Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, yer bedeline ilişkin istem yönünden açılan davanın HMK’nun 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak davasının ise konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş; karar davacı vekili ile davalı (birleştirilen davanın davacısı) idare vekilince temyiz edilmiştir. H.U.M.K.nun 432. maddesine göre verilecek nihai kararlara karşı tebliğden itibaren l5 gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir....

    Satıcının borçlarından bir tanesi de BK’nın 194 ilâ 207. maddeleri arasında düzenlenen ayıba karşı tekeffül borcudur. 17. Ayıba ilişkin hukuki düzenlemenin bulunduğu, BK’nın 194. maddesinde “Ayıba Karşı Tekeffül” başlığı altında: “Bayi müşteriye karşı mebiin zikir ve vadettiği vasıflarını mütekeffil olduğu gibi maddi veya hukuki bir sebeple kıymetini veya maksut olan menfaatini izale veya ehemmiyetli bir suretle tenkis eden ayıplardan salim bulunmasını da mütekeffildir. Bayi, bu ayıpların mevcudiyetini bilmese bile onlardan mesuldür.” hükmü yer almaktadır. 18. Anılan düzenlemede “Satıcı alıcıya karşı satılanın zikir ve vaadettiği vasıflarını mütekeffil olduğu gibi maddi veya hukuki bir sebeple kıymetini veya maksut olan menfaatini izale veya ehemmiyetli bir surette tenkis eden ayıplardan salim bulunmasını da mütekeffildir. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan mesuldür” denilmektedir. 19....

      Başkanlığı'na yöneltilmesi gerektiğini, 29.12.2010 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi'nin alıcının taahhütleri başlıklı 9.3. maddesinde alıcının ayıba karşı tekeffül hükümleri de dahil olmak üzere ...'tan talepte bulunmayacağına dair taahhütte bulunduğunu, 9.4. maddesinde de rücu hakkı bulunmadığını kabul ettiğini, ayrıca yanlar arasında “devre esas bilanço” belirlenerek borç alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, İhale Şartnamesi'nin 22. maddesinde de bu mahiyette hükümler bulunduğunu, taraflarca takip edilen dosya ayırım çalışmaları başlatılarak dava ve icra dosyalarına ilişkin listelerin her iki şirket yönetim kurullarından geçirilerek kesinleştirildiğini, İHDS'nin 18.6. maddesinin de davacının ...'tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında talepte bulunmayacağına dair taahhüt içermekte olduğunu, davacının yaptığı ödemenin hisselerin tamamı ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı arsa sahibi ...'ün davalı müteahhit ... ile dükkan karşılığı bir anlaşma yaptığını, davalı ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece kabul edilen hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, zapta karşı sorumluluğa dayalı rücuan tazminat isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı İş Bölümü Kararı uyarınca temyiz incelemesinin Dairemizin görevi dışında olup 13. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünüldüğünden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 1/4/2015 tarihli ve 6644 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 60/3. maddesi uyarınca görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 03/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

            eserin sözleşme ve eklerine uygun yapılmadığını ayıpların saptanması ve davalının ayıpları gidermemesi üzerine ayıplı işlerin bir başka şirkete yaptırıldığını, ona yapılan ödemelerden ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince davalının sorumlu olacağını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ortaya çıkan ayıplardan davacı ve davalı %50’şer oranında kusurlu olduğundan 3054.05.00 TL sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine fazla istemin reddine karar verilmiştir. Hükmü taraflar temyiz etmiştir. 1-Taraflar arasında davacı yüklenicinin davalı Belediyenin ihaleye çıkardığı “... Otogarı Elektrik Tesisi, Orta Gerilim, Kuvvetli ve Zayıf Akım Sistemleri” işini sözleşme ve sözleşme eki genel ve teknik idari şartnamelere uygun olarak yapmayı yüklendiği çekişmeli değildir. Davalı Belediyenin yaptığı işlemler sonucu eserde ayıplar meydana geldiği ve bu ayıplardan davalının sorumlu olduğunun saptandığı anlaşılmaktadır....

              BK'nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir." düzenlemesine yer verilmiş olup, madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi, mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumlulukta alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda resmi şekle uygun olarak satış işlemi gerçekleştirilmiş, satış sırasında da taşınmazın tapu kaydında geçmişte orman olduğuna dair herhangi bir şerh bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca davalı ... zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur....

                Mahkemece, "tapu iptal ve tescil" davasının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıllık süre içinde açılmadığından bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmişse de, taraflar arasında satım sözleşmesi mevcut olup uyuşmazlık, Borçlar Kanunu'nun 189. maddesinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Davada zamanaşımı süresi 1 yıl değil, aynı Kanun'un 125. maddesi gereğince 10 yıldır. O halde, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından, mahkemece işin esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bir yılık zamanaşımı süresi esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. S o n u ç: Yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, davacı yararına (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz har-cının istek halinde iadesine, 18.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Karar tarihinde yürürlükte bulunan BK'nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcının, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın mevcut olmaması halinde sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumluluk da alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda resmi şekle uygun olarak satış işlemi gerçekleştirilmiş olup, davalı zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur....

                    UYAP Entegrasyonu