Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme varlıkları üzerinde, mülkiyet hakkı saklı kalmak kaydı ile işletme hakkının devri suretiyle özelleştirmenin yapıldığı, bu bağlamda, öncelikle, davalı ... ile %100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzalandığı, 4628 sayılı Kanun'un 14.maddesine 5496 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile eklenen “...'...

    Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; işletme hakkını devralanın talep haklarının asıl alacak, yargılama gideri, vekalet ücreti ile sınırlı olduğu, faiz, icra giderlerinden davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 8.159,76 TL’nin istirdadına fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, rücuya konu .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/160 Esas sayılı kamulaştırmasız el atma davası İHDS’nin imzalanmasından sonra .... aleyhine açılmış ve mahkemece, kamulaştırmasız el atılan yerin tapusunun iptali ile .... adına irtifak hakkı tesciline ve kamulaştırmasız el atılan yerin tespit edilen bedelinin ....’tan tahsiline karar verilmiş, bu karar temyiz edilmediği için Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleşmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, taraflar arasında imzalanan hazır beton tesisi işletme hakkı ve kullanım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin sadece davaya konu taşınmazın kiralanmasına ilişkin olmayıp işletme ve kullanım hakkının devrini de içerdiği ve alacağın kira sözleşmesinden doğmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, hukuksal ilişkinin kira sözleşmesine dayandığı ve kiralanan işletmenin niteliği gereği kendine özgü bir kira sözleşmesinin söz kosunu olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

        Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncelikle uygulanacaktır. Diğer taraftan rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239- 2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı)....

        İş Mahkemesindeki davanın davacılarının da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra dosyasına ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkının bulunduğu, alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zaman aşımı süresinin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 125 inci maddesine göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından zaman aşımı itirazının yerinde görülmediği, öte yandan Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..", 22 nci maddesinin (f) bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümlerinin yer aldığı, anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin...

          Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-)İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı yanca yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir....

            İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi gereğince davalıdan istenip istenemeyeceğine ilişkin olduğunu, davacı şirket vekili İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi 7. maddesi uyarınca sorumluluğun davalı kurumda olduğunu belirterek huzurdaki davayı ikame ettiklerini dilekçesinde ifade ettiğini, “ Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları” Başlıklı 7....

              Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacaktır....

                okuma sözleşmesinden kaynaklanan alacak için müvekkili aleyhine açılan dava sonucunda müvekkili tarafından icra dosyasına 196.591,96 TL teminat mektubu olarak ve 18.418,03 TL nakit olarak ödeme yapıldığını ileri sürerek bu meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ayrıca 3.852,14 TL temyiz harç ve masrafının ödenme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir. Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır. Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 28/05/2013 tarihi öncesi yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı ...'tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 28/05/2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir. Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır....

                    UYAP Entegrasyonu