TL'nın ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerine göre, ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir (TTK 11/1). Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir (TTK 11/2). Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten gerçek kişiye tacir denir (TTK 12/1)....
İlk Derece Mahkemesince; davacıların sübut bulmayan davasının tümden reddine, davalı aleyhine verilen tüm tedbir kararlarının 26/11/2020 tarihi itibari ile kaldırılmasına, davacıların alacak davası açmış olmaları ve yasal dayanağının ise olmaması nedeni ile davalının tazminat talebinin reddine, karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ticari nitelikteki işletme devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12., 13., 14. ve 43. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
" karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; davacıların sübut bulmayan davasının tümden reddine, davalı aleyhine verilen tüm tedbir kararlarının 26/11/2020 tarihi itibari ile kaldırılmasına, davacıların alacak davası açmış olmaları ve yasal dayanağının ise olmaması nedeni ile davalının tazminat talebinin reddine, karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ticari nitelikteki işletme devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....
İlk Derece Mahkemesince; davacıların sübut bulmayan davasının tümden reddine, davalı aleyhine verilen tüm tedbir kararlarının 26/11/2020 tarihi itibari ile kaldırılmasına, davacıların alacak davası açmış olmaları ve yasal dayanağının ise olmaması nedeni ile davalının tazminat talebinin reddine, karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ticari nitelikteki işletme devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12., 13., 14. ve 43. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Somut uyuşmazlıkta da ticari işletme niteliğindeki halk otobüsünün hat ve hisse devri sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istenmektedir. Ticari işletme hakkındaki maddi hukuk normları ile ilgili düzenlemeler de TTK.'nın 1. Kitabında yer almaktadır. Bu durumda ticari işletme devri sözleşmesinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılır. O halde ticari işletme devri sözleşmesi niteliğindeki dava konusu sözleşmeden kaynaklanan somut uyuşmazlığı görüp incelemeye de asliye ticaret mahkemesi görevlidir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : DAVACI : DAVALI : DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: (I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı ...'...
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür....
Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....
TTK'nın 4/1- a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Yine, TTK'nın 11/1. maddesi uyarınca ticari işletme, “Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü” işletme olup, 12/1. maddesi uyarınca da, bir ticari işletmeyi “kısmen de olsa” kendi adına işleten kişi tacir kabul edilmiştir. Somut olayda, davacının adi ortaklıktan doğan alacak talebinde bulunduğu ve Kulu Vergi Dairesi'nin 08/06/2021 tarihli yazısına göre de dava tarihinden önce ticareti terk ettiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir değildir ve adi ortaklığa ilişkin hükümler de Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiştir. Bu durumda mutlak ya da nispi ticari dava söz konusu olmadığına göre davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargıtay 3....
TTK'nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Yine, TTK'nın 11/1. maddesi uyarınca ticari işletme, “Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü” işletme olup, 12/1. maddesi uyarınca da, bir ticari işletmeyi “kısmen de olsa” kendi adına işleten kişi tacir kabul edilmiştir. Somut olayda, davacının adi ortaklıktan doğan alacak talebinde bulunduğu ve Kulu Vergi Dairesi'nin .... tarihli yazısına göre de dava tarihinden önce ticareti terk ettiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir değildir ve adi ortaklığa ilişkin hükümler de Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiştir. Bu durumda mutlak ya da nispi ticari dava söz konusu olmadığına göre davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, ..... E. ..... K....