Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine, Dairemizin 30.3.2007 günlü ilamıyla protokol tarihi itibariyle belirlenen alacak ve yapılan ödemeler çerçevesinde değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası yapılan yargılamada davacının yaptığı ödemelerin dava konusu senetlere ilişkin olduğu, takibe konu borç miktarının ödendiği ve davanın istirdat davasına dönüştüğü gerekçeleriyle menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülmüş halinin kabulüne, davacının ... İcra Müdürlüğünün 1997/820 Esas sayılı dosyasına yaptığı ana para ve fer'ileri ile birlikte ödediği paranın davalı alacaklıdan alınarak davacı borçluya ödenmesine ve davalının % 40 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

    Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, borçlu olmadığının tespiti, istirdat ve alacak istemleriyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı iş sahibi şirketin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı yüklenici şirketin temyiz itirazına gelince; davacı yüklenici şirket vekili istirdat davası yönünden dava dilekçesinde reeskont faiz isteminde bulunmuştur. Tarafların sıfatları, aralarındaki hukuki ilişki ve TTK'nın 12/III. maddesi dikkate alındığında bu istek yerindedir. Mahkemece istirdat davası yönünden yasal faiz uygulanarak tahsil karar verilmesi doğru olmamıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit ve istirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve istirdat davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nın 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir....

        İcra Hukuk Mahkemesice emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına ve 01.10.2008 tarihinden sonra yapılan kesintilerin genel mahkemelerde açılacak istirdat davası ile istenilebileceğine karar verildiğini ileri sürerek 01.10.2008 tarihinden sonra müvekkilinin maaşından yapılan kesintilerin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, yapılan işlemde bir usulsüzlük bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. İzmir 2. Tüketici Mahkemesince, toplanan delillere göre, davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 07/05/2014 tarihli ve E.2014/2415, K.20114/8656 sayılı ilamı ile davanın bankacılık işleminden kaynaklanan alacak davası olduğu, Tüketici Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine verilen görevsizlik kararı ile dosyanın İzmir 5....

          in de kefil olduğunu, borçların ödenmemesi üzerine teminat verilen ipoteğin satışı suretiyle takip yapıldığını, takip sırasında davacının müracaatı üzerine 09/03/2012 tarihinde protokol imzalandığını, protokolde belirtilen rakamın hukuken talep edilebilecek alacak miktarını aşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece alacaklı bankanın icra yoluyla ipoteği paraya çevireceğini bildirmesinin tehdit sayılamayacağı, davadan önce imzalanan 09/03/2012 tarihli protokol doğrultusunda borcun yargılama sırasında fazla ödeme olmaksızın kapatıldığı, böylelikle davanın konusuz kaldığı, davanın açılışında davacının haksız olduğu gerekçesi ile menfi tespit davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, istirdat isteminin fazla ödeme bulunmadığından reddine dair hüküm tesis edilmiş, hüküm davacı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir....

            Fıkrasının " paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında" ibaresinin "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat" şeklinde değiştirilerek maddeye açıklık getirildiği, davanın istirdat talebine ilişkin olduğu ve ilgili düzenleme gereği istirdat davalarında dava açılmadan önce arabuluculuya başvurunun dava şartı olarak düzenlendiği, mahkemenin tensip zabtıyla davacıya davadan önce arabuluculuğa başvurduğuna ilişkin arabuluculuk tutanak aslını veya onanmış suretini sunmak üzere davacıya 1 haftalık kesin süre verildiği, ara kararı içerir tensip zabtının davacı vekiline tebliğ edildiği, davacının kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağının aslını veya onanmış suretini sunmadığı, davacının dava şartı olarak arabuluculuğa başvurmadan eldeki davayı açtığı anlaşılmakla mahkemece karardaki gerekçelerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla; HMK 353/1.b.1 maddesi...

              Fıkrasının " paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında" ibaresinin "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat" şeklinde değiştirilerek maddeye açıklık getirildiği, davanın istirdat talebine ilişkin olduğu ve ilgili düzenleme gereği istirdat davalarında dava açılmadan önce arabuluculuya başvurunun dava şartı olarak düzenlendiği, mahkemenin tensip zabtıyla davacıya davadan önce arabuluculuğa başvurduğuna ilişkin arabuluculuk tutanak aslını veya onanmış suretini sunmak üzere davacıya 1 haftalık kesin süre verildiği, ara kararı içerir tensip zabtının davacı vekiline tebliğ edildiği, davacının kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağının aslını veya onanmış suretini sunmadığı, davacının dava şartı olarak arabuluculuğa başvurmadan eldeki davayı açtığı anlaşılmakla mahkemece karardaki gerekçelerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla; HMK 353/1.b.1 maddesi...

              İcra Müdürlüğünün 2011/5071 E. sayılı takip dosyasına toplam 291.759,85 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödeme tarihleri dikkate alındığında fazla yapılan ödeme miktarı 145.467,00 TL olarak tespit ve hesap edildiği, davalı tarafın davacı taraftan asıl alacak ve fer'ileri toplamı 139.065,51 TL alacaklı olduğu, bu miktar yönünden takip yapmakta hakkı bulunduğu ancak 108.003.05 TL asıl alacak ve bu asıl alacak miktarının takip tarihinden sonra işleyen 64.220,48 TL faiz yönünden alacak ve takip hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 108.013,05 TL asıl alacak, 64.220,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 172,233,53 TL ve bu miktara isabet eden icra giderleri ve vekalet ücreti yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine ve takibin bu miktar yönünden iptaline, davacının istirdat talebinin kısmen kabulüne 145.467,00 TL'nin davalıdan istirdatı ile davacıya ödenmesine, bu tutara dava tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı asıl dava istirdat, birleşen alacak davasına dair karar, asıl davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 6360 sayılı Kanun’un 1. Maddesi ile il özel idarelerinin tüzel kişiliklerinin kaldırılması ve yine aynı Kanun’un 3. Maddesi uyarınca mahkemelerde süren davalarda muhatabın, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluş olacağının hüküm altına alınması karşısında mahkemece; dava konusu hak ve/veya borca ilişkin devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluş belirlenerek, hükmün ilgili kuruma yöntemine uygun şekilde tebliğinin sağlanması ve temyiz süresi beklenildikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Somut olayda, yargılama aşamasında davacı vekili 30.06.2017 tarihli dilekçesi ile davalarına istirdat davası olarak devam ettiğini belirtmiştir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. Mahkemece bu yönde araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu