk işlemleri ile ilgili olarak yapılan düzenlemelere göre duyurulamıyacağı tabii olmakla beraber, alacağa vucut veren işlemle bu işlemin duyuru şekli hakkında 2978 sayılı Kanunda her hangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden alacağın 6183 sayılı Kanunun...
Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylığının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir....
İcra Dairesinin 2021/5276 Esas sayılı ilamsız icra dosyasına yöneltilmiş olan itirazının İİK.nun 67/1.maddesi uyarınca İPTALİ İLE, 119,000,00TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz işletilecek şekilde TAKİBİN DEVAMINA, 2-)Asıl alacak likit olduğundan İİK'nun 67.maddesi gereğince asıl alacağın %20'si olan 23.800,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 8.128,89.TL karar ve ilam harcının, dava açılışında alınan 1.302,45.TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 6.826,44.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 4) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 5) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 59,30 TL başvurma harcı, 1.302,45 TL peşin harç, 164,60...
Bu durumda icra takiplerinden birinde alacağın tahsil edilmesi halinde, diğer takip dosyası da infaz edilmiş olacağından, tahsil harcı yalnızca tahsilat yapılan takip dosyasından ve bir defa alınır. Somut olayda, İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2020/3178 Esas ve İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2020/3580 Esas sayılı takip dosyalarında alacaklı Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. tarafından borçlu davacı ve diğer borçlular aleyhine 482.342,97 TL alacağın tahsili amacıyla icra takiplerine başlandığı, takip talebinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla alacağın tahsilinin istenildiği, davacı hakkında başlatılan takiplerin aynı kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarından kaynaklı aynı miktarda alacağın tahsiline yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, anılan takip dosyalarının aynı alacak için ve birbirleri ile tahsilde tekerrür kaydı olmamak üzere yapıldığının kabulü gerektiğinden, alacağın tahsili halinde bir kez tahsil harcı alınması gereklidir. İzmir 9....