maddi tazminat alacağı), 21.810,37 TL asıl alacak işlemiş faizi, 5.555,20 TL asıl alacak... manevi tazminat alacağı), 13.907,44 TL asıl alacak işlemiş faizi, 1.482,55 TL asıl alacak (... maddi tazminat alacağı), 3.711,56 TL asıl alacak işlemiş faizi, 6.944,00 TL asıl alacak (... manevi tazminat alacağı), 17.384,30 TL asıl alacak işlemiş faizi, 2.235,10 TL vekalet ücreti, 65,38 TL vekalet ücreti işlemiş faizi, 831,64 TL yargılama gideri, 24,33 TL yargılama gideri işlemiş faizi, toplam: 82.663,82 TL şeklinde olduğu anlaşılmıştır....
Mahkemece yapılan değerlendirmeye göre davacının manevi tazminat alacağını 6100 sayılı Kanun'un 107. maddesine göre açtığı, oysa manevi tazminat alacağının bir bütün olup bölünemeyeceği gerekçesiyle, hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacının davasını manevi tazminat alacağı yönünden de 6100 Sayılı Yasa'nın 107. maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açtığı ve manevi tazminat alacağının bölünebilir bir alacak olmadığı bu nedenle hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle davanın esasına girilmeksizin usulden reddine karar vermiştir. Ancak davacı vekili dava dilekçesinde, maddi tazminat alacağını belirsiz alacak davası . olarak açmış, manevi tazminat davasını ise 5.000 TL manevi tazminat olarak talep etmiştir. Manevi tazminat isteminin belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir....
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, iş kazasının gerçekleşmesinde davacının %30, davalı işveren şirketin %70 kusurlu olduğu, maluliyet oranının %11,30 olarak tespit edildiği, 12.03.2015 tarihi bilirkişi hesap raporuna göre maddi tazminat alacağının 39.197,78 TL olarak hesap edildiği, davacı vekilinin 29.05.2015 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat istemini 39.197,78 TL olarak ıslah ettiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacının davasının belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmadığı ve belirsiz alacak davası değil ise ıslah ile istenilen kısmın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Belirsiz alacak davası 6100 sayılı HMK'nun 107. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir....
(Prof.Dr.Hakan Pekcanıtez, Belirsiz Alacak Davası, Ankara-2011 baskı, sayfa 33) Bu çerçevede; eğer talep sonucunun belirlenebilmesi için tazminat bilirkişi incelemesi gerekiyorsa, hakimin takdiri söz konusuysa belirsiz alacak davası açılabilecektir. Bu durumda, maluliyete ilişkin ödemenin tahsili için açılan rücuen tazminat davaları belirsiz alacak davası olarak açılabilir. Somut olaya geldiğimizde; Davacı zorunlu trafik sigortacısının talebi; sigortaladığı aracın karıştığı kaza sonucu dava dışı 3. kişilere maluliyetleri nedeniyle toplam 293.686,00 TL tazminat ödediği, sigortalı aracın istiap haddinden fazla yolcu taşıdığı ve ağır kusurlu olduğu iddiasıyla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ödediği miktarın 29.000 TL'sinin davalıdan tahsiline ilişkindir. Eldeki dava niteliği itibariyle belirsiz alacak davasıdır....
Mahkemece, manevi tazminat davalarının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan desteğin vefatı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın "Belirsiz Alacak ve Tespit Davası" başlıklı 107. maddesine göre, "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.”...
Mahkemece, manevi tazminat davalarının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın "Belirsiz Alacak ve Tespit Davası" başlıklı 107. maddesine göre, "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.”...
Davacı, İcra Müdürlüğünce icra takip dosyalarında yanlış alacak hesabı yapılması nedeniyle alacaktan feragat ettiğini ve müvekkiline tazminat ödemek zorunda kaldığını, zarara uğradığını öne sürerek Adalet Bakanlığınca ödenmesi istemiyle dava açmıştır. … İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esası incelenerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, İcra Müdürlüğünün yanlış alacak hesabı nedeniyle tazminat ödemek zorunda kaldığı iddiasıyla anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Yasası'nın 5.maddesinde İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği, Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkının saklı olduğu ve bu davalara adliye mahkemelerinde bakılacağı hükme bağlanmıştır....
ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir...
; bu nedenle manevi tazminat davasının, "manevi tazminatın bölünemezliği" kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına göre, davacı vekilinin manevi tazminat hükmüne yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan manevi tazminata ilişkin hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Davacı vekili, dava dilekçesinde manevi tazminat taleplerinin netleştirildiğini, dilekçelerinin 6 numaralı bölümünde belirsiz alacak manevi tazminat talep ettiklerini gösterir bir ibarenin yer almadığını, iş bu tazminat taleplerinin açık ve belirlenebilir şekilde 20.000 TL olarak zikredilmiş ve harçlarının ikmal edilmiş olduğunu, talep sonuçlarının gayet açık olmasına rağmen mahkemece bu şekilde yorumlanmayarak dava şartı yokluğu nedeni ile usulder red ve tefrik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. İstanbul Anadolu 30....