Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın 1992 ve 2010 yılları arasındaki dönemde haksız mal edinip edinmediği hususunda kendisinin, eşinin, velayeti altındaki çocuklarının sahip oldukları taşınır ve taşınmaz malları edinmek maksadıyla yaptığı harcama miktarı ile kendisinin ve eşinin elde ettiği gelirlerinden yaptığı tasarruf miktarının mukayese edilmesi suretiyle belirlenmelidir. Bir üst paragrafta belirtilen mukayese yapılırken sanığın, gelirleri toplamına; kendisinin ve eşinin ücret gelirlerinin, 1992 yılından önce edindiği ve inceleme döneminde sattığı taşınır ve taşınmaz malların satış bedelinin tamamı ile 1992 ve 2010 yılları arasında gerçekleşen taşınır ve taşınmaz mal alım-satımından kaynaklanan arizi kazançlar toplamının; harcama miktarına ise taşınır ve taşınmaz mal edinmek maksadıyla yaptığı giderler ile kendi, eşi ve reşit olmayan çocukları adına kredi kartı harcamalarının da dahil edilmesi gerekmektedir....

    Dava dilekçesinde ve aşamalarda davacı taraf, davalı adına taşınmaz alınırken kendi hissesinden fazla ödediği kişisel malı olan toplam 58.000,00 TL para bulunduğunu, bu paranın davacının evlenmeden önce sahip olduğu aracın satışından gelen 15.000,00 TL, ziynet eşyalarının bozdurulmasından ele geçen 13.000,00 TL, davacının babası tarafından ev alınırken verilen 10.000,00 TL ile yine davacının babası tarafından taşınmaz alınırken çekilen konut kredisinin ödenen taksit bedelleri 20.000,00 TL'den ibaret olduğunu açıklamış ve bu 58.000,00 TL'nin kendisine iadesini istemiştir. Mahkemece, davacının sadece ziynet eşyalarının satımından gelen 10.000,00 TL paranın davalı tarafa verildiği kabul edilerek taşınmazla oranlama yapmak suretiyle davacı lehine yazılı şekilde değer artış payı alacağına hükmedilmiş ise de; az yukarıda açıklandığı üzere talep kişisel malın iadesinden ibarettir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Yalan tanıklık HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya kapsamına göre, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/114 Esas, 2016/165 karar sayılı dosyasında, davanın konusunun taşınmaz alım satımından kaynaklı ve bonoya dayalı alacak davası olduğu, kriminal rapor doğrultusunda senede yapılan ilavelerin davalının el ürünü olmadığı ve bononun zorunlu unsurlarını ihtiva etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği gözetildiğinde; sanığın, taşınmazın 1/3’lik kısmının kullanılmadığına ve ürün ekili olmadığına dair beyanının görülmekte olan davanın esasına ilişkin olmaması nedeniyle yalan tanıklık suçunun oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321....

        Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmeştir. 1-4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı TKHK’nun 3. maddesinde kanunun uygulanmasıyla ilgili tanımlar yapılıp, bu arada “Alışverişe konu olan taşınır eşyayı konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları...” mal, “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan ... yada tüzel kişiyi” tüketici, “Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan ... veya tüzel kişileri” satıcı olarak tanımlamıştır. Aynı yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmüyle kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir. Somut olay değerlendirildiğinde davacı ... ile davalı satıcı arasında konut satımından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır....

          Asliye Hukuk Mahkemesi ise, dava konusu hukuki işlemin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığı, bu nedenle davaya tüketici mahkemesinde bakılması gerektiğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa ile tüketiciler ile satıcı ve üretici firma arasındaki mal ve hizmet alım satımından kaynaklanan anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması görevi Tüketici Mahkemelerine verilmiştir. Dava devremülk satışından kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın niteliği itibarıyla taraflar arasında 4077 Sayılı Kanunun 3/c maddesinde tatil amaçlı taşınmaz malların da yasa kapsamında düzenlenmesine göre uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Ankara 4. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 02.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

            KARAR Davacı, davalı ile yapılan harici sözleşmeyle davalının 55 m2 olarak imal etmeyi taahhüt ettiği dükkanın tesliminin kararlaştırıldığını,ancak davalı tarafından sözleşmeye konu dükkanın 24 m2 olarak yapıldığını, davalının bu farktan kaynaklanan zarara ilişkin ödemeyi teklif ettiği bedelin zararı karşılamaktan uzak olduğunu, bu nedenle eksik ölçülerde imal edilmiş olması nedeniyle oluşan zararına karşılık fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ıslah ile artırılan 62.000 TL'nin davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle tahsilini ve hükmedilecek tazminat tutarının şartname uyarınca davalıya olan borcundan takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacı ile taşınmaz satışına ilişkin düzenlenen harici satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, sözleşmenin geçerli hale gelmesi için gösterdikleri çabanın davacı tarafta karşılık bulmadığını ve sözleşme ile bağlı olmadıklarını belirterek davanın reddini dilemiştir....

              Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın gayrimenkulun alım satımından kaynaklanan alacak istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 05.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; taşınmazın harici satımından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 13. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; Gayrimenkul satımından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 13.Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 01.07.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; zaytin alım-satımından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 13. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 13.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu