Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi, davalının lehine hükmedilen vekâlet ücretinin eksik hesaplandığına ilişkin istinaf itirazlarını haklı bulmuş 'dava konusu aracın trafikten men edildiği, bu durumda uyuşmazlığın çözümünde esas alınması gereken zapta karşı tekeffül hükümleri kapsamında ayıp ihbarıa gerek olmadığı, kaldı ki davacı tarafça yapılan ayıp ihbarının da süresinde olduğu' gerekçeleri ile davalının işin esasına yönelik istinaf başvurusunu reddetmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin anılan kararı, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

    Davacı taşınmazları tapu sicilindeki güvene dayalı almış olup, davalı satıcı taşınmazların özel mülkiyete konu olacağını tekeffül etmiş sayılır. B.K.'nun 96. maddesi hükmü de dikkate alındığında alıcının gerçek zararını tazmin etmek zorundadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı zapta karşı tekeffül hükümlerine göre rayiç değerden sorumlu olup, mahkemece davalının taşınmazın rayiç değerinden sorumlu tutulması gerekir. Aksi düşünce ile verilen hükmün davacı yararına bozulması gerekir. Bu nedenlerle sayın çoğunluk kararına katılamıyoruz....

      Mahkemece, davacının rayici değil ancak ödediği sabit olan 500.000,00 TL yi isteyebileceği gerekçesi ile davanın bu miktar üzerinden kabulü ile satış sözleşmesinin feshine, 500.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayalı olarak alıcının seçimlik haklarını kullanma istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki harici satış sözleşmesinin, sonradan resmi devir işlemlerinin tamamlanması ile gerçerlilik kazandığı yerleşik Yargıtay uygulamaları ile sabittir....

        Aracın idarece zaptedilmesi nedeniyle somut olayda zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu durumda araç satış bedeli olan 55.500,00 TL'nin aracın fiilen zaptedildiği tarih olan 12.03.2012 tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekir. Para ve aracın karşılıklı olarak kullanılması nedeniyle semenin tenzili ve satış tarihinden el koyma tarihine kadar faiz isteminde bulunulamaz. Mahkemece bu hususlar dikkate alınmaksızın yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir edilen 1.480 TL.duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve fer'i müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı vekili ve fer'i müdahil vekili temyiz dilekçelerinde özetle; istinaf dilekçelerindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemişlerdir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, 6098 sayılı Kanun'un 214 üncü ve devamı maddeleri uyarınca zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 6098 sayılı Kanun'un 214 üncü ve devamı maddeleri. 3....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, Türk Borçlar Kanunu'nun 214 ve devamı maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmakta olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY (3.) HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, icra müdürlüğü tarafından yapılan ihale ile satın alınan taşınmazın, açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda mülkiyetinin kaybedildiği iddiasıyla zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizce hukuki nitelendirmede yanlışlık yapıldığı gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyan mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda uyuşmazlığın değişen hukuki niteliği gözetilerek hüküm tesis edilmiştir. Davanın niteliğine göre, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 09.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül hükümleri gereği satım bedelinin tahsili talepli davada verilen ihtiyati tedbir isteminin reddi kararına itiraz talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

                Davacının bu yöndeki talebi, Borçlar Kanununun 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğü'nce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, TRAMER kayıtlarını inceleme, TRAMER'e SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğü de yoktur. Davalı taraf, satış öncesinde davacıyı aracın hasarlı olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır. Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Mahkemece, anlatılanlar ışığında değerlendirme yapılarak bir sonuca varılması gerekirkeni bu hususlar göz önüne alınmaksızın yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                  O halde satılanın hukuken ayıplı olduğunun anlaşılmasına, davacının bu durumda, satıcının zapta karşı tekeffül borcundan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle, ödemiş olduğu satış bedelinin davalıdan tahsilini talep edebileceğine, (davalı) satıcının, (davacı) alıcıya karşı, hukuki ayıbı bilmese dahi sorumlu olmasına, zira satış sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekaffül sorumluluğunun, kusursuz sorumluluk niteliğinde bulunmasına, dolayısıyla davalının iyi niyetli olup olmadığının sonuca ve verilen karara etkisinin bulunmamasına göre, istinaf edenin sıfatına , icra inkar taznminatına yönelik herhangi bir istinaf olmamasına göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun hmk 353- 1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu