"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 3.067,45 TL'nin tahsili için girişilen takibe yapılan itirazın iptali ile %40 inkar tazminatnın masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı ileri sürülen itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Dava, zorunlu hizmet karşılığı olan kurum alacağının tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın "08.07.2006 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5535 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Yasanın 2. ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Yasasına eklenen Geçici 53. maddeleri", "25.02.2011 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Geçici 4. maddesi" ile "11.09.2014 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı İş Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun Geçici 1. maddelerinin" somut olayda değerlendirilip oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
gibi bazı amme alacaklarının tüzel kişiliğin mal varlığından tahsili imkanı bulunmadığından Vergi Usul Kanunu kapsamına girmeyen bu tür alacakların takibinde genel hükümlere başvurulması uzun zaman alacağı gibi, bu hükümlerin uygulanması idareye pratik bir fayda da sağlamayacaktır....
Şti'nin vergi borçlarının tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …/…, …, …, … ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ Dava, kıdem tazminatı, ücret alacağı ve iş akdinden kaynaklanan diğer alacakların tahsili isteklerine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi 9. Hukuk Dairesi'ne aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 9. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
sayılı ödeme emri yönünden, ödeme emri içeriğinde 2011 yılına ilişkin kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinin yer aldığı ve düzenlenen sahte belgelerin 2011/Haziran, Temmuz, Ağustos, Kasım dönemlerinde yasal kayıtlara intikal ettirildiğinin görüldüğü, bu durumda, sahte belge kullanma fiilinin gerçekleştiği, diğer bir deyişle alacakların doğduğu dönemde ve alacakların vadesinin rastladığı dönemde, şirketteki hisselerini 11/03/2011 tarihinde devreden davacının asıl borçlu şirketin ortağı olmadığı ve bu alacakların davacıdan talep edilemeyeceği açık olduğundan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir....
A.Ş'ye ait vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … ila … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir....
ile Hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 335,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplamda 394,30 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Dava açılmadan önce yapıla 680,00 TL arabuluculuk giderinin davanın red/kabul oranına göre hesaplanan 224,40 TL'sinin davacıdan ve 455,60 TL'sinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 6.185,57 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan toplam 1.062,70 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre hesaplanan 712,00 TL'sinin davalıdan tahsili ile davacıya...
ile Hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 705,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplamda 764,30 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Dava açılmadan önce yapılan 680,00 TL arabuluculuk giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan, 427,00 TL’sinin davalıdan ve bakiyesi 253 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan toplam 925,90 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan, 581,41 TL’sinin davalıdan...
Bu hükümden hareketle, tüzel kişilerin varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların tüzel kişiliğin kanuni temsilcilerinden 6183 sayılı Kanun'un cebri takibata ilişkin hükümlerine göre takip ve tahsili cihetine gidilmektedir. Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına girmeyen fiyat farkı, kur farkı, haksız yere alınan ihracatta vergi iadesi, kaynak kullanımını destekleme primi gibi bazı amme alacaklarının tüzel kişiliğin mal varlığından tahsil imkanı bulunmadığında da kanuni temsilciler hakkında takibata geçilmiş ancak Danıştay'ca verilen muhtelif kararlarla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına girmeyen alacakların takibinde mezkur maddenin tatbik imkanı bulunmadığı yönünde görüş birliğine varılmıştır. Vergi Usul Kanunu kapsamına girmeyen bu tür alacakların takibinde genel hükümlere başvurulması uzun zaman alacağı gibi bu hükümlerin uygulanması idareye pratik bir fayda da sağlamayacaktır....