Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu 6098 Sayılı TBK.’nun 309. maddesinde düzenlenmiştir. Kiraya veren kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlüdür. Üçüncü kişinin aynî bir hakka dayalı olarak kiralanan üzerinde ileri sürdüğü talepler kiraya verenin tekeffülü altındadır. Dairemizin 02.03.2018 tarih ve 2018/310 Esas 2018/292 Karar sayılı kaldırma kararı ile Taraflar arasında imzalanan ve tartışma bulunmayan 10.09.2013 ve 2014 tarihli kira sözleşmeleri incelendiğinde, kiralanan yerin işyeri olarak belirtildiği, özel koşullar bölümünde ise kiracının işyeri sahibinin onayı alınmak suretiyle kullanım amacına uygun olarak her türlü tadilat ve dekorasyonu yapacağı, çıkarken hiçbir bedel istemeden işyerinde bırakacağı yönünde hüküm olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, kiralanan yerin miktarı iki sözleşmede farklı olması nedeniyle hangi sözleşmenin yürürlükte olduğu belirlenmemiştir....

O halde mahkemece, davalı belediyenin; geçerli bulunan satım sözleşmesi uyarınca zapta karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu bulunduğu kabul edilerek davacının gerçek ve güncel müspet zararına hükmedilmesi gerekirken, hukuken geçersiz sözleşmelerin tasfiyesi sırasında uygulanması gereken sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sorumlu bulunduğunun kabul edilmesi ve buna bağlı olarak davacının satış sırasında ödediği miktarın denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değere hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırıdır. 2- Davalı tarafın hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı Hazine vekilinin tüm, davalı ... vekilinin ise sair temyiz itirazları yerinde değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık; zapta karşı tekeffülden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine 17.05.2018. gününde oybirliği ile karar verildi....

      Bunun üzerine davacı, davalı tarafından 15.000.00.TL borç için takas olarak verilen davalıya ait ikinci el aracın çalıntı olduğu iddiasıyla emniyet güçleri tarafından el konulması nedeniyle zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince alacaklı olduğunu belirterek itirazın iptali davası açtığından bu husus yönünden yargılama yapılması gerektiğinden icra - inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında red kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi hükmü gereğidir....

        Uyuşmazlık; araç satış sözleşmesi sonrası zapta karşı tekeffülden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 04.09.2018 gününde oy birliği ile karar verildi. ........

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; geçerli taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan (zapta karşı tekeffülden kaynaklanan) alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, tapuda resmi senet ile satın alınan(geçerli satım sözleşmesi) taşınmazdaki gizli ayıp(ayıba karşı tekeffül) nedeniyle alacak istemine ilişkin olup, taraflar arasında abonelikten kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay ... Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 27.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              25.296,90 TL yerine 19.07.2017 son ödeme tarihi itibariyle 610,70 TL olabileceği, 19.07.2017 takip tarihi itibariyle davacının 607,68 TL asıl alacak, 2,55 TL işlemiş faiz ve 0,46 TL KDV olmak üzere toplam 610,70 TL alacağı olabileceği, tespit edildiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile .......

                Keza, 31/08/2010 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan 31/08/2010 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden ,kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ...'...

                  Dava, zapta karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde sözleşme bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, tapu devri sırasında taşınmazı 100,00 TL ye satın aldığını belirten davacının, dava dışı mirasçının açtığı önalım davasında resmi satış sözleşmesinde satış bedeli olarak gösterilen bu bedelin adına depo edilmiş olması da gözetilerek kendi muvazaasına dayanıp bu bedelden fazlasını isteyemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Borçlar Kanunu m.237, Medeni Kanun m. 706/1, Tapu Kanunu m.26 ve Noterlik Kanunu m.60/3,89. maddelerindeki açık düzenlemeler ile taşınmaz satışının geçerli olması sözleşmenin resmi şekilde yapılması şartına bağlanmıştır. Bu mevzuat hükümleri gereğince kural olarak tapulu taşınmazlara ilişkin harici satış sözleşmeleri geçerli olmayacaktır. Ne var ki, harici sözleşmeye ek olarak resmi devrin gerçekleşmesi halinde sözleşmenin de artık geçerlilik kazanacağı yerleşik Yargıtay uygulamaları ile sabittir....

                    UYAP Entegrasyonu