İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuk Eylül Deniz'in velayetinin davacı anneye verilmesine, velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk ile davalı baba arasında şahsi ilişki tesisine, tarafların birbirlerinden maddi-manevi tazminat, iştirak-yoksulluk nafakası ve ziynet eşyasından kaynaklanan herhangi bir talepleri bulunmadığından, bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, taraflar arasında düzenlenen 20/06/2022 tarihli boşanma protokolü başlıklı belgenin tarafların duruşmada ifade ettikleri beyanları doğrultusunda onaylanarak kararın eki sayılmasına karar verilmiştir....
O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4) dikkate alınarak kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) karar vermek gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde davalı erkek yararına maddi ve manevi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiştir. 4-Davacı kadının ziynet eşyasından kaynaklanan alacak talebinin 41.800,00 TL olarak belirtildiğinin, ilk derece mahkemesince ziynet alacağının tamamının reddine karar verildiğinin, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihindeki temyiz kesinlik sınırının ise 41.530 TL olduğunun anlaşılmasına göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a gereğince temyiz sınırını geçen ziynet alacağına ilişkin kararın temyiz incelemesine gelince; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6)....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO :2023/471 Esas KARAR NO :2024/378 DAVA :Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ :12/10/2023 KARAR TARİHİ :08/10/2024 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ihraç etmek üzere hazırladığı ürünlerin yüklendikleri taşıma edimini ifa etmek üzere navlun ödemesini yaptığı ...A.Ş. ve Türkiye acentesi konşimentoyu acente sıfatı ile imza eden...Denizcilik A.Ş. olan...A/S tarafından ... numaralı Panama bandralı ... isimli gemiye yüklendiğini, 05/09/2022 tarihinde müvekkiline ait 388.118,74 TL karşılığı 21.249,08 USD tutarındaki çeşitli tekstil-giyim eşyasından oluşan bu yükün Yemen devleti Sana'a şehrinde bulunan tacire ithalatçı ...-... isimli tacire teslim edilmek üzere gümrükleme işlemleri tamamlanarak gemiye sağlam olarak teslim edildiğini, ayrıca 09/09/2022 tarih ve ...nolu faturaya...
kaynaklanan 1000 TL'nin tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dinlenen tanık beyanlarından davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu dolayısıyla davacı kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; nafaka alacağı hükümle miktar olarak belirlenen ve muacceliyet kazanan bir alacaktır. Bu husus gözetilmeden takdir olunan tedbir nafakasına kararın kesinleşme tarihinden itibaren faiz hükmetmek gerekirken, dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....
Gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.4721 sayılı Kanunun 197/2.maddesine göre; “Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir (TMK. madde 197/3). Somut olayda; davacı (kadın) ayrı yaşama hakkına dayalı olarak tedbir nafakası istemektedir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği davalı (koca) birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Davalının emekli maaşı bulunduğu, davacının ise ev hanımı olduğu anlaşılmaktadır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK. md. 186/son). Somut olayda; evlilik birliğini kurma görevi, reddedilen boşanma davasıyla kusurlu durumda bulunan davalı kocaya düşer. Reddedilen boşanma davasından sonra davalı koca tarafından evlilik birliğinin kurulması konusunda herhangi bir çaba sarfedilmemiş, müşterek konut kurulmamış, usulüne uygun eve dön ihtarı yapılmamış ve davalı yurtdışında yaşamaya devam etmiştir. Taraflar arasında evlilik birliğinin tekrar kurulamadığı, tarafların halen ayrı yaşadıkları sabittir. Davacı kadın ayrı yaşamakta haklıdır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda, dinlenilen davacı tanıkları, sadece tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin bildiklerini ifade etmişler, ayrı yaşamada haklılığa ilişkin olarak herhangi bir beyanda biulunmamışlardır. Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, davacı tanıklarına, davacının ayrı yaşamada haklı olup olmadığına ilişkin bildikleri sorulup, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
ya döndüğünü, davacının gelirinin olmadığını, davalının ekonomik durumunun iyi olduğunu belirterek aylık 1500 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne, aylık 400 TL tedbir nafakası takdirine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.TMK 197/2.maddesine göre; "Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır."Somut olayda davacı ayrı yaşamakta haklılık olgusuna dayalı olarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur. Dosyada yeralan tüm bilgilerden; davacı kadının 01/01/1966, davalı erkeğin 01/07/1933 doğumlu oldukları, 24.02.2010 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının bulunmadığı, önceki evliliklerinden çocuklarının bulunduğu anlaşılmıştır. Duruşmada dinlenilen davacının tanığı ve kızı ...'...
Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bicimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4)....