Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 02.06.2021 tarihli ve 431 sayılı Konya Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümü Kararı ilgili daire 4. maddesine göre "TTK'nın 4. maddesinin atfıyla, Türk Borçlar Kanununda yer alan, işletmenin satılma ve değiştirilmesi (TBK. m. 202- 203), yayım sözleşmesi (TBK m. 487- 501), kredi mektubu ve kredi emri (TBK m. 515- 519), ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları (TBK m. 547- 554), ticari nitelikli havale (TBK m. 555- 560), saklama sözleşmeleri (TBK M. 561 VD.) ilişkilerinden kaynaklanan alacak davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" açısından istinaf incelemesi yapma görevi Konya Bölge Adliye Mahkemesi'nin 6. Hukuk Dairesine aittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık saklama sözleşmesinden kaynaklandığına ve saklama sözleşmeleri iş bölümü kararı ile açıkça 6. Hukuk Dairesi'nin görevleri arasında sayıldığına göre dairemizin görevsizliği ile Aidiyet (Gönderme) kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır..." şeklinde karar verilmiştir....
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 02.06.2021 tarihli ve 431 sayılı Konya Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümü Kararı ilgili daire 4. maddesine göre "TTK'nın 4. maddesinin atfıyla, Türk Borçlar Kanununda yer alan, işletmenin satılma ve değiştirilmesi (TBK. m. 202- 203), yayım sözleşmesi (TBK m. 487- 501), kredi mektubu ve kredi emri (TBK m. 515- 519), ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları (TBK m. 547- 554), ticari nitelikli havale (TBK m. 555- 560), saklama sözleşmeleri (TBK M. 561 VD.) ilişkilerinden kaynaklanan alacak davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" açısından istinaf incelemesi yapma görevi Konya Bölge Adliye Mahkemesi'nin 6. Hukuk Dairesine aittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık saklama sözleşmesinden kaynaklandığına ve saklama sözleşmeleri iş bölümü kararı ile açıkça 6. Hukuk Dairesi'nin görevleri arasında sayıldığına göre dairemizin görevsizliği ile Aidiyet (Gönderme) kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır..." şeklinde karar verilmiştir....
Bu ödeme ister rızaya dayalı, ister cebri icraya dayalı olsun sonuç değişmeyecek ve TBK öncesi icrada yapılan ödemeler de faiz tavan sınırlarına dayalı olarak menfi tespit veya istirdat davası dava açma hakkı vermeyecektir. Sonuç olarak tavan sınırların görülmekte olan davalara da uygulanmasının anlamı, borcun TBK öncesinde ödenmiş olan kısımları hariç tutularak son ödeme tarihinde kalan asıl alacak miktarı esas alınarak bu tavan sınırların uygulanacak olmasıdır. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı takibe konu borcu takipten sonra ödediği hâlde takibe devam edildiğini ve haksız faiz işletildiğini belirterek menfi tespit davası açmıştır....
GEREKÇE: Dava, TBK nun 202.maddesi gereğince örtülü işletme devri hukuksal nedenine dayalı alacak davasıdır. Davacının, dava dışı ... Limited Şirketine otel işlemi programı satışından kaynaklı iki adet fatura nedeniyle başlattığı icra takibinin kesinleşip Zeytinburnu İlçesi, ... ada, ... parsel üzerine haciz konulduğu taşınmazın davalı ... tarafından satın alınması, taşınmaz üzerindeki otelin ... Şirketince faaliyet gösterilmesi sebebiyle, davalıların 6098 TBK.'nın 202. uyarınca faturaya dayalı takipten dava dışı dosya borçlusu ile birlikte sorumlu tutularak davalılardan tahsili istemine ilişkindir....
Dava, yersiz ödemenin sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdadına ilişkindir. 818 sayılı BK 66.maddesinde; sebepsiz zenginleşme davasının, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 1 yılın geçmesi ile, 6098 sayılı TBK 82.maddesinde ise 2 yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK gibi 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6101 sayılı TBK Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5/1.maddesinde; "TBK yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder "düzenlemesi yeralmaktadır. Somut olayda; yanılgılı hukuki nitelendirme yapılmak suretiyle, davadaki istemin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğu gözardı edilerek, davacı idarenin emir vermeye yetkili makamının “iş bu davanın açılması için verdiği olur tarihi” araştırılmadan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İhtarnamenin tebliğine göre; asıl borçlu ve kefil yönünden temerüd tarihinin 30.12.2015 olduğu belirlenmiştir.buna göre yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın takip tarihi itibarıyla asıl borçlu şirketten toplam 3.634.062,97 TL tutarında alacaklı bulunduğu, asıl alacak tutarı olan 3.596.775,20 TL sına takip tarihinden itibaren yıllık %44,24 oranında temerrüd faizi yürütülebileceği, belirlenn toplam alacak tutarı davalının kefalet limiti kapsamında kaldığından TBK 589.maddesi hükmü gereğince ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, belirlenen toplam alacak tutarı üzerinden davalının takip dosyasındaki itirazının iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur....
İhtarnamenin tebliğine göre; asıl borçlu ve kefil yönünden temerüd tarihinin 30.12.2015 olduğu belirlenmiştir.buna göre yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın takip tarihi itibarıyla asıl borçlu şirketten toplam 3.634.062,97 TL tutarında alacaklı bulunduğu, asıl alacak tutarı olan 3.596.775,20 TL sına takip tarihinden itibaren yıllık %44,24 oranında temerrüd faizi yürütülebileceği, belirlenn toplam alacak tutarı davalının kefalet limiti kapsamında kaldığından TBK 589.maddesi hükmü gereğince ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, belirlenen toplam alacak tutarı üzerinden davalının takip dosyasındaki itirazının iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur....
Zamanaşımını kesen sebepler (TBK m. 154 ve 157) gösterilmiştir. Bu maddelere göre zamanaşımı: borçlunun bir fiili ile; alacaklının bir fiili ile; yargılama ve takibe ilişkin bir işlemle; yargıcın emir ve hükmüyle kesilebilir. Zamanaşımı süresi içinde alacaklı istemde bulunmazsa, alacağın dayalı olduğu maddi hak sona ermemekte, sadece alacağı talep etme hakkı düşmektedir. Zamanaşımı süresi kesildiği takdirde, kesilmiş olduğu tarihten itibaren yeniden işlemeye başlayacaktır. Zamanaşımını kesen nedenler, (TBK 154. madde) sınırlı sayıda belirtilmiştir....
Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE, -Takibin 32.195,37 TL asıl alacak, 1.710,47 TL işlemiş faiz, 87,03 TL BSMV, 394,14 TL masraf olmak üzere toplam 34.387,01 TL alacak üzerinden ,alacağın asıl alacak kısmı olan 32.195,37 TL lik kısmına takip tarihinden ödeme tarihine kadar işletilecek %40,95 temerrüt faiz oranında faizi, faizin %5 BSMV, icra harç ve masrafları, vekalet ücreti ile birlikte, tahsilde tekerrür etmemek ve kısmi geri ödemelerin TBK 100. maddesi uyarınca önce faiz ve masraflardan düşümünün sağlanmak kaydıyla DEVAMINA,FAZLAYA İLİŞKİN TALEBİN REDDİNE, -Alacak likit olduğundan asıl alacağın(32.195,37 TL) %20'si olan 6.439,07 TL icra inkar tazminatının davalı ...’den alınarak davacıya verilmesine, 2-Davanın davalı ... yönünden KABULÜNE, -85.740,00 TL gayri nakdi kredi bedelinin davalılar tarafından(davalı ...’nin 2.510,00 TL sinden sorumlu tutulması kaydıyla) davacı bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince...
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; davacının mazeretsiz olarak işe gelmemesi sebebiyle hizmet akdinin sonlandırıldığı yönündeki davalı tarafın savunmasının, dinlettiği tanık anlatımları ile desteklenmiş olması karşısında hizmet akdinin haklı nedene dayalı olarak feshedildiğinin kabulü ile bu yöndeki haksız fesih tazminatı (ihbar tazminatı) ve TBK 438/3 maddesi kapsamındaki muhik tazminat (uygulamada kıdem tazminatı yerine tekabül eden) taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken haksız fesih tazminatı talebinin ve uygulamada kıdem tazminatı yerine geçen muhik tazminatın TBK 438/3 maddesinde düzenlenmiş olmasına rağmen bilirkişi raporunda fesih hakkının kötüye kullanılmasına ilişkin tazminatın düzenlendiği TBK 434 maddesine göre hesaplanan tazminata hükmedilmesi isabetli görülmemiştir....