olması ve hak talep etmesine karşı çıktıklarını, bu sebeple her türlü şiddet ve hakaretlerde bulunduklarını, ölünceye kadar bakma akdinin iki tarafa da borç yüklediğini, tarafların üzerine düşen görev ve yükümlülükleri yerine getirmezse diğer tarafın sözleşmeyi iptal etme hakkı tanındığını, davacının her ne kadar dava dilekçesinde 30.11.2010 tarihli ölünceye kadar bakma akdini tek taraflı feshettiğini söylese bile bunun geçersiz olduğunu, kendisinin sözleşmede üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakma sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Bilindiği gibi 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer (TBK m. 614 (BK) m. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıların ölünceye kadar bakma akdi kapsamında mirasbırakana bakarak edimlerini yerini getirdikleri, temlikin mal kaçırma amacıyla değil bakılma amacıyla yapıldığı, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlar dışında da taşınmazlarının bulunduğu, davacının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı, ölünceye kadar bakma akdinin ivazlı akitlerden olup tenkise tabi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, ölünceye kadar bakma aktinden kaynaklanan Tapu İptal-Tescil talebine ilişkindir. Kararın temyiz incelemesi görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. Ancak aynı dairece de görevsizlik kararı verildiğinden dosyanın 1.Başkanlığına gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Bozma Kararı Dairenin 06/04/2021 tarihli ve 2019/3047 Esas, 2021/2046 Karar sayılı kararıyla; “...Somut olayda, her ne kadar bölge adliye mahkemesince, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığının ileri sürüldüğü bu savunmanın Türk Borçlar Kanunu 19. madde hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturulmasının gerekeceği, ancak öğretide muris muvazaası olarak tanımlanan ilkelere uygun bir araştırma yapıldığı sonuç itibariyle sözleşmenin düzenlenmesinde muvazaa hükümlerinin uygulanma yeri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mirasbırakan ile davalı oğlu arasında 29.08.2008 tarihinde yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin diğer mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, zira mirasbırakanın tek mal varlığını ölünceye kadar bakma sözleşmesine konu ettiği, gerçek bir ölünceye...
Somut olayda; dava konusu 212 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının 11.01.1991 tarihinde düzenlendiği, ölünceye kadar bakım borçlusu tarafların murisi ...'ın ölüm tarihinin 01.06.1991 tarihi olduğu, anılan parsel tutanağının ise 15.08.1991 tarihinde kesinleştiği, görülmekte olan davanın 28.12.2009 tarihinde açıldığı sabittir. Bu durumda, davacının ölünceye kadar bakma akdi ile adına tescilini isteme hakkının murisin ölüm tarihi ile doğduğu gözönüne alındığında davanın tespit öncesi nedene dayanmadığı sonucuna varılmaktadır....
Maddesi anlamında muvazaalı bir işlem olduğunu, gizli bağış sözleşmesinin de şekil şartlarından yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazların tapularının muris muvazaası nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, taraflar arasında yapılan temlik işleminin muvazaalı bir işlem olduğunu, ortada gerçek bir ölünceye kadar bakma akdi işlemi söz konusu olmadığını, muris ile davalı tarafın mirasçıları aldatma kastı ile hareket ederek ölünceye kadar bakma sözleşmesini yaptıklarını, murisin gerçek iradesinin taşınmazı davalı torununa bağışlama olduğunu, ortada gizli bir bağış sözleşmesinin mevcut olduğunu, murisin yaşamı boyunca ölünceye kadar bakma akdi yapmasını gerektirecek bir durumunun söz konusu olmadığını, Murisin ölünceye kadar bakma akdi yapması için haklı, ciddi ve makul hiç bir sebebi olmadığını, Murisin amacının gerçek iradesi dava konusu taşınmazları davalıya bağışlamak olduğunu, bu nedenle dava konusu işlemin muvazaalı işlem olduğunu, gerçek bir ölünceye kadar bakma sözleşmesinin...
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre kanunun öngördüğü şekilde düzenlenmeyen bir sözleşmeye dayanılarak tarafların borçlarını yerine getirmesi halinde şekil eksikliğinin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılmasına yol açacağından böyle bir iddianın dinlenmeyeceği kabul edilmektedir” şeklinde hüküm kurulduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşme emsal Yargıtay kararlarına uygun olmadığını, resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakma sözleşmesi nedeniyle, davacının herhangi bir tazminat hakkı bulunmadığını, dolayısıyla taraflar arasında hukuken geçerli bir ölünceye kadar bakma sözleşmesi bulunmadığını, esasen davacı T1 ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ifasından doğan davalı müvekkiline ölünceye kadar sağlık, bakım, beslenme, barınma, giyim ve benzeri bütün giderlerini ve her türlü ihtiyaçlarını temin etme yükümlülüklerinin hiç birini yerine getirmediği gibi ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ana unsuru olan ölünceye kadar bakma yükümlülüğüne de evi terk ederek ifasını...
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edildiği, davalıların bakım yükümlülüğünü yerine getirdikleri , muvazaalı temlik olmadığı, ölünceye kadar bakma akdinin ivazlı akidlerden olup tenkis iddiasının dinlenemeyeceği, davalı ...’ün iyiniyetli olduğu belirtilerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacı; mirasbırakan ...’ın 27 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümü ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik ettiğini, ancak davalının boşandıktan sonra murisle birlikte oturmaya başladığını ve murise ait mal varlığının tamamına yakınını çeşitli yollarla üzerine geçirdiğini, dava konusu taşınmazın temlikinin de diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ise tenkis isteğinde bulunmuştur. Davalı, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin kendisine yüklediği edimleri yerine getirdiğini, annesine ölünceye kadar baktığını, onu hiç yalnız bırakmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince davalının bakım borcunu ifa ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....