Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı arsa malikleri ile dava dışı yüklenici arasında 05.07.1996 günü Noterde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi; bu sözleşmede yer almayan davacının bayii arsa maliki ... ile de 08.07.1996 tarihinde yine Noterde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediğini, anılan bu sözleşmeler uyarınca 528 parsel sayılı taşınmazda yapılacak bağımsız bölümlerden 9 numaralı olan davacının bayii ...’ye bırakıldığını, taşınmazdaki ...’ye ait payın 18.08.2000 tarihinde tapudan adına devredildiğini, ayrıca bu devirden sonra düzenlenen 18.09.2000 günlü satış vaadi sözleşmesiyle de 9 numaralı bağımsız bölümün satışının vaat edildiğini, 05.07.1996 ve 08.07.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak kat irtifakı kurularak 9 numaralı bağımsız bölümde arsa maliklerinin paydaş olduğunu ileri sürerek, 9 numaralı...

    Sözleşmenin fesih edilmemesi durumunda ise, yükümlülüklerini yerine getirmeyen taraftan yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı doğan zarar tutarı ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesi talep edilebilir. Başka bir deyişle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, yüklenicinin temliki nedeniyle dava açan davacı, tapu iptal tescil talebini sözleşme tarafı olan yüklenici ile tapuda malik görünen arsa maliklerine yöneltebilirken, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmaması halinde sözleşemeden kaynaklı zararlar için alacak talebini ancak sözleşmenin tarafı olan kişi ya da kişilere yöneltebilir. O halde mahkemece; davaya konu satış vaadi sözleşmesinin halen geçerli olduğu dikkate alınarak, davacının tapu iptal ve tescil talebi yönünden; dava konusu bağımsız bölümün de yer aldığı Mersin 2....

      Noterliğinden 26.03.2018 tarihli ve ------yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve / Hasılat Paylaşım Esaslı İnşaat Sözleşmesi / Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" imzalandığını, davalı firmalar arasında akdedilen iş bu sözleşmeye göre arsa üzerinde yüklenici tarafından bir proje inşa edileceğini ve projedeki bağımsız bölümlerin satışının arsa sahibi adına yine yüklenici tarafından gerçekleştirileceğini, bu satışlardan gelen hasılatın %58'inin arsa sahibi ----- % 42'sinin yüklenici olan ------ ait olacağını, inşaat ruhsatının alınmasından itibaren 48 ay sonra halen satışı yapılmamış olan bağımsız bölümlerin ise aynı oranlarda taraflar arasında paylaştırılacağını, işbu sözleşmeye göre ----- satış yetkisi alan -----Adi Ortaklığı davalı ----- arsa sahibi olduğu----- parselde” kayıtlı taşınmaz üzerindeki ----Projesi kapsamında----- sayılı bağımsız bölümlerini iyi niyetli 3. kişi olan müvekkili şirkete -----....

        Ancak, kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

          Bir iş görerek eseri meydana getirmek ve meydana getirilen eseri iş sahibine teslim etmek (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, binayı sözleşmeye, amacına ve fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmek) yüklenicinin ana borcudur. Kural olarak da asıl olan sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifasıdır. Aksi halde, sözleşmeden beklenen yararlar dengesi bir taraf aleyhine bozulur. Böyle bir durumda da bir taraf edimini yerine getirmiş kabul edilemez. Somut olaya gelince; her ne kadar mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. İnşaatın geldiği seviye tespit edilmemiştir. Noterde düzenleme şeklinde yapılan 07.08.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesinde iskan şartının bulunmadığı görülmektedir....

            Mahkemece davanın kabulüne, sözleşmeye konu 3 numaralı bağımsız bölüme isabet eden arsa payının davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, taraflar temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Borçlar Kanununun 22. maddesinden kaynaklanan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

              sözleşmesinin feshedilmiş olması sebebine dayanarak arsa sahibinin kendisinin sattığı bağımsız bölüm ya da arsa paylarıyla ilgili tapu iptali ve tescil isteminde bulunamayacağını, arsa sahipleriyle ilgili yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshedildiğine göre dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 61 ve devamı maddeleri gereğince ve haksız iktisap kuralları uyarınca yüklenici ile onun devrettiği ya da yüklenicinin talimatıyla arsa sahiplerince üçüncü kişilere yapılan pay devirlerinin edinme sebebinin hukuksal dayanaktan yoksun kaldığını, dava konusu taşınmaza ilişkin resmi şekilde düzenlenmiş satış ve vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin kendilerince mahkemeye ibraz edildiğini, bu konuda taralar arasında da bir ihtilaf bulunmadığını, bilirkişi raporuna göre inşaatın seviyesinin %40 olduğunu, dolayısıyla yüklenicinin edimini yerine getirmediğini, bu bağlamda yaklaşık ispata yarar delilleri ibraz ettiklerini...

              Bu sözleşmeyle üzerine inşaat yapılması kararlaştırılan taşınmazın 55/100 payı eser bedeli olarak peşinen davalı yükleniciye devredilmiş, 26.4.1996 günlü satış vaadi sözleşmesiyle kişisel hak kazanan davacı buna karşılık gelen yapıdaki (13) numaralı bağımsız bölüm arsa payının adına tescilini istemiştir. Görüldüğü gibi, 26.5.1993 günlü inşaat yapım sözleşmesinin karşı tarafı olan arsa sahipleri Hüseyin v.s. davada taraf durumunu almamıştır. Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde eser bedeli kural olarak taşınmazdaki bir bölüm arsa payının yükleniciye devri suretiyle ödenir. Eser bedeli olarak yükleniciye peşin devir yapılmış olunsa bile, yüklenici bu bedele eserin tesliminde hak kazanır. Zira, peşin yapılan devir bir bakıma yükleniciye yapılmış avans ödemesidir....

                Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı gerçek kişi tarafından ikame edilen işbu davada davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğunu, davalı şirket dışında kalan davalı müvekkilin de aralarında bulunduğu diğer davalıların Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'nde taraf olup arsa paylarının bulunduğu dikkate alındığında davaların Genel Mahkemede görülmesi gerektiğinden davanın usulden reddine karar verilmesini, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, davacı taraf resmi şekle tabi olan ve davalı müvekkilin de aralarında bulunduğu arsa malikleri ile davalı şirket arasında imzalanan Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'nin tarafı olmadığını, inşaatın davalı şirket tarafından süresinde bitirilmediği gibi davalı şirket ile davacı taraf arasında düzenlenen tarihsiz adı yazılı...

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/12/2021 NUMARASI : 2020/170 ESAS-2021/449 KARAR DAVA KONUSU : (Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; arsa sahipleri davacılar ile davalı RCK Yapı İnşaat Turizm Emlak Gıda ve Tic. Ltd. Şti arasında Ankara 58....

                  UYAP Entegrasyonu