Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- KARAR - Davacı vekili, davacının 4 adet çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra baskısı ile ödenen 3.500,00 TL'nin istirdadına, fazla ödeme nedeniyle 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsili talep edilen davada mahkemece menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar verilmiş, hüküm kesinleşmiştir. Davacı asil 28.06.2017 tarihli dilekçesi ile mahkemenin kısmen kabul kısmen ret kararının açıklanmasını ve alacaklı olduğu miktarın ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davacının menfi tesbit, istirdat ve alacak davasının reddine karar verildiği, kısmen kabul kısmen red yönünde herhangi bir karar verilmediği, tavzih yolu ile hükmün değiştirilemeyeceği gerekçesiyle tavzih talebi reddedilmiş, ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Mahkemece, dava İİK’nun 72. maddesine dayalı istirdat davası olarak nitelendirilmiş ve ödeme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, İİK’nun 72. maddesinde öngörülen istirdat davasının açılabilmesinin ilk şartı; geri verilmesi istenilen paranın, İcra takibi sırasında icra dairesine ödenmiş olmasıdır. Somut olayımızda ise, davacı; iadesini istediği fazladan ödediği parayı, icra takip dosyasına değil haricen davalı tarafa ödemiştir. Bu durumda, dava; İİK’nun 72. maddesinde ifadesini bulan istirdat davası olarak nitelendirilemez. Davacı idare, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin onama ilamı gereğince davalıya haricen ödediği paranın; fazladan ödendiğinin sonradan (bozma ilamı ile) anlaşıldığını iddia ederek; istirdat talep ettiğine göre, dava; BK’nun 61 ve devamı maddelerine dayalı sebepsiz zenginleşmeden ... alacak istemine ilişkindir....

      CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava şartı ticari arabuluculuk gerçekleştirmeden açılan davanın usülden reddi gerektiğini, davanın konusunun ticari satımdan kaynaklanan istirdat davası olduğunu, istirdat davası ticari dava niteliğinde olup ttk 5/a maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın dava açıldığını, ticari davalarda arabuluculuk yoluna başvurulmasının dava şartı olup davacı yan tarafından arabuluculuğa başvurulmadığından huzurdaki davanın usulden reddi gerektiğini, istirdat davasının süresi içerisinde usulüne uygun olarak açılmamış olup, ödeme yasağının kaldırılması gerektiğini, istirdat davasının süresi içerisinde açılmadığını, bu sebeple; ödeme yasağının kaldırılmasını talep ettiklerini, çekin rızası dışında davacı zilyetliğinden çıktığı hususunun davacı tarafça ispatlanması gerekmekte olup; davacı tarafın iddiasına ilişkin somut ve kesin bir delil ibraz edemediğini, ayrıca; davalı şirketin kötüniyetle çeki iktisap ettiğinin de davacı tarafça...

        Maddesiyle değiştirilen maddeye göre; "Madde 5/A - (1) Bu kanunun 4'üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 3'üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile,"Dava şartı olarak arabuluculuk,Madde 18/A - (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır....

          Davalı vekili, davacının dosya borcunu, takip kesinleşmeden ve icra tehdidi altında kalmaksızın ödediğini, davacının esasen takibe konu faturaların tarihlerinde şirket yetkilisi olduğunu davacının borcu kendi rızası ile ödedikten sonra alacak davası açmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davacının takibe konu borcu ödedikten sonra İzmir 12.Sulh Hukuk Mahkemesinde istirdat davası açtığı, yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği dava konusu istek hakkında kesin hüküm bulunduğu gerekçeleriyle HMK 114/i ve 115/2 maddeleri gereğince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            Asliye Ticaret Mahkemesinde istirdat davası açtığı ve davayı kazandığı kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili, bu davada istirdat davası sonucu ... Konut ... Kooperatifine ödemek zorunda kaldığı 15.400.000.000 TL’ nin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... Aslan vekili, müvekkilinin şahsen mal almadığını kimseye talimat vermediğini, adına fatura ve irsaliye bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı ... Sağlık Eğitim İnş. A.Ş. vekili müvekkiline demir teslim edilmediğini, kayıtlarında faturaya rastlanmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı SS. Alara Konut ... Koop. vekili, kendilerine mal teslim edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir....

              Mahkemece, davanın İİK. 72. maddesine göre açılan istirdat davası olduğu ve davanın açıldığı tarih itibarı ile 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya yapılan sağlık yardımının davalının emekli olması ve yasal mevzuat gereği emekli olanlara sağlık yardımı yapılamayacığını ileri sürerek yapılan yersiz ödemenin tahsili amacıyla eldeki davayı açmış olup, dava bu haliyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılan alacak davası niteliğindedir. Mahkemece, davanın İİK. 72.maddesine göre açılan istirdat davası olarak nitelendirmesi ve bu nedenle davanın hak düşürücü süre olan 1 yıl içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar vermesi hatalı olup tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekli değerlendirmeler yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmemesi eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup bozmayı gerektirir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat-Karşı dava alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat ve alacak davasına dair karar davalı ve karşı davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Temyiz yoluna başvurulması halinde alınacak karar ve ilam harcının belirlenmesinde davaların maktu harca veya nispi harca bağlı olup olmaması önem taşır. Maktu karar ve ilam harcına bağlı davaların kabul ve reddine ilişkin kararların temyizi ile nispi karar ve ilam harcına bağlı davaların reddine ilişkin kararların temyizi hallerinde, temyiz harcının tümü temyiz tarihindeki tarifeye göre maktu ve peşin olarak alınır. Nispi harca tabi davaların kabulüne ilişkin kararların temyizi halinde ise, mahkemece hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan nispi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır....

                  Davacı tarafından 08.01.2014 tarihinde 5.000-TL üzerinden harcı ikmal edilerek ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak istirdat davası açılmıştır. Her ne kadar 6100 sayılı HMK'nun 107. maddesinde belirsiz alacak davası düzenlenmiş ise de, belirsiz alacak davası, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tüm ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde açılabilir (HMK madde 107-1). Aksi halde belirsiz alacak davası açılamaz öte yandan, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz(HMK.madde 109/2). Alacak miktarının tartışmasız veya açıkça belirli olduğu hallerde belirsiz alacak veya kısmi dava açılmasında alacaklının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartlarındadır. (HMK madde 114/4). Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, kambiyo senedinden kaynaklanan alacağın istirdat yoluyla tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamakta olup, mahkemenin nitelemesi de bu yöndedir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 19. Hukuk Dairesine ait ise de anılan dairece de görevsizlik kararı verilmiş olmakla görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu