"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, iftira HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın kimlik bilgilerini kullanması sonucu mağdur ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından başlatılan yargılama sırasında, koruma tedbirinden olan yakalama kararı çıkartılması ve mağdurun yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı verilmiş olması nedeniyle sanık hakkında tayin olunan hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK'nın 267/3. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür....
gerçekleşen koruma tedbirlerindeki hukuka aykırılıklar yönünden bu kanun hükümlerine göre tazminat istenebileceği belirtilerek tazminat istenebilecek hallerin tahdidi şekilde sıralandığı, davacının ......
Sanığın kimlik bilgilerini kullanması sonucu mağdur ... (1982 doğumlu) hakkında başlatılan yargılama sırasında, koruma tedbirinden olan yakalama kararı çıkartılması ve mağdurun yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı verilmiş olması nedeniyle sanık hakkında tayin olunan cezanın TCK'nın 267/3. maddesi uyarınca arttırılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
hususları gerekçe gösterilerek haksız bir yakalama tedbirinden bahsedilemeyeceğinden bahisle davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/19 esas sayılı) ''sanığın kimlik bilgilerini kullanması sonucu mağdur ... hakkında başlatılan yargılama sırasında, mağdur hakkında koruma tedbirinden olan yakalama kararı çıkartıldığı, mağdurun yakalanarak ifadesinin alındığı nedeniyle verilen cezanın TCK.nın 267/3. maddesi gereğince takdiren 1/2 oranında artırılması'' suretiyle verilen neticeden 1 yıl 3 ay hapis cezasının Yargıtay 8....
tedbirinden bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, kaçmaya imkan sağlama suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığından sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Her ne kadar sanığın tekerrüre esas alınan mahkumiyeti kararda gösterilmemiş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 tarih, 2012/1431 esas ve 2013/18 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, mahkemenin hükümlü hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki iradesini açıkça ortaya koymasının yeterli olduğu, tekerrüre esas alınabilecek bir hükümlülüğün bulunması halinde bu mahkumiyet, birden fazla hükümlülüğün bulunması halinde ise bunlardan en ağır olanı ve ikinci kez mükerrirlik hususlarının infaz aşamasında kendiliğinden dikkate alınması ve uygulanması mümkün görüldüğünden bu husus bozma nedeni yapılmamış, ayrıca sanığın kimlik bilgilerinin kullanılması sonucu mağdur hakkında başlatılan yargılama sırasında, koruma tedbirinden olan yakalama kararı çıkartılması ve mağdurun yakalanarak serbest bırakılması ve yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı verilmiş olması nedeniyle sanık hakkında tayin olunan cezanın...
Vakfının sahih vakıf olup olmadığının araştırılması gerektiğini, geçici koruma tedbirinden sorumlu oldukları için aleyhlerine dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 5737 sayılı Kanunun 17.maddesi gereğince taşınmaz maliklerinin gaipliğine karar verildiği ve kararın kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, kayyım vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.024.20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 31.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız fiil iddiasına dayanan alacak (para alacağına) isteğine ilişkin olup; davacı tarafın geçici hukuki koruma isteği ihtiyati haciz olduğundan ilk derece mahkemesince herhangi bir niteleme yapılmaksızın ".. İhtiyati tedbir/ihtiyati haciz..." denilerek her iki geçici hukuki koruma tedbirinden birden bahsedilmesi hukuka aykırı olmuştur....
Kanun'un 20. maddesine ve hukuka aykırı bir husus bulunmadığı, Ankara Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin incelenmesinden: Dava konusu işlemle, 29/01/2016 tarihinde toplanan İl Koruma Komisyonunda davacı hakkında uygulanan yakın koruma kararının çağrı üzerine koruma kararına dönüştürüldüğü hususunun davacıya bildirildiği, davacı tarafından anılan karara karşı 21/03/2016 tarihinde Merkez Koruma Kuruluna itirazda bulunulduğu, ancak kendisine bir cevap verilmediği, Ankara Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğünün davacı hakkında alınacak koruma kararına esas olmak üzere yaptığı yazışmalarda, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından, yapılan operasyonlar sırasında ele geçirilen dokümanlar arasında davacının isminin geçtiğine ve tehdit edildiğine dair herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı, Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından, davacı hakkında UYAP ve KİHBİ sisteminde kayıt olmadığı, İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından ise, terör örgütlerinin hedefi...