Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, kanunun sistematiği nazara alındığında Kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/1-(k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

    Dolayısıyla davacının dayandığı 10.10.2003 günlü satış vaadi sözleşmesinin aksi tanık sözleriyle kanıtlanmış kabul edilemez. Diğer taraftan; sözleşmede sonradan 4 ve 6 numaralı bağımsız bölüm olan taşınmazların satışı vaad edilmemişse de, 396 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tümünün satışı vaad edildiğinden, «çoğun için de az da vardır» kuralı gereği davalının ilerde kurulan kat mülkiyetinde 4 ve 6 numaralı bağımsız bölüm sayısını alan taşınmazları da davacıya satmayı vaad ettiğinin kabulü zorunludur. Bu haliyle de sözleşmenin ifa olanağı bulunmaktadır. Davalı 10.10.2003 günlü 10053 yevmiye numaralı sözleşmen kaynaklanan hakları ile arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan haklarını açacağı başka davalarda kullanabileceğinden, mahkemece davanın kabulü yerine davacını dayandığı 10.10.2003 günlü sözleşmenin aksi kanıtlanmış gibi istem reddolunduğundan, karar bozulmalıdır....

      Talep, arsa sahipleri tarafından aralarındaki taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden müteaahhit firmaya yönelik ihtiyati tedbir isteğine ilişkin olup, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı görülmekle; Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili Kararı ile 01.09.2021 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması, dava konusu uyuşmazlığın HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesine aittir....

      Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye (davacıya) temlik etmişse, üçüncü kişi (davacı) Türk Borçlar Kanununun 97. maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz. Yapılan bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacı, davayı açmadan önce ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığı ile tespit yapılmış ve inşaat mühendisi bilirkişi aracılığı ile inşaatın genel durumunu belirlemiştir. Rapor da arsa sahipleri ile yüklenici arasında yapılan taşınmaz mal satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yerinde yapılan inceleme sonucu inşaat seviyesinin %95 oranında olduğu ve yüklenicinin hak ettiği tapu miktarının 15 adet olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir....

        İş sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar ile davalı arasında Yalova ili, Çiftlikköy ilçesi, Karaçalılık mevkii, 1078 ada 2 parsel sayılı taşınmazda tek blok 4 daire inşa edilmesi konusunda düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiği, bu binada zemin kat, 1 nolu bağımsız bölüm ve 2. kat 3 nolu bağımsız bölümün davacılara teslim edilmesi hususunda tarafların anlaştıkları, inşaat temel üstü ruhsatının alım tarihinden itibaren 18 ay içerisinde bitirileceği, sözleşme tarihinden itibaren en az 3 ay içerisinde inşaat ruhsatının alınacağı konusunda anlaştıkları, 22/12/2017 tarihinde davacılar ile davalı adına vekaleten hareket eden Mehmet Abi arasında düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ek protokol düzenlendiği, ek protokolde yüklenicinin edimini en geç 01/07/2018 tarihine kadar gerçekleştireceğini, inşaatın ve dairelerin her türlü fiziki koşulları tamamlanmış, eksiksiz...

        Davadaki istemin dayanağı, biçimine uygun düzenlenmiş 17.08.1998 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesidir. Sözleşmenin tarafları davacı Kenan ile vaad borçlusu Cevdet'tir. Anılan sözleşmenin davalılar arasındaki 03.06.1996 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesine dayanılarak yapıldığı, davacıya satış vaadinde bulunan yüklenici Cevdet'in arsa sahiplerinden kazanacağı kişisel hakkını 17.08.1998 tarihinde satış vaadi sözleşmesi ile davacıya alacağın temliki hükümlerine göre temlik ettiği görülmektedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Burada satış vaadinde bulunan tarafın borcu bir taşınmazı veya yapıdaki binanın bağımsız bölümü mülkiyetini vaad alacaklısına geçirmek, vaad alacaklısının borcu ise yapılacak temlik işleminin bedelini (satış bedelini) vaad borçlusuna ödemektir....

          Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hakkında açıklama yapılmasında yarar vardır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, arsa sahibinin arsasındaki belli payların mülkiyetini yükleniciye devretme borcu altına girdiği, buna karşılık yüklenicinin de arsa üzerinde bağımsız bölümler inşa etme ve bu bağımsız bölümlerden arsa sahibine ait olanları devretme borcu altına girdiği bir sözleşmedir (Erman,H: Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi, 3. B., İstanbul 2010, s. 1; Coşkun, G.: Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Hak Kazanan Üçüncü Kişinin Hukukî Durumu, 1. Baskı, Ankara 2010, s. 25)....

            Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/1-(k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

              Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

                Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Davaya konu uyuşmazlık; arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle davacının arsa sahibine bırakılacak olan taşınmaz nedeniyle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı alacak talebine ilişkindir. Davacı ile davalılardan ... ve ...'...

                  UYAP Entegrasyonu