Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Davacılar vekili, davalının davacı şirket ortağı iken hissesini 29.04.2009 tarihinde davacı ...'na devrettiğini , devir işlemi yapılırken davalının karar defterin de şirketin devir tarihine kadar olan alacak ve borçlarında sorumlu olduğunun belirtildiğini, davalının ortaklığı sırasında ve sonrasında şirketi bilerek zarara uğratıp, görevini kötüye kullandığını, hissesinin devrinden sonra dava dışı bankanın davacı şirketin kredi borcu olduğundan bahisle ihtar keşide ettiğini, sonrasında davalının bu borcu ödediği iddiası ile aleyhe icra takibine başladığını, oysa ödediği tutarın şirket borcu olmayıp şahsi harcamalarına ilişkin ve hisse devrinden sonraya ait olduğunu belirterek, davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    -KARAR- Davacılar vekili, davalının davacı şirket ortağı iken hissesini 29.04.2009 tarihinde davacı ...'na devrettiğini , devir işlemi yapılırken davalının karar defterin de şirketin devir tarihine kadar olan alacak ve borçlarında sorumlu olduğunun belirtildiğini, davalının ortaklığı sırasında ve sonrasında şirketi bilerek zarara uğratıp, görevini kötüye kullandığını, hissesinin devrinden sonra dava dışı bankanın davacı şirketin kredi borcu olduğundan bahisle ihtar keşide ettiğini, sonrasında davalının bu borcu ödediği iddiası ile aleyhe icra takibine başladığını, oysa ödediği tutarın şirket borcu olmayıp şahsi harcamalarına ilişkin ve hisse devrinden sonraya ait olduğunu belirterek, davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      a yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, dava dışı limited şirketin hisse devrinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, yukarıdaki özetten de anlaşılacağı üzere davacı vekili hisse devri karşılığında dava konusu çekin verildiğini ve bedelinin bir kısmının ödenmediği iddia etmiştir. Dava konusu çek davacı elindedir, bu dava konusu çek bedelinin ödenmediğine karine teşkil eder. Dava konusu çek bedelinin ödendiğinin ispat yükü davalıdadır. Dava konusu çek zaman aşımına uğradığından yazılı delil başlangıcı kabul edilir. Dinlenen davacı tanığı da dava konusu çekin dava dışı limited şirket hisse devri karşılığı verildiği beyan etmiştir. İspat külfeti kendisinde olan davalı, dava konusu çek bedelinin ödendiğini ispatlayamamıştır....

        Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/10/2013 tarih ve 2013/377-2013/440 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, taraflar arasında (davalı şirket hariç) yazılı hisse devir ve satış sözleşmesinin yapıldığını, hisse devir sözleşmesine göre, müvekkilinin bir kısım alacaklarının tahsili için ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açtığını, davanın davalı şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddedildiğini, diğer davalılar açısından da ... 1....

          Noterliğince düzenlenen 13/05/2014 tarih, 13544 ve 13547 hisse devir sözleşmeleri ile davalılara devrettiği hisse devir işlemlerinin şirket genel kurulunca kabul edildiği ve pay defterine işlendiği, öte yandan taraflar arasında düzenlenen "hisse devir sözleşmesi" başlıklı adi yazılı belge ile hisse devir bedelinin olarak 695 gram altın olarak vadesi belirlenmeksizin ödenmesinin davalılarca taahhüt edildiği, davacı tarafından söz konusu adi yazılı belgeye istinaden 695 gram altının teslim edilmesine yönelik Sakarya 1. Noterliği aracılığı ile 14/07/2017 tarih 27732 yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalılara gönderildiği, ihtarname tebliği sonrası sözleşmeye konu borcun ödenmemesi üzerine Sakarya 4....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın yerel mahkemece de benimsendiği gibi şirket hisse devrinden kaynaklanmasına ve şirketler hukukunu ilgilendirmesine, kambiyo hukukuna ilişkin bir ihtilaf bulunmamasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, 25.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/688 Esas KARAR NO : 2021/696 DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 13/10/2021 KARAR TARİHİ : 22/10/2021 Mahkememizin 2021/667 esas sayılı dosyasından tefrik edilerek iş bu esasa kaydı yapılan Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ...'in, ... A.Ş.’nin 2019 yılına kadar %10 pay sahibi olduğunu, Müvekkilinin şirketteki hissesine şirketin diğer ortaklarından...tarafından hiçbir bedel ödenmeksizin adeta el konulduğunu, hisse bedelinin ödenmesi amacıyla davalı ... ile arabuluculuk görüşmesi yapıldığını, ancak bir anlaşma sağlanamadığını, ... Limited Şirketi 05.10.2015 tarihinde ...’de ... tarafından kurulduğunu, daha sonra ... Şirketi 2018 yılında tür değiştirmiş ve anonim şirketi olduğunu, ......

              e hisselerini devrettiklerini, tarafların 20/02/2010 tarihinde kendi aralarında düzenledikleri hisse devri protokolü ile hisse devir bedelini 600.000 TL olarak belirlediklerini, 200.000 TL bedelin davalı ... tarafından 06/04/2010 tarihinde nakden ve peşinen ödendiğini, bakiyenin ise 5-b maddesinde açıklandığı üzere hisse devrinden sonraki dönemlerde diğer davalı şirketin net kârının 2.000.000 TL'ye ulaştığı anda ödenmesi şeklinde muacceliyet şartına bağlandığını, davalıların ödenmesi gereken bakiye bedelin müvekkillerine ödenmesini engelleyici tutum ve davranışlar içinde olduğunu ileri sürerek, 20/02/2010 tarihli hisse devir protokolünün 5-b maddesindeki muacceliyet şartının engellendiğinin tespiti ile şartın ortadan kaldırılmasını, hisse devrinden kaynaklanan 400.000 TL'nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalılar vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır....

                Davalı vekili, alacağın zaman aşımına uğradığını, davacının davalı şirketteki hisse ve paylarını dava dışı ...'a devir ettiğini, tahsilini talep ettiği alacak yönünden husumet ehliyeti bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket, davalı şirketteki 193672 adet hissesinin tamamını, tüm hukuki mali vecibeleriyle birlikte, bedelini nakten ve tamamen alarak ve bundan böyle bu hisseler üzerinde hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyan ve taahhüt ederek 09/10/2008 tarihli hisse devir ve temlik sözleşmesiyle dava dışı... ....'a devrettiği, davacı şirketin davalı şirketten hisse devrinden önce ve ortak olduğu dönemde, davacı şirkete yaptığını ileri sürdüğü ödeme ve verdiği borçlarla ilgili olarak 3.kişiye devir ve temlik beyan içeriği kapsamında ileri sürdüğü alacak talebi yönünden dava tarihi itibariyle aktif dava ehliyeti bulunmadığı (davacı sıfatı)gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

                  e devrinden kaynaklanan hisse bedeli talebi olduğu için, TBK'nın147. maddesi kapsamında davanın zamanaşımı yönünden reddini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, işbu davanın HMK'nın 107.madesine göre belirsiz alacak davası olarak ikame edilemeyeceğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, belirsiz alacak davasını düzenleyen HMK'nın 107. maddesi gereğince, söz konusu davanın bu türde açılabilmesi için davanın açıldığı tarih itibarıyla uyuşmazlığa konu alacağın miktar ve değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gerektiğini, bunun objektif imkansızlığa dayanması gerektiğini, davacı tarafından dava dışı şirket nezdindeki hisselerinin devri gerçekleştirilirken devir bedellerinin belirlendiğini, bu sebeple işbu davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin hukuka aykırı olup usulden reddinin gerektiğini, müvekkillerinin hissedarı olduğu dava dışı şirketin yurtiçi-yurtdışı turizm sektöründe faaliyet...

                    UYAP Entegrasyonu