Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece ,çalıntı olduğu aracı davacılara satan davalıların zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca tahsil ettikleri araç bedelini iade ile yükümlü oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle satım konusu aracın kayden maliki olan davalıların aracın zapt edilmesinden dolayı davacılara karşı BK.'nun 189 ve 192. maddeleri uyarınca sorumlu oldukları gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 450.00-YTL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 3.7.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 194 ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece, davacının davaya konu aracın kaza kaydını bildiği halde aracı satın aldığından davacının uğramış olduğu zararları giderme yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davalı taraf, satış öncesinde davacıyı aracın pert olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır. Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile bundan davacıya karşı sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Bu nedenle davacının sözleşmeden dönmesi haklı nedene dayanmaktadır. Somut olayda, davacının 21.12.2012 tarihinde davalıdan satın aldığı aracın kaza sonucu pert olduğu, davacının davalıdan aracı bu hali ile satın aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacının olayda kusurundan söz edilemez....

      Ayrıca aynı Kanunun 253. maddesinde kiralayanın zapta karşı sorumluluğu düzenlenmiştir. Davalı kiralayan bir üçüncü kişinin kiralananda kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, kiracının bildirimi üzerine davayı üstlenmek ve kiracının uğradığı her türlü zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Nitekim yeni Türk Borçlar Kanunu 309. maddesi ile paralel bir düzenleme getirilmiştir. Olayımızda, davalı belediyece yapılan imar parselasyon işleminin idare mahkemesince iptali üzerine dava konusu büfenin bulunduğu parsel üzerindeki mülkiyet hakkı son bulduğundan sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh etmiştir. Davalı belediyenin zapta karşı tekeffül borcu bulunduğundan haksız fesh edilen sözleşmeden dolayı davacı kiracının zararlarının tazmin edilmesi gerekir....

        İlk derece mahkemesince; aracın gizli ayıplı olması sebebiyle satıcının alıcının zararını gidermek zorunda olduğu, mahkeme kararı ile oluşan alacak miktarı ve zararları ödemek zorunda kalan davacının zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca kendisine aracı satan kişiye başvurabileceği, talep edilen miktarın ödenen miktar ve zarar olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafça istinaf edilmiştir....

          Öyle olunca, davacının bu aşamada zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak dava açmakta hukuki yararı yok ise de ihtiyati tedbir konulmakla araç hukuki ayıplı hale gelmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanunu'nun 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümleri kapsamında çözümlenmelidir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının ayıba karşı tekeffül hükümleri gereği sözleşmeden dönüp bedeli isteyebileceği ve bu durumda aracın iadesi gerekeceği de gözetilip, davacının yargılama sırasında yaptığı kazanın araçta değer kaybına sebep olup olmadığı üzerinde de durularak, gerekirse Yargıtay, taraf ve mahkeme denetimine uygun bilirkişiden ek rapor yada yeni bir rapor alınarak ayıba karşı tekeffül hükümleri değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken..."...

            Temyiz Yoluna Başvuranlar Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı vekili; talebin zamanaşımına uğradığı, belirsiz alacak davası açılmasının HMK. hükümlerine aykırı olduğu, dava dilekçesinde herbir davacı talebinin ayrı ayrı belirtilmediği, kesinleşen hususlar bakımından yeniden hüküm kurulmasının hatalı olduğu, tapu iptali davasının davalıya ihbar edilmediği, burda verilen karara karşı kanun yoluna dahi gidilmediği, satışların davalının mülkiyet hakkına dayalı olarak yapıldığı, kabul anlamına gelmemekle birlikte ancak satış tarihindeki bedelin talep edilebileceği, kararın gerekçesiz olduğu ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. 2....

              Şti'ne karşı açılacak davada değerlendirme konusu yapılacağı, ... Ltd.Şti'ne karşı ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan yasal haklarını kullanmaksızın muvafakatnamenin geçersizliğinden bahisle davalı Finasal Kİralama şirketine karşı sözleşmenin feshi ile ödediği kira bedelinin tahsilini talep etmesinin Finansal Kiralama Sözleşmesi'nin 7a ve 8b maddelerine aykırı düştüğü,, davacının öncelikle dava dışı satıcıya karşı ayıba karşı tefekkül hükümlerine dayalı davasını açıp, muvafakatnamenin geçerliliğinin bu davada değerlendirilmesi gerektiği, muvafakatnamenin geçersiz olduğu veya Finansal Kiralama şirketinin satıcıya karşı dava açılmasını gerektirir şekilde muvafakatname vermemesi durumunda, Finansal Kiralama şirketine karşı yasal haklarını kullanması gerektiğinden, erken açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Davacı BK 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 52,90 TL harcın istek halinde iadesine, 11/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; araç satış sözleşmesine dayalı ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 03/07/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                    Mahkemece, davacıya yapılan araç satışından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalının temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, bu kez davacı ve davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalının tüm karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. 2-Aracın kaçak yollarla yurda sokulduğu daha sonra zaptedildiği, zapta karşı tekeffül hükümlerine göre eldeki davanın açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Araç kaçak yollarla yurda sokulduğuna göre taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin varlığından söz edilemez. Bu durumda, geçerli sözleşmelerde uygulama yeri bulan BK.192/1. maddesi, geçersiz sözleşmelerde uygulanamayacağından, davalı bu sözleşmeye göre araç kullanım bedelinin indirilmesini isteyemez. Taraflardan biri aracı diğeri de ödenen bedeli kullanmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu