"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ) DAVA TÜRÜ : İŞÇİ İLE İŞVEREN İLİŞKİSİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: YARGITAY KARARI Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ... Müdürlüğü'ne yükletilmesine, 10/05/2018 gününde oybirliği ile karar verildi....
Ereğli Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın ücret alacağı davası olup, davacı ile davalının arasındaki ilşkinin tarım ilişkisinden doğmadığı ve işçi-işveren ilişkisi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4857 sayılı İş Kanununun 8.Maddesinde "İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tabi değildir." hükmü getirilmiştir. Somut olayda, davacı, davalı kurumda yevmiye karşılığı ilkbahar temizliği yaptığı, ancak bu iş karşılığında hakettiği alacağı alamadığı iddiasıyla eldeki davayı açmıştır. Bu durumda, Davacı ile davalı arasında bağımlılık unsurunu içeren bir sözleşmeden değil, belli bir ücret karşılığı bir işin bitirilmesine ilişkin sözleşmeden bahsedilebilecektir. İş aktinin unsurlarını taşımayan uyuşmazlığın Ereğli Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....
ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ TARİHİ : 09/06/2021 NUMARASI : 2018/702 ESAS, 2021/307 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle: Davacı müvekkilinin yanında çalıştığından bahisle işçilik hak ve alacaklarına dair dava açtığını, dava öncesi müvekkiline tebliğ edilen ihtarnameye cevaben gönderilen ihtarnamede belirttikleri üzere taraflar arasında işveren-işçi ilişkisi bulunmadığını, tarafların kar ve zarar ortaklığı şeklinde birlikte inşaat yaptıklarını, inşaatın bitiminden sonra tarafların anlaşarak ayrıldıklarını, yapılan iş dolayasıyla davacının kar olarak alacağı paranın ödendiğini, herhangi bir alacağının kalmadığını, müvekkiline ait iş yerinin şahıs şirketi olması nedeniyle işlerin adi ortaklık şeklinde yürütüldüğünü, müvekkilinin bağkurlu, davacının da işçi olarak sigortalı gösterildiğini, iddia edildiği üzere taraflar arasında işveren-işçi ilişkisi olmadığını beyanla, davanın reddini dilemiştir....
İSTİNAF NEDENLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE : 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda; 1- Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan nokta davalının husumet itirazı yönündendir. 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinde, işveren bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için öncelikle mal veya hizmetin üretildiği işyeri bulunan bir işverenin ve aynı işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Alt işverenin başlangıçta bir işyerinin olması şart değildir. Alt işveren, işveren sıfatını ilk defa asıl işverenden aldığı iş ve bu işin görüldüğü işyeri nedeniyle kazanmış olabilir....
Diğer taraftan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 1. maddesine göre, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde çözülür. Dosya içeriğine göre, aralarında işçi-işveren ilişkisi bulunan taraflar arasındaki tazminat istemine dayanak yapılan olayın iş ilişkisinden kaynaklandığı dikkate alındığında İş Mahkemelerinin görevli olacağı açıktır. Buna göre öncelikle mahkemenin "davacı bankanın talebinin İş Hukukundan kaynaklı bir alacak değil genel hukuktan kaynaklanan ve haksız fiile dayanan bir alacak talebi olduğu, ilgili talebin İş Kanunu kapsamında bir dayanağının bulunmadığı.." şeklindeki gerekçesi yerinde olmadığı gibi bu gerekçe koyulduktan sonra esasa yönelik birtakım değerlendirmeler yapılarak esas hakkında karar verilmesi kendi içinde çelişkilidir....
Kanunu’nun 2. maddesinde; işveren, bir ... sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için, öncelikle mal veya hizmetin üretildiği işyeri bulunan bir işverenin ve aynı işyerinde ... alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki, asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Bir işin bütünü ile anahtar teslimi olarak ihale ile başka bir işverene verildiği hallerde 4857 sayılı Kanunu’nun 2.maddesi anlamında asıl işveren-alt işveren ilişkisinden sözedilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada ... 1. Asliye Hukuk ile İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, rücuan alacak istemidir. Dosya kapsamından, davacı ... şirketinin sigorta ettiği ... Akaryakıt İstasyonu muhasebecisi olan davalı ...'ün zimmetine para geçirmesi nedeniyle sigortalısına ödediği bedeli davalıdan rücuan talep ettiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, T.T.Y.'nın 1301. maddesine göre halefiyet yoluyla açılan ve sigorta hukukundan ... rücuan alacak istemine ilişkin olup, işçi-işveren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanmadığı, kaldı ki; zimmete para geçirme eyleminin B.K.'...
Bünyesinde davacının çalışması bulunmadığından bu davalı yönünden davanın husumet nedeni ile reddine karar vermiştir. Temyiz: Kararı TPAO vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalıların sorumluluğu noktasındadır. İşveren bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için öncelikle mal veya hizmetin üretildiği işyeri bulunan bir işverenin ve aynı işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Alt işverenin başlangıçta bir işyerinin olması şart değildir. Alt işveren, işveren sıfatını ilk defa asıl işverenden aldığı iş ve bu işin görüldüğü işyeri nedeniyle kazanmış olabilir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/04/2018 NUMARASI : 2015/690 ESAS- 2018/346 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Dava; işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya ait işyerinde çalışmakta iken iş akdinin işverence haksız olarak feshedildiğini, davalının alt işveren taşeron firmalarla muvazaalı sözleşme yaptığını ve davacının bu şirketlerde çalışıyor gösterildiğini, davalı ile taşeron şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, davacının baştan itibaren davalının asıl işçisi olduğunun kabulü gerektiğini belirterek emsal kadrolu işçi ücretleri esas alınarak hesaplanacak kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret farkı, ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir....
Asıl işveren işçilerinin hakları kısıtlanarak alt işveren işçisi olarak çalıştırılması, hangi alt işverenle çalıştıklarını bilmemesi gibi bulgular bu ilişkinin muvazaalı olduğuna işaret eden diğer özelliklerdir. Bir alt işveren, bir asıl işverenden sözleşme ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip değilse, kısaca üretim ya da hizmet sunumuna ilişkin ekonomik faaliyetin bağımsız yönetimini üstlenmemişse asıl işveren alt işveren ilişkisinden çok olayda, asıl işverene işçi temini söz konusu olacaktır. Maden ocağı işyerlerinde asıl işin bir bölümünün alt işverene bırakıldığı tespit edildiğinde “asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iş” kriteri her bir somut olay bakımından ayrı ayrı incelenmelidir....