Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık; geçerli taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 06.09.2018 gününde oy birliği ile karar verildi. .......

    dosyada zapta karşı tekeffül hükümlerine iyi niyetli olmayan malik tarafından dayanılamayacağından davanın reddinin gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir....

      Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 189. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 189. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı mesul ve zamin olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, (BK.189-193 mad.) bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. Borçlar Kanununun 192. maddesinde, satılanın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Bu hükümlere göre, satılanın tamamen zaptı halinde alıcı, satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereler düşülmek suretiyle,... olduğu semenin faizi ile birlikte iadesini isteyebilir....

        Davacı, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme, taraflarını bağlayan hukuken geçerli bir sözleşmedir. Taraflar lehine hak ve yükümlülükler doğurur. Öyle olunca davacı, taşınmazların dava tarihindeki 2011/9396-17561 rayiç bedelini isteyebilirler. Mahkemece, taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın bozulmasına peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Hukuk Dairesinin 23.10.2007 tarihli ve 2007/9985 E. sayılı kararı gereğince, öncesi kamu malı niteliğinde olan yerlere ilişkin verilen taşınmaz tapularının iptali durumunda Devlet tarafından vatandaşa tazminat ödenmesi, bu nedenle husumetin de Hazineye yöneltilmesi gerektiği kabul edilerek, davalıya karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının, 15.2.1996 tarihli resmi satış sözleşmesi ile davalıdan satın aldığı taşınmazın, 6831 sayılı yasanın 2/B maddesine göre orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle, Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonunda tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, bu kararın da 27.3.2003 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakta olup, davacı bu nedenle uğramış olduğu zararın ödetilmesi için, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak eldeki davayı açmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, taraflar arasındaki araç satım sözleşmesi nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Şti. tarafından zapta karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde aracı kendisine satan Enes KIZILASLAN'a karşı açılan davanın kabul edildiği, bu nedenle Enes KIZILASLAN'ın aracı kendisine satan davacı şirkete ödemiş olduğu tazminat açısından rücu ettiği ve tarafların arabuluculuk görüşmeleri esnasında anlaştıkları, bu sebeple davacının Enes KIZILASLAN'a 495.900,00 TL ödeme yaptığı, yapılan ödemenin bilirkişi raporu ile tespit edildiği anlaşılmıştır. Eldeki davada; davacının, kendisine müracat eden araç alıcısı Enes KIZILASLAN'a araç satış bedelini ödediği, ödenen bedelin de davacı tarafından aracı satın aldığı kişi olan davalıdan talep edlldiği, somut olayda davalı aleyhine zapta karşı tekeffül sorumluluğunun doğduğu, bu açıdan kendinden sonraki maliğe tazminat ödeyen kişi, kendinden önceki maliğe Borçlar Kanununun 214.maddesi hükümlerine istinaden müracat edebileceğinden davalının sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerekmektedir....

              değil ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulanabileceğini, cevap dilekçesi ekindeki Hukuk Genel Kurulu'nun 2011/19-......

                DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkiline, satış yapılan tarih olan 07/09/2009 tarihinden 2014 yılına kadar herhangi bir bildirim yapılmadığını, müvekkili yönünden yasal sürelerin geçtiğini, zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, rücu edilen alacak talebinin hukuki niteliğinin belirlenmesi gerektiğini, hukuki ayıbın satılanın mutlaka alıcının elinden alınması sonucunu doğurmayacağını, bu durumun satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğuna değil, ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna yol açacağını, kamu hukukuna dayanan bir sınırlamanın varlığının, örneğin ithal edilen bir aracın ithalatında problem olması durumunun hukuki ayıp olarak kabul edilebileceğini, ancak bu ayıbın sözleşmede yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılanda var olması, mevcut ayıbın gizli olması ve o malın değerini veya kullanım amacını ciddi surette azatlması veya kaldırması gerektiğini, davacı ile dava dışı İbrahim Erdoğdu arasında Ankara 10....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; geçerli taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan (zapta karşı tekeffülden kaynaklanan) alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu