Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının temyiz itirazlarına gelince; 4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davacı kocadan fazla bile olması davalı kocaya ortak giderlere (elektrik,su,telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir. Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir. .......

    Aynı yasanın 197.maddesine göre de; Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Somut olayda; dava tarihi olan 16.05.2014 tarihi itibariyle tarafların ayrı yaşamakta olduğu, davacının ayrı yaşamda haklı olduğu iddiası ile tedbir nafakası talep ettiği, davalı tarafından, ... Aile Mahkemesi' nde, 06.11.2014 tarihinde, davacı aleyhine boşanma davası açıldığı anlaşılmaktadır....

      Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır." Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve “ayrı yaşamada haklılık” olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda, davalı eş tarafından davacı aleyhine boşanma davası açılmış, mahkemece bu davanın reddine karar verilmiştir. Davalı koca tarafından, boşanma davası açılmakla, davacı kadın ayrı yaşama hakkını kazanır. Boşanma davasının reddedilmesinden sonra, davalı kocanın birlikte yaşama konusunda girişimde bulunmadığı sürece, davacının ayrı yaşamada haklı olduğunun kabulü zorunludur....

        Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davacı kocadan fazla bile olması davalı kocaya ortak giderlere (elektrik, su, telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz....

          Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Nafaka takdir edilirken, tarafların ekonomik, sosyal ve mali durumları ile davacının ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda; davacı, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı olarak kendisi ve müşterek çocukları için tedbir nafakası istemektedir. Sosyal ekonomik durum araştırmasında; davacının ev hanımı olup, gelirinin olmadığı, müşterek çocuk ile birlikte davalıdan ayrı yaşadığı; davalının ise, işçi olarak çalıştığı, aylık 900 TL maaş aldığı, eşinden ayrı yaşadığı, evden uzaklaştırma kararı bulunduğu tespit edilmiştir. Davalının, davacı aleyhine boşanma davası açması hakkında evden uzaklaştırma kararı bulunması dikkate alındığında davacı eşin ayrı yaşamada haklı olduğu kuşkusuzdur....

            Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Davada, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak tedbir nafakası talebinde bulunulmuştur. Mahkemece, tarafların ekonomik, sosyal, mali ve içtimai durumları ve TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın için hakkaniyete uygun bir miktar nafakaya hükmolunması gerekirken düşük miktarda nafaka takdiri doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

              Eldeki eşya davası, TMK.nun 178. maddesinde sayılan haklardan kaynaklanan alacak davası olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmadığından somut olayda TMK.nun 178. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi uygulanamaz. Bu tür davalarda; eşyaların mevcut olduğu tespit edilmiş ise, uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayandığından olayda zamanaşımı söz konusu olmaz. Bu bakımdan eşyaya ilişkin davalar, her zaman mal rejiminin sona ermesinden önce ya da sonra açılabilir. Yani mal rejiminin sona ermesi bu davalar için bir ön koşul oluşturmamaktadır. Dava konusu eşyaların aynen mevcut olmadığı tespit edildiği takdirde isteğin tazminata ilişkin olduğu kabul edilerek bu alacak hakkında BK.nun 125. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Davacı vekili dava dilekçesinde ev eşyalarından dolayı fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10000 TL alacak talebinde bulunmuş olup dava ev eşyasından kaynaklanan alacak isteğine yöneliktir....

                Karşı dava; otomobil ve ev eşyasından kaynaklanan katılma alacağı niteliğinde olup TMK.nun 239/son maddesi uyarınca aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına faiz yürütülmesi gerekmektedir. Mahkemece, karar tarihinden geçerli olarak faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmüş olması usul ve Yasaya aykırıdır. Davacı karşı davalı ... vekilinin taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince; taşınmazın satın alınma tarihi dikkate alındığında, taraflar arasındaki dava; 743 sayılı TKM'nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan taşınmazdan kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuk ECE ÇELİK'in velayetinin davalı anneye verilmesine, velayeti davalı anneye bırakılan müşterek çocuk ile davacı babanın arasında şahsi ilişki tesisine, tarafların birbirlerinden maddi-manevi tazminat, iştirak-yoksulluk nafakası ve ziynet eşyasından kaynaklanan herhangi bir talepleri bulunmadığından, bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuğun eğitim hayatına başlayacağı zaman olan 2024 yılı Eylül ayından itibaren başlamak üzere her yıl eğitim ücretinin (okuldan alınacak fatura bedeli üzerinden) davacı ve davalı tarafından yarı yarı olacak şekilde karşılanacağının tespitine, tarafların ev eşyalarının tamamının davalıya bırakılacağının tespitine, müşterek konut olarak kullanılan ve davalı adına kayıtlı Diyarbakır İli, Kayapınar İlçesi, Kayapınar Mahallesi 626 ada 9 Parsel A Blok 6....

                  Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır (TMK m.197). Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir. Toplanan delillerden; davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Kadının tedbir nafakası davası yönünden Türk Medeni Kanununun 197. maddesi koşulları oluşmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu