Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, 07/05/2004 tarihli noter satış sözleşmesi ile davalıdan aldığı aracı, 04/07/2005 tarihli noter satış sözleşmesi ile ...isimli kişiye sattığını, arac ... mülkiyetindeyken araca el konulduğunu ve daha sonra müsadere edildiğini, araç elinde iken el konulan ruhsat maliki Yusuf tarafından açılan zapta karşı tekeffül davasında araç satış bedeli olan 19.466,00 TL'nin el konulma tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verildiğini, bu dosya nedeni ile başlatılan icra takibine 44.603,00 TL ödemek zorunda kaldığını belirterek bu miktarın itfa tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, satış sözleşmesinden ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı şirketten 13.10.2021 tarihinde ....marka-model bir akıllı telefon satın aldığını, telefonun ayıplı olduğunu ileri sürerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiştir. Yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiştir....

      Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu 6098 Sayılı TBK.’nun 309. maddesinde düzenlenmiştir. Kiraya veren kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlüdür. Üçüncü kişinin aynî bir hakka dayalı olarak kiralanan üzerinde ileri sürdüğü talepler kiraya verenin tekeffülü altındadır. Davacı kiracının ödemek durumunda kaldığı ecrimisil bedellerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi zorunludur. Bu nedenle Mahkemece, kira sözleşmesi ile aynı döneme rastlayan ecrimisil ödelemeleri saptanarak, ödenen ecrimisil bedeli, ödenen kiradan düşükse ecrimisil miktarında, ödenen ecrimisil bedeli ödenen kiradan fazla ise ödenen kira miktarında istirdat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Davalı vekili, davacının zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanamayacağını, mevcut durumda aracın hukuki ayıplı olup süresinde muayene ve ayıp ihbar yükümünü yerine getirmediğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, aksi halde de araçtan sökülebilir eşya bulunduğunu, davacının istihsal ettiği, etmeyi ihmal eylediği semerelerin tenzilini, müvekkilinin dava dışı 3. kişiden satın aldığı gibi aracı davacıya sattığından kusuru olmadığını, menfi zararın da istem koşullarının oluşmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....

          Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. maddesinde, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada varolan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı bir 3. kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur. Aynı kanunun 217. maddesinde "satılanın tamamı alıcının elinden alındıysa satış sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş sayılır ve alıcı satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir: 1- satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünlerin değeri indirilerek ödemiş olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte geri verilmesini..." hükmü yer almaktadır. Buna göre, satılanın zaptı ile birlikte, alıcının satılandan elde ettiği faydaların da, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, hükmedilen alacaktan mahsubu gereklidir....

            BK’ nun 189. maddesinde; satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes’ul ve zamin olacağı açıkça hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre ayıp ister subjektif bir haktan, ister objektif bir hukuk kaidesinden doğsun, satıcı, devrini kabul ve taahhüt ettiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir. Bu nedenle, devredilen hak, herhangi bir sebepten, devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa, satıcı sorumludur. Davacının 3. kişilere yaptığı ödemenin satıcının sorumluluğu ilkeleri doğrultusunda yaptığı anlaşılmaktadır. Davalılarında, zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacının üçüncü kişilere yaptığı ödeme nedeniyle davacıya karşı sorumludurlar....

              Otomotiv A.Ş vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- TTK.nun 25/4.maddesi uyarınca ticari satışlarda ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanılarak açılacak davalarda zamanaşımı süresi 6 aydır. Ancak satıcı tarafından daha uzun bir süre garanti verildiği takdirde zamanaşımı süresi, garanti süresi sonuna kadar uzar.Somut olayda 2 yıllık garanti süresi bulunduğuna göre davanın 2 yıl içerisinde açılması gerekirken 2 yıl dolduktan sonra açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilmesi doğru olmadığı gibi, davalı olarak gösterilen “... Otomotiv Tic.ve San.A.Ş ......

                Keza, 31/08/2010 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir....

                  Dava, satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerine dayandığına göre mahkemece süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunulmadığı araştırılıp tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." denilmiştir....

                    Yani Hazine, dava konusu taşınmazın satıcısıdır ve davacılar vekili dava dilekçesinde açıkça Hazine'nin TMK’nın 1007. maddesine ve TBK’nın taşınmaz mal satışına ilişkin hükümlerine göre sorumluluğuna dayandığına göre, mahkemece bozma ilamına uyularak Hazine'nin satıcı olması nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre sorumluluğunun değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı Hazine ile davacı ... vd. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun oılan hükmün ONANMASINA, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı ...'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 07/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu