Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan 31.08.2010 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden ,kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ....'ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir. Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır. Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 31.08.2010 tarihi öncesi, 2007 ve 2008 yıllarında yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı ...'...

    Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir. Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11....

    ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir. Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır. Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 29/12/2010 tarihi öncesi, 28/04/2010 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.04.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı ...'tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 29/12/2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir....

      ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme varlıkları üzerinde, mülkiyet hakkı saklı kalmak kaydı ile işletme hakkının devri suretiyle özelleştirmenin yapıldığı, bu bağlamda, öncelikle, davalı ... ile %100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzalandığı, 4628 sayılı Kanun'un 14.maddesine 5496 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile eklenen “...'...

        Md gereğince rücu davalarında zaman aşımının 2 yıllık süreye tabi olduğundan öncelikle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, rücu davasına konu mahkeme kararında bahsi geçen alacak türünün ...'a bırakılan alacaklardan olmadığını, davacının taleplerinin ... ve hisse devir sözleşmelerine aykırı olduğunu, somut olayda 3. kişinin zararından söz edilemeyeceğini, davacı tarafın faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkının olmadığını, devre esas bilançolarda geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştiğinden geçmiş yıllara ilişkin olarak ...'tan herhangi bir talepte bulunamayacağını savunmuş davanın reddini istemiştir. DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava; işletme devir hakkı sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak talebine ilişkindir. Alacak taraflar arasında imzalanan ...'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi ...'...

          Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4 maddesine göre dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacı ile gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin tüm sorumluluğunun; yine 7.6 maddesine göre sözleşmenin imzalanmasından önce dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerini işletilmesinden kaynaklanan her türlü cezai ve hukuki sorumluluğun davalıya ait olduğu, davacının sözleşmeden önce meydana gelen iş kazası nedeniyle ödemede bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir....

            Özelleştirme öncesi 2006 yılında ... %100 hisseye sahip iken ... ile İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalamış, özelleştirme sonrasında da bu sözleşmenin hükümleri aynen kabul edilmiştir. İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile davacı abonenin de yer aldığı tarımsal sulama abonelerine ait tüm borçlar ...'tan ...'a devredileceği kabul edilmiştir. Ancak; gerek İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, gerek Hisse Satış Sözleşmesi ile davaya konu abonelik sözleşmesinden kaynaklanan borç ve alacakların aidiyetine ilişkin hükümler TBK'nın 203.maddesine göre davacı bakımından hüküm doğurmaz. Davacı ile abonelik sözleşmesi imzalayan davalı şirket özelleştikten sonra, davacı abonenin; abonelikten doğan hak ve alacaklarının hangi şirkette kaldığını takip etme gibi bir yükümlülüğü olamayacağı gibi davalı şirketin abone sözleşmesinin tarafı olarak sorumluluğu devam etmektedir. (Keza; İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve Hisse Satış Sözleşmesi iç ilişkiyi ilgilendirir.)...

              Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. ...- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davacının ihbar yükümlüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak tarafın, davayı üçüncü kişiye ihbar etmemiş olması, üçüncü kişiye karşı olan rücu hakkının düşmesini gerektirmez. Yalnız, kendisine karşı rücu davası açılan üçüncü kişi (davalı), davacının birinci davayı iyi takip etmediği için (yani kusuru nedeniyle) kaybettiğini ispat ederek, kendisine karşı açılan rücu davasının kısmen veya tamamen reddini sağlayabilir....

                Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 30.09.2013 tarihi öncesi, yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı TEDAŞ'tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise,30.09.2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir. Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır....

                  DAVA : Alacak DAVA TARİHİ : 11/10/2018 KARAR TARİHİ : 15/02/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 14/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 maddesi gereğince dağıtım faaliyetinin hisselerinin tamamı...'a ait olduğu dönemde ...'ın özelleştirilmesinden önce (... ile ...'ın ayrılmaz bir bütün olduğu yönetimin...'ta olduğu dönemi de kapsayan şekilde) Sağlık Bakanlığı tarafından Konya ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/331 Esas, 2015/364 Karar sayılı dosyasıyla Dr....

                    UYAP Entegrasyonu