Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Devlet evveliyatı orman olan bir yer hakkında tapu kaydı oluşturmuş ve özel mülkiyete konu olabileceğini tekeffül etmiş ise bunun sonuçlarına katlanmak ve BK 96. maddesi hükmü de dikkate alındığında alıcının gerçek zararını tazmin etmek zorundadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı satıcı zapta karşı tekeffül hükümlerine göre rayiç değerden sorumlu olup, mahkemece davalının taşınmazın rayiç değerinden sorumlu tutulması gerekirken denkleştirici adalet prensibinin uygulanarak davanın kısmen kabulü usu ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulması düşüncesinde olduğumuzdan yüce çoğunluğun aksi yöndeki onama kararına katılamıyoruz....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı ... Yapı Koop....

      Eser sözleşmesinden kaynaklanan ilişkilerde yüklenicinin, eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmesi kuraldır. Bu kural, yüklenicinin hem sadakat ve hem de özen borcundan kaynaklanır. Yine bu kural gereği yüklenici, iş sahibinin yararına olan şeyleri yapmak ve zararına olan şeylerden kaçınmak zorundadır. Çünkü, iş ./.. 2011/8777 - 2011/9411 -2- görme niteliği icabı başkasının menfaatine hareket etmeyi gerektirir. Kanunda tanımı bulunmayan sadakat ve özen borcu ise aslında Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde düzenlenen “dürüstlük” kuralının bir uzantısıdır. Sadakat ve özen borcu, sözleşmenin ifası sırasında önceden belirlenmeksizin ihlal edildikçe kendini gösterir ve somutlaşır. Yüklenicinin özen borcu, eser sözleşmesinin kurulmasıyla başlar. Eserin iş sahibine teslim edildiği ana kadar devam eder, eserin tesliminden sonra da ayıba karşı tekeffül sorumluluğu şeklinde kendini gösterir....

        Mahkemece, taraflar arasındaki satış sözleşmesi kayıtları ve soruşturma belgeleri nazara alınarak somut olayın özelliği ve davacının dava dilekçesindeki talebi doğru değerlendirilmek suretiyle Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Türk Borçlar Kanunundaki ayıp hükümleri dikkate alınarak bir sonuca varılarak karar verilmesi gerekirken, bu yönler göz ardı edilerek, yanılgılı gerekçe ile Borçlar Kanunu'nun 189. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca karar verilmiş olması HMK’nun 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

          Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 194 ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece, davacının davaya konu aracın kaza kaydını bildiği halde aracı satın aldığından davacının uğramış olduğu zararları giderme yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davalı taraf, satış öncesinde davacıyı aracın pert olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır. Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile bundan davacıya karşı sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Bu nedenle davacının sözleşmeden dönmesi haklı nedene dayanmaktadır. Somut olayda, davacının 21.12.2012 tarihinde davalıdan satın aldığı aracın kaza sonucu pert olduğu, davacının davalıdan aracı bu hali ile satın aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacının olayda kusurundan söz edilemez....

            Ayrıca aynı Kanunun 253. maddesinde kiralayanın zapta karşı sorumluluğu düzenlenmiştir. Davalı kiralayan bir üçüncü kişinin kiralananda kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, kiracının bildirimi üzerine davayı üstlenmek ve kiracının uğradığı her türlü zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Nitekim yeni Türk Borçlar Kanunu 309. maddesi ile paralel bir düzenleme getirilmiştir. Olayımızda, davalı belediyece yapılan imar parselasyon işleminin idare mahkemesince iptali üzerine dava konusu büfenin bulunduğu parsel üzerindeki mülkiyet hakkı son bulduğundan sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh etmiştir. Davalı belediyenin zapta karşı tekeffül borcu bulunduğundan haksız fesh edilen sözleşmeden dolayı davacı kiracının zararlarının tazmin edilmesi gerekir....

              İlk derece mahkemesince; aracın gizli ayıplı olması sebebiyle satıcının alıcının zararını gidermek zorunda olduğu, mahkeme kararı ile oluşan alacak miktarı ve zararları ödemek zorunda kalan davacının zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca kendisine aracı satan kişiye başvurabileceği, talep edilen miktarın ödenen miktar ve zarar olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafça istinaf edilmiştir....

                Öyle olunca, davacının bu aşamada zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak dava açmakta hukuki yararı yok ise de ihtiyati tedbir konulmakla araç hukuki ayıplı hale gelmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanunu'nun 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümleri kapsamında çözümlenmelidir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının ayıba karşı tekeffül hükümleri gereği sözleşmeden dönüp bedeli isteyebileceği ve bu durumda aracın iadesi gerekeceği de gözetilip, davacının yargılama sırasında yaptığı kazanın araçta değer kaybına sebep olup olmadığı üzerinde de durularak, gerekirse Yargıtay, taraf ve mahkeme denetimine uygun bilirkişiden ek rapor yada yeni bir rapor alınarak ayıba karşı tekeffül hükümleri değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken..."...

                  Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını, davalının ayıba karşı tekeffül borcundan kaynaklı olarak bedelde indirim uğranılan zararın tazminini talep ettiklerini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili 07/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa teslim edilen ürünlerin alındığı tarihten itibaren randımanlı şekilde kullanılarak, para kazanıldığını, ancak davacının müvekkilinin parasını ödemediğini, bu nedenle hakkında icra takibi başlattıklarını, ürünlerin davacı tarafından kullanılmaya başlandıktan çok sonra ihtarname çekildiğini, davacının itirazlarının yerinde olmayıp kabulünün mümkün olmadığını belirterek, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava; geçerli araç satım sözleşmesinde, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu