Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür. Mahkememizce taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi kararı verilmiş ve SMMM ...'un 02/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda, "Davacı taraf ...'ın 2018 yılına ait İşletme Defterinin ilk işe başlama onayı ile açılış tasdikinin zamanında yapılmış olduğu görülmektedir. TTK 64.Mad. de kapanış tasdikleri sadece yevmiye defteri ve yönetim kurulu karar defteri ile sınırlandırılmış olup, işletme defteri için bu şekilde bir zorunluluk yer almamaktadır. Davacı taraf ... ’ın 2019 yılı işletme defteri açılış tasdiği Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılmış olup kapanış tasdiğinin 2020 yılı Nisan Ayı sonunda yine Gelir İdaresi Başkanılığı tarafından elektronik ortamda yapılmış olduğu görülmektedir. Davalı taraf ... Otomotiv Sanayi ve Tic.A.Ş yasal defter ibraz etmemiştir. Davacı taraf ...'...

    Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

      şirketin fiili devir tarihi olan 28/05/2013 tarihinden önce ödenmiş olduğu, bu ödemelerin müvekkilinden talep edilemeyeceği, davacının işletme hakkı devri sözleşmesinin 18.6 maddesi gereği davacının müvekkilinden talepte bulunamayacağı, rücu davasına konu edilen dava dosyasının konusu sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacak talebi olduğundan bu talebin işletme hakkı devri sözleşmesinin 7. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve işletme hakkı devir sözleşmesinin 7. maddesinin başlığı 3. kişilerin hak iddiaları olup dava konusu dayanak dosyada yer alan dava dışı firma ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmeye dayandığından bu davada 3. kişi zararından söz edilemeyeceğini, işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.2 maddesi uyarınca bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının faiz talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. ------ ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür....

          Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır....

            ticari işletme kredi kartı kullandırıldığını ve müvekkili banka ile davalı borçlular arasında ticari ilişki kurulduğunu, işletme ticari kredi kartının bağlı bulunduğu KMH hesabına ilişkin ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmesi gerektiği hususlarını içerir ihtarnamesi ve eki hesap özeti ile ihtarname öncesi hesap kat edileceği bilgisini içerir ihtarname davalı-borçluya tebliğ edilmişse de verilen süre içerisinde borç ödenmediğinden borçlu hakkında Bakırköy .... icra müdürlüğü’ nün ......

              Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan (mutlak ve nispi ticari dava konusu olan uyuşmazlıklar) kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir. Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir. A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır....

                Ticaret mahkemelerinin görevi TTK'nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." denilmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK'nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, öğretide benimsenen görüşe göre de ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü için öncelikle "ticari işletme", "ticari iş", "tacir" ve "ticari dava" kavramları üzerinde kısaca durulmasında yarar vardır....

                  Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler....

                    , 19.09.2019 takip tarihi itibariyle davalı şirket cari hesap bakiyesinin 4.212,16 TL borçlu durumda olduğu, bu bakiyenin 30.09.2019 tarihinde Şüpheli Ticari Alacaklar hesabına virman yapılmış olduğu tespit edildiği, davacı şirket kendi ticari defterlerinde; davalı şirketten 19.09.2019 takip tarihi itibarıyla 4.212,16 TL alacaklı durumda olduğu, davalı şirketin incelemeye ibraz etmiş olduğu işletme defteri kayıtlarının tetkikinde; davacı şirket tarafından tanzim edilen faturaların, 2018 yılı işletme defterinde Gider olarak kayıtlı olduğu; 09.08.2018 tarihli 7.016,28 TL tutarlı faturanın 69 sıra numarasında, 16.10.2018 tarihli 1.279,12 TL tutarlı faturanın 81 sıra numarasında ve 25.10.2018 tarihli 3.341,76 TL tutarlı faturanın 83 sıra numarasında kayıtlı olduğu tespit edildiği, işletme defterinin gider sayfasına, alınan mal ve hizmet bedeli faturaları (ödemesi yapılan veya yapılmamış olan) kaydedilmesi gerektiği, gelir sayfasına ise, satılan mal ve hizmet bedeli faturaları (tahsilatı yapılan...

                      UYAP Entegrasyonu